03. Kenara Kay

208 33 10
                                    

Sınıfta son düzenlemeleri yapıp Parla'yı yanımda oturmak zorunda bırakacak o hamleyi de yaptım ve Ado'yu Erdem'in yanına postaladım.

Ben cool halime dönmeye çalışırken Erdem gözlerimizin kesiştiği her an kaş göz işareti yapıyordu. İşin içine el hareketleri de girince sinirle soludum.

"Oğlum insan gibi dursana iki dakika. Başlayacağım şimdi senin eline koluna."

"Ado'yu pasladın bana konuşursun şimdi öyle. Ne yapıcam bununla ben?"

Ado salak bir sırıtışla Erdem'e döndü. "Onu söyleyemiyoruz maalesef."

Ali sinirle elindeki stres topunu Ado'nun kafasına attı. "Bir daha tiktok repliğiyle konulara girersen çok kötü bir insan olurum. Seni önce gruptan atarım, sonra sınır dışı ederim yeter be."

"Bence kota koyalım ya. Tiktok replikleri bazen beni eğlendiriyor." dedi Kağan tatlı olduğunu düşündüğü bir gülümseme ile.

Ali bir süre öneriyi tarttıktan sonra olumlu anlamda başını salladı. "Tamam herkes birbirini iyi takip etsin. Grupta üç tiktok espri hakkımız var."

Ado anlamlandırmadığı bir şey varmışçasına elini havaya kaldırdı söz almak için. "Kişi başı üç adet mi? Öyleyse az çünkü biriniz bana devretsin hakkını. Daha Hülya Mizgin ve Hira esprilerim var da."

Erdem Ado'nun hala havada duran eline vurup aşağı inmesini sağladı. "Buna da soru sorma hakkı verelim. Sınırsız soru hakkı beni çok yoruyor."

Yiğit başını onaylarcasına salladı. "Zaten çok saçma soruları var iki tane hakkı olsun."

Ado üzgün bir ifade ile dudaklarını sarkıttı. "Size yük olduğumu bilmiyordum."

Onlara yüzümü buruşturup kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ben çok zor durumdaydım. Kimse bunu görmüyor muydu?

Aylardır platonik olduğum fenomen çocuk okuluma hatta sınıfıma geliyordu. Yanımda otursun diye uğraşırken götümden solumuş, sınıfa imtiyazlar vermek zorunda kalmıştım.

Elalemin diline düşmüş; feleğin çemberinden geçmiştim, daha kötüsü bunlar olurken arkadaşlarım bana yardım etmek yerine sadece benimle alay etmişti. Düşüncelerim omuzlarımı aşağı indirdi. Heyecanlıydım, platoniktim ve çok çekiniktim.

Kendimdeki özelliklerle taban tabana zıt bir haldeydim. Ne yapacağımı bilmiyordum ve arkadaşlarım bana hiç yardımcı olmuyordu.

Derin bir nefes aldığım sırada kapıda bir hareketlilik oldu. Sınıftan çıkan şaşkınlık dolu nidalar onun geldiğini anlamamı sağladı.

Herkeste bir telaş oluşurken ben öldürücü bakışlarımı etrafta gezdiriyordum. Yanındakini kaldıran ilk kişiye yapacağım şeylerin hesabını yapıyorken neyse ki buna gerek kalmadı.

Herkes olduğu yerde durmaya devam ediyordu. Fakat beni rahatsız eden bir şeyler vardı; yüzünü buruşturan birkaç kişi, kafasını kaldırmayı reddeden Aytaç gibi.

Bu sınıfta homofobik biri olacağını hiç düşünmüyorken duygusal zorba insanlarla karşı karşıya kalmıştım.

Sinirle gözlerimi üzerlerine diksem de bu uzun sürmedi. Yanıma adımlayan Parla ile nefes almayı unutacak hale geldim. O başımda beklerken tüm kaslarım devre dışı kalmış gibi hareket edemedim.

Parla tatlı ve soru dolu bakışlarıyla yüzüme bakıyorken yapabileceğim şeyler çok sınırlıydı. Ben çaresizce yutkunurken onun özgüven dolu sesi kulaklarıma doldu.

"Kenara mı kaymak istersin yoksa ben mi oraya geçeyim? Ders birazdan başlayacak ve başka oturacak yer yok."

Boş bakışlarım yüzünde dolaşırken kısık sesimle konuştum. "Evet."

"Evet mi?"

Parla'nın soru dolu tavrını sonlandıran Kağan'ın yanımıza gelip olaya el atışı oldu. "Kenara kay Egemen. Çocuk ayakta kaldı."

Ben kenara kayarken Parla yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Bu arada Parla ben." dedi sakin ama uyarı dolu bir sesle.

Kağan yaptığı hatayı fark edince elini çocuğa uzattı. "Kusura bakma Parla. Kağan ben de, tanıştığıma memnun oldum."

Kağan'ın elini sıktıktan sonra yanıma yerleşen sarışın çocuk anlayışlı bir tavırla omzunu silkti. "Sorun değil Kağan. Ben sadece bu konuda biraz hassasım."

Kağan anlayışla başını salladıktan sonra Ali'nin yanına yerleşti. Ensesi bize doğru döndü ve Ali'yi kolunun altına aldı.

Parla çantasından bir kalem ve defter çıkarırken yanlışlıkla bana çarptı. Teması heyecanlanmama neden olurken yüzüm kaskatı kesildi.

"Benden bu kadar rahatsız oluyorsan başka birinin yanına geçebilirim."

"Egemen." dedim hızlıca.

Şaşkın bakışları ona dönük yüzümü bulurken kısık bir sesle sordu. "Ne?"

"Adım Egemen. Hitap açısından sorun yaşama diye söylüyorum."

Parla gülerek başını iki yana salladı.

Ben neye güldüğüne anlam veremezken o gülmesini bastırmak için dudaklarını ısırdı.

Her hareketi kalp ritmimi hızlandırırken emin olduğum tek şey vardı. O da bu çocukla ne pahasına olursa olsun sevgili olmak istediğimdi.

Parla hitap konusuna takıntılı biraz. Ama sebebi fenomen olması falan değil anlatamadım ama siz anlamışsınızdır bence ya.

Egemen'in Parla'ya kedi oluşunu sevdim ama aslan hali de hoşuma gitmiyo değil.

Neyse iyi geceler ve keyifli okumalar aşkolar öptüm hepinizi

Başka Bir EvrendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin