18

629 61 93
                                    

"Bak ben şimdi ne yapacağım baba!" Yongbok üst üste koyduğu üç bisküviyide ağzına tıktı. Dolu yanakları ve dudaklarının arasından çıkan bisküvilerin uçlarıyla baktı babasına. Seungmin gülerek, büyükannelerinin masaya koyduğu atıştırmalık tabakalarının yanında oturan kızının yanına oturdu.

"Afferin benim prensesime ama hepsini böyle bir anda yersen kusabilirsin." Seungmin peçete alarak, ağzındaki doluluktan dolayı çenesini bile hareket ettiremeyen kızına yaklaştı. Elindeki peçeteyi kızının ağzına doğru tuttuğunda, kızı onu anlayarak ağzındaki bisküvileri peçeteye tükürdü.

"Çenem uf oldu." Yongbok acıyan çenesini tutarak dolu gözleriyle baktı babasına. Seungmin onun ağzının kenarındaki salyaları da bir peçete yardımıyla sildi.

Chan yanında oturan kuzeninin yanağına sulu, sesli bir öpücük bıraktı. Daha sonra küçük ellerini açarak, Yongbok'un çenesine sürttü,okşamayı hedefleyerek. Sonrasında da kollarını boynuna sardı.

"Benim de bir yerim uf olduğu zaman, annem hep önce öper. Sonra böyle yapar," Yongbok'un çenesini okşadı küçük elleriyle. "En sonunda sıkıca sarılır." Chan kollarını biraz daha sıkılaştırdığında, Hyunjin oğluna şefkatli gülümsemesiyle baktı.

Chan küçük kızdan ayrılarak, annesinin yanına koştu. Hyunjin onu kucağına alıp, bacaklarına yan bir şekilde oturttu. "Doğru yaptım mı anne?" Hyunjin gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı. Chan bununla mutlu olurken yere değmeyen bacaklarını sallayıp genişçe gülümsedi.

Seungmin'de kızının çenesini öptükten sonra kucağına alarak tekrar koltuğa oturdu. Eline aldığı meyve suyunu içirirken, babasıyla yarım kalan konuşmasına devam etmişti.

Sohbet sohbeti açarken Hyunjin daraldığını hissederek balkona gitmek için ayaklanmıştı. Almira ile kahkahalar atarak konuşan Jeongin'e son kez baktıktan sonra balkona çıkmıştı. Üzerine aldığı ince siyah hırkasına sarılarak, balkondaki küçük L koltuğa oturdu.

Bir süre sonra balkonun kapısı açıldığında, yanına oturan bedenle gözlerini şehir manzarasından çekti. Seungmin emin olamayarak elini dostani bir tavırla, dalgın bakışlarla kendisine bakan kadının omzuna koydu.

"Neler oldu, anlatmak ister misin?" Hyunjin yorgun bir şekilde gülümsedi.

"Aslında sadece yorgunum." Omuz silkti düşük göz kapaklara sahip olan kadın. "Değersiz hissetmekten yoruldum. Düşünmekten yoruldum." Seungmin burukça gülümsedi arkadaşına.

"Lisedeyken de böyle söylerdin."

"Sevilmeyecek, değer görmeyi hak etmeyecek bir insanmış gibi hissediyorum kendimi." Hyunjin'in halsiz gözleri şehir manzarasını buldu yeniden. "İnsanların beni kullanmasından bıktım artık. Bende koşulsuz sevilmek istiyorum." Seungmin, sesi titreyen arkadaşına baktı hüzünlü gözlerle.

"Ben seni koşulsuz seviyorum Hyunjin. Çocuklarında seni koşulsuz seviyor. Yaptığın yanlış tercihler yüzünden, seni seven insanları görmezden gelme. Yapma bunu kendine. Sen sadece, sadece hep yanlış tercihler yaptın. Yanlış kişileri sevdin. Lisede olanlardan sonra sana ulaşamadım, o kadar çok endişelendim ki." Seungmin arkadaşının ellerini tuttu.

"Eğer seni sevmeseydim çabalamazdım. Seni bulmak, iyi olduğuna emin olmak için o kadar çabaladım ki. Sevmeyen bir insan bu kadar çabalamaz Hyunjin. Seni sevenler var. Sevmeyenleri değil, sevenleri düşünmelisin." Hyunjin titreyen alt dudağını ağzının içine yuvarladı.

"Lisede olanlardan sonra böyle düsünüyorsun biliyorum. Jisung ile de aranız pek iyi değil sanırım, onun da etkisi var üzerinde değil mi?" Hyunjin başını olumlu anlamda salladı. En azından bu süreçte, eşinin ona destek olmasını istiyordu. Düşüncelerinin arasında kaybolmuş iken, eşi onu çekip kurtarsın istiyordu.

Aile ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin