06. Taktik

80 19 3
                                    


Parla'dan

Okulun ilk günü keyifli geçtiği için gerginliğimi üstümden atmıştım. Okuldaki ilk haftam dolarken beni rahatsız eden tek şey Egemen'in dikkatli bakışları olmuştu.

Gaydarı kuvvetli biriydim ve o bakışların boş olmadığını anlayacak kadar da tecrübe sahibiydim.

Etkilendiğini bu kadar açık göstermeye devam ederse olmayan şansını iyice sıfıra çekeceğinden haberi yoktu.

Huzursuz bir nefes alıp Egemen ile paylaştığım sırama geçtim. Sorun etmeyeceğine olan güçlü inancımla duvar tarafına oturdum.

Köşede oturmak benim için her zaman güven verici olmuştu. Ayrıca buradan insanları izlemek de rahat oluyordu.

Sınıfta konuşacak kimsem olmadığı  için telefonumu açıp son gelen birkaç yoruma yanıt verdim. Aktif etkileşimi oldukça seviyordum. Bu yüzden sık sık yorumlarımı kontrol etmeye çalışıyordum.

Yorumlara keyifle gülerken kapıdaki hareketlilik dikkatimi çekti. Egemen yanındaki birkaç kişiyle beraber sınıftan içeriye girdi. İçimde fitili ateşlenen merak hissi kaşlarımı çatmama neden oldu. Gözlerini süzerek bir şeyler anlatan sarışın kızı ilk defa onun yanında görmüştüm.

Farkında olmadan dikkatle Egemen'e baksam da gözleri benden tarafa değmedi.

Hatta ağır adımlarla masamıza doğru yürürken bile benimle göz teması kurmadı.

"Günaydın Parla!" Deyip yanıma oturdu. Diğer günlerin aksine konuşmamıza neden olacak şeyler söylemedi.

"Günaydın! Bir sorun mu var?"

Çenesini kaşıyıp başını iki yana salladı. "Ne gibi bir sorun olabilir ki?"

Omuz silktim. "Bilmem, keyifsiz görünüyorsun."

"Bilmiyor musun, keyifsiz mi görünüyorum?"

Ondan beklemediğim bir umursamazlıkla gözlerimin içine baktı.

Bakışları yutkunmama neden olurken önüme döndüm. "Normalden biraz farklısın."

Soran bakışlarını görünce onun konuşmasına izin vermeden kendim devam ettim. "Pek konuşmuyorsun, gülmüyorsun. Garip geldi biraz."

Gözlerinden yaramaz bir parıltı geçerken dudakları hafif bir tebessümle kıvrıldı."

"Güleceğim bir şey olmadığı içindir."

Ciddi tavrı tekrar yutkunma isteği uyandırsa da yapmamak için direndim. "O kız bir şeyler anlatırken güldün ama."

"O zaman düzelteyim. Güleceğim bir şeye neden olmadığın için gülmemişimdir Parla."

"Böyle bir görevim olduğunu bilmiyordum. Dikkat ederim artık."

"Belki de iyi olmayan sensindir yavrum. Sorduğun soruya cevap verdim sadece. Senden böyle bir beklentim tabi ki yok."

"Sevindim öyleyse. Sorun olmamasına yani."

Egemen bakışlarını yüzümde gezdirdikten sonra üzerime eğildi, bir eli alnıma düşen saçları geri tararken nefesimi tutmadan edemedim. Kokusu çok hoştu ve istemediğim düşünceleri tetikliyordu.

"Sen solgun gibisin ama. Gün içinde fenalaşırsan haber ver, revire gideriz."

Onaylarcasına başımı sallasam da sesli cevap vermeme gerek kalmamıştı. Sınıfa giren matematikçiyle beraber ayağa kalktık ve böylelikle konu dağılmış oldu.

Ve ben de ilk defa matematik dersinin başlamasına bu kadar sevinmiş oldum.

Egemen'den

Öğle arasında bizimkilerle her zaman oturduğumuz masaya oturduk. Erdem gururlu bakışlarıyla yüzüme bakınca noldu dercesine göz kırptım.

"Gurur duyuyorum lan seninle. Hemen döndün özüne. Parla kendi kaybetti."

Ado şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. "Neyi kaybetti Parla?"

Kağan keyifle Erdem'in ensesine vurdu. "Gruptaki mesajları okumuyor musun lan? Çocuk dün yazdı ya taktik değiştiricem, eskisi gibi olucam diye."

"Bunu okumamıştım daha ya! Niye spoi veriyosun geri zekalı?"

Ali gözlerini devirip araya girdi. "Ado ve Erdem ayrı gruba çıksalar olur mu? Bazen katlanmak zor oluyor da. Kendim için değil sinir sistemimiz için."

"Bunları siktir et. Neler olduğunu anlat abi." Dedi Kağan Ali'nin sandalyesini kendine daha çok yaklaştırırken.

Yüzümdeki gülüş büyürken dilimi dişlerimin üstünde gezdirdim. "Soğuk olmama alışmadığı için çok şaşırdı. Eve gidince bir saat oturur düz duvar izleyerek düşünür diyorum."

Şaşkın bakışları ve yutkunuşu aklıma gelince içim şefkatle doldu. Çok tatlıydı.

Üstümde hissettiğim yoğun bakışlarla çaprazımdaki masada oturan Parla'ya baktım. Gözleri bir an dudaklarıma takılsa da beceriksiz bir gülüş atıp önündeki yemeğine döndü.

Telaşa kapıldığı anları yakalamak çok zor olduğu için bu halinin keyfini çıkardım.

O kadar güzeldi ki bana ezberimi bozduruyordu. İlk defa bu kadar açık adımlar atmıştım. Fakat ben adım attıkça o uzaklaşmıştı.

Parla'dan bu kadar hoşlanırken uzak durmak zor olsa da bakışlarını üstüme çekmek için elimden geleni ardıma koymayacaktım.

Yavrularımı çok seviyorum ya 🥺🥺 anne olmak çok zor

Beğeni ve yorum bırakırsanız çok mutlu oldum. İyi gecelerrr 💜💜

Başka Bir EvrendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin