Tüm hastane horlama sesleriyle inliyordu. Saat gecenin 1'iydi. Bu seslerin sebebi 7 numaralı sedyede yatan hastaydı. Acile gelen herkes bu seslerden rahatsız olsa da kimse olay çıkartmaya yanaşamıyordu. Bu korkularının sebebi sedyede yatan çocuğun başında duran kişilerdi. Tuhaf tiplere benziyorlardı.
Jisung bir köşede insanların bakışlarından utanmış bir şekilde oturuyordu. Minho onu izliyor, onun bu masum yüz ifadesine bitiyordu. Chan ve Changbin yerde kim daha çok şınav çekebilir diye yarışıyorlardı.
Tam o sırada Jisung'un çalan telefonuyla üçlü ona döndü. Jisung telefona baktığında arayan kişinin Seungmin olduğunu gördü. Derin bir iç çekerek açtı telefonu ve kulak zarı patladı.
"SEN NERDESİN SAAT KAÇ OLDU BEKLİYORUM SENİ?"
Jisung kulağındaki ağır hasarı belli etmemeye çalışarak nazikçe cevap verdi.
" Hastanedeyim canım arkadaşım. Bir tanıdık yaralandı da."
"KİM O TANIDIK NOLUYOR!? BİRİNE Mİ ZARAR VERDİN?"
Jisung Seungmin'in bağırmalarını duymadıklarını umarak etrafındaki çocuklara baktı.
Minho ne konuştuğunu duymaya çalışırcasına ona bakıyordu dikkatlice. Diğer ikisi odağını ondan çekeli çok olmuştu. Şınav savaşına geri dönmüşlerdi. Hyunjin horlamaya devam ediyordu. O sırada Jisung'un dikkatini dağıtacak bir bağırış yükseldi.
"KONUŞSANA! NE SUSUYORSUN? BİR ŞEY SORDUM"
"Bekle biraz"
Jisung oturduğu yerden kalkarak acilin çıkışına doğru yöneldi. Kendini takip eden ayak seslerini fark etti. Arkasını döndüğünde onu 3 adım uzaktan takip eden Minho ile göz göze geldi. Ona en sikici bakışını attı Jisung. Minho'nun korktuğu söylenemezdi. Jisung tekrardan önüne dönerek yürümeye devam etti. Genç keko onu hala takip ediyordu. Jisung Minho'ya dönerek bağırdı.
"KUYRUĞUM GİBİ NE DOLANIYORSUN PEŞİMDE"
Minho normalde bu şekilde bağırmasına karşılık olarak karşısındaki çocuğu dövmesi gerekirdi ama karşısındaki çocuğa kıyamıyordu. Çok güzeldi. Ona zarar gelsin istemezdi ama bu onu korkutamayacağı anlamına gelmiyordu.
Minho ellerini cebine soktu. Jisung'un gözlerine bakarak ona doğru bir adım attı. Jisung ne yapmaya çalıştığını anlamayarak ona bakıyordu. Telefon kulağındaydı ve Seungmin hiç durmadan bağırıyordu ama Jisung onun bağırmalarından tek kelime anlamıyordu çünkü karşısındaki kekoya kitlenmişti. Minho bir adım daha attı ve bir adım daha... En sonunda Jisung'un önüne dikildi.
Minho yavaşça elini cebinden çıkardı. Jisung korkak gözlerle bakıyordu. Minho yavaşça kolunu kaldırdı ve Jisung'un suratının önüne nah işareti yaptı ve bağırmaya başladı. Etraftaki gözler ona döndü.
"LAN BÜCÜR SENİ BURADA AYAKTA BAYILTA BAYILTA SİKERİM 7 GÜN YÜRÜYEMEZSİN. GELMİŞSİN BANA BAĞIRIYORSUN. ŞİMDİ SİKTİR GİT EVİNE BİZ BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ "
Yaşlı bir teyze aboo diyerek ağzını kapattı.
Jisung etraftaki insanların baktığını görünce sinirden kıpkırmızı kesildi." Amk herifi insanlık yapalım diyoruz borçlu çıkıyoruz. Bir daha karşıma çıkma. Senin ağzını yüzünü sikerim"
" Lan manyak o küçük pipişinle yüzümü siksen nolur amk. De get yoluna"
Jisung bir şey söylemek istiyormuş gibi baktı Minho'ya ama demeden arkasını döndü. İki adım atıp arkasını döndü. Keko çocuk arkasını dönmüş gidiyordu. Son kez bağırdı.
" Büyük bi kere''
Seungmin'in bağırmalarına cevap vermeye çalışarak önüne dönerek gitti. Minho son kez arkasını dönüp gülümsedi. Jisung'un telefonundan Seungmin'in sesi hala duyuluyordu.
"NE BÜYÜK JİSUNG NE BÜYÜK? EVE GEL HEMEN!
________________________________
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esenyurt | Minsung
De TodoA101 kasiyeri Jisung ve onu annesinin gelini yapmak isteyen keko Minho Yan shipler Changlix Hyunin Chanmin