☆-2. Bölüm

8 2 9
                                    

Sabah yüzüme atılan buz gibi suyla uyandım.

"Ya Asya amma da uykucusun alarmın senden başka herkesi uyandırdı kalk artık." Dedi Elçin.

"Ya manyak niye su döküyorsun üstüme adam akıllı uyandırsana."

"Lan kaç dakikadır seni kaldırmaya çalışıyorum kalkmıyorsun ne yapsaydım."

"Offf tamam ya kalktım işte."

"Bir zahmet. Hadi az sonra kahvaltıya gidicez sen daha yeni kalkıyorsun hızlı ol."

"Tamamm." Elçin odadan çıkınca tekrar uyuyacaktım ama çok açtım kahvaltıyı kaçırmamak için oflaya puflaya ayağa kalktım ve lavaboya doğru ilerledim. Yüzümü ve ellerimi yıkadım son olarak dişlerimi fırçaladım ve odaya doğru ilerledim.

Yemek yedikten sonra tren garına gidecektik bu yüzden üstüme beyaz boğazlı bir kazak altıma ise siyah kargo pantolonumu giydim. Uzun kumral saçlarımı saldım. Sonrasında kahvaltı yapacağımız odaya doğru ilerledim. Odaya girdiğimde hazır ol'a geçtim ve yüzbaşıma asker selamı verdim.

"Günaydın yüzbaşım, günaydın asker." Sonuçta hala onların komutanıydım öyle değil mi?

"Sağol." Dedi askerler hep bir ağızdan.

"Sana da günaydın Asya. Geç otur da yemeğini ye." Yüzbaşıma gülümseyip bana ayrılan yere oturdum. Masa çok güzeldi ve aç olan karnım daha da acıktı. Diğerleri yemeye başladığı için ben de iştahla yemeye başladım.

💫

Kahvaltı bitmişti. Ben,Çiğdem ve Elçin yatakhaneye doğru ilerledik. Odaya geldiğimizde daha erken olduğu için sohbet etmeye başladık. Sohbet etmeye devam ederken saate bakmak için telefonumu aldım. Saat on ikiydi ve benim trenim birde kalkacaktı. Gara gitmek de 40 dakika sürecekti. Hemen ayağa kalktım.

"Saat on iki! Kalkın çabuk hemen alalım çantaları." Dedim.

"Ay çabuk çabuk." Dedi Çiğdem. Hep birlikte çantalarımı aldık ve bahçeye indik. Herkes dışarıda toplanmıştı bile. Konuşma yapmak ve veda yapmak için herkesin önüne geçtim. Herkes hazırola geçti ve asker selamı verdi.

"Asker biliyorsunuz benim tayinim çıktı. Az sonra gelecek olan otobüs ile gara gideceğim. Bu yüzden size son emirlerimi söyleyecek ve veda edeceğim. Kendinize dikkat edin, idmanlarınızı sakın aksatmayın, ben artık sizin komutanınız olmayacaksam da ablanız olarak kalacağım bu yüzden birşey olursa çekinmeden beni arayın. Hepinize başarılar diliyorum." Dedim ve yutkundum.

"Hoşçakalın." Dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim. Bu sırada otobüste gelmişti ve hemen arkamda durmuştu. Askerlerin hepsi hoşçakalın komutanım diye arkamdan bağırmaya başladığında yanıma Çiğdem ve Elçin gelmişti.

Otobüse girdik ve hep birlikte oturacağımız üçlü koltuğun önünde duran koltuklara çantalarımı yerleştirdik. Bu sırada benimle birlikte gara gelecek kişilerde otobüse binmişti. Hep birlikte oturduk. Otobüs hareketlenmeye başladığında geride kalanlara gözden kaybolana dek el salladım. Sonrasında önüme döndüm. Özleyecektim.

Gara gelene kadar Çiğdem ve Elçin uyarılarıyla kafamı şişirmişti. Sonunda gara geldiğimizde otobüs durdu. Önümüzdeki koltuklardan çantalarımı aldık ve otobüsten indik. Elimdeki çantayı yere bıraktım. Dolu gözlerimle Çiğdem ve Elçin'e baktım benden farklı değillerdi onlarında gözleri dolmuştu.

"Gel buraya gel." Dedi ve kollarını iki yana açtı Çiğdem. Ona doğru ilerledim ve sımsıkı sarıldım. Uzun birsüre sarıldıktan sonra ayrıldım ve Elçin'e doğru döndüm. Ona da sımsıkı sarıldım.

"Özleyeceğim sizi hatta azarlamalarınızı bile." Dedim buruk bir gülümsemeyle.

"Bizde seni be Asya." Dedi Elçin. Çiğdem elinin tersiyle gözlerini sildi.

"Tamam hadi git artık. Geç kalacaksın trene." Dedi sonrada.

"Hoşçakalın."Önümde duran çantayı ve Çiğdemin elindeki çantayı elime aldım. Diğer gelenlerede veda ettim. Sonra hepsine tekrar dönüp baktım. Hepsinin gözü doluydu ve buruk bir gülümseme vardı yüzlerinde.

"Hepiniz Hoşçakalın." Dedim ve el salladım. Onlarda bana salladı. Sonra önüme döndüm ve yavaş yavaş trenin duracağı yere ilerledim. Diğerleri de otobüse bindi ve uzaklaşmaya başladı. Son ana kadar birbirimize baktık. 5 dakika kadar sonra tren nihayet gelmişti. Trene bindim ve ortalarda olan biryere geçtim. Çantalarımı üst taraftaki bölüme koydum. Yerime yerleştikten sonra kulaklığımı taktım ve en sevdiğim şarkıyı açtım. Kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapattım.

💫

Nihayet yolculuk bitmişti. Çantalarımı aldım ve trenden indim. Beni gardan yeni gireceğim tim alacaktı. 10 dakika kadar sonra beni alacak otobüs geldi. Hadi bakalım başlıyoruz Asya.

Otobüsten ilk inen siyah saçları tepeden sıkıca at kuyruğu yapılmış, gözleri hafif çekik, ortalama boylarda bir kadındı. Onun arkasından beş altı kişi daha indi. En son ise kumral hafif dalgalı saçları olan, yeşil gözlü, oldukça sert görünümlü, yapılı bir adam indi ve hepsi birlikte bana doğru ilerlemeye başladı. Ben hazırol'a geçtim ve asker selamı verdim. En son inen adam hariç herkes de bana selam vermişti. Galiba o adam yüzbaşıydı.

"Merhaba ben Sena." Dedi gülen yüzüyle ilk inen kadın.

"Merhaba ben de Asya. Memnun oldum."

"Ben de memnun oldum. Kaç yaşın-"

"Pekala toparlanın gidiyoruz tim." Dedi kalın sesiyle yüzbaşı olduğunu tahmin ettiğim şahıs. İnsan bir tanışır değil mi? Bu ne acele böyle.

"Hadi gidelim Asya askeriye de tanışmaya devam ederiz." Dedi Sena.

"Tamam. Hadi gidelim." Dedim ve birlikte ilerledik ardından otobüse bindik. Eski timimden ayrılırken bindiğim koltuğa bindim ve cam kenarına geçtim. Sena da yanıma oturmuştu. Onları şimdiden çok özlemiştim.

💫

Evett nihayet erkek karakterimizle tanıştıkk. Bakalım neler olacak.

Umarım beğenmişsinizdir. Öpüldünüzz.

YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin