Kırmızı

14 2 27
                                    

Kaya'dan
+
Sabah 05.00'dı güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı. Bugün üç yıl olmuştu. Annem tam bugün ölmüştü. Hayatımda ki en değerli meleğim uçup gitmişti. Bunları düşünürken kapım açıldı, içeri Beyza girdi. Ağlamaktan gözleri ve burnu kızarmıştı. Yanıma oturduğunda başını omzuma yaslayıp ağlamaya başladı.

"Abi, ben annemi çok özledim" Dediğin de yutkunamadım boğazım düğümlendi.

"Bende çok özledim abicim." Dediğim de başını kaldırıp dışarı baktı. "Bugün güneş annem için doğsun" dedi işte o an gözümden bir damla yaş düştü. Bir şey diyemedim. Her yıl bu tarih de dururdu dünya sanki...
+

"Şimdi benim dışarı çıkmam lazım. Kendini fazla yıpratma." Dediğimde tamam anlamında başını salladı. Anlından öpüp odadan çıktım. Uçuruma gidecektim, annemi kaybettiğim o uçuruma...

Şule'den

Sabah uyurken telefonum çaldığı için istemeden de olsa uyanmıştım. Ekrana baktığımda numara kayıtlı değildi. Merak edip açtığımda ses tanıdık gelmişti.

"Sule. Benim Kaya." Duyduğum sesle şaşırmıştım. Sabahın bu saatinde neden beni aramıştı ki?

"Efendim, bir şey mi oldu?"

"Evet,oldu, aşağı in." Deyip telefonu kapattı. Aceleyle üstüme tayt ve tişört giyip aşağı indim.(tayt ve tisort😛)(uzulme bidahakine crop tayt yapcam)

"Kötü bir şey mi oldu? Beyzaya mi bir şey oldu?" Diye sorduğumda burukça gülümsedi.

"Arabaya bin. Gittiğimiz yerde anlatacağım" dediğinde itiraz etmeden bindim. Gerçekten çok kötü görünüyordu.

***
Geldiğimiz yer bir uçurum kenarıydı. Kaya arabayı durdurup indiğinde, bende peşinden indim.

"Neden buraya geldik?"

"Benim annem tam bugün ve burda öldü Sule" dediğinde kalbim göğüs kafesini zorlamaya başlamıştı.

"Nasıl oldu peki?" Diye sorduğumda sesim titremişti. Çünkü benimde babam ölmüştü. İkimizin de bir parçası eksikti...

"İşten dönerken arabasının frenleri tutmamış. Sonra da bu uçurumdan uçmuş" Dediğin de sesi titremişti.

"Benim meleğim bu uçurumdan kanat takıp uçtu Sule" Beklemediğim anda Kaya beni göğsüne çekti.

"Biliyor musun? Gözlerin aynı annemin gözlerine benziyor. Onunda yedilimsi kahve(😛) gibi gözleri vardı." Dedi ve derin bir nefes alıp devam etti. "Öyle bir bakardı ki, zannederdim ki o an bütün dertlerim biticek"

Dediğin de daha fazla dayanamayıp kollarımı beline sardım. Kulağımı tam kalbinin üstüne koydum. Kalbi acıyla çarpıyordu. Babamın öldüğü günden beri benim de hep kalbim acıyla çarptı...
Kendimi geri çekip gözlerinin içine baktım.

"Kalp atışların çok tanıdık geldi. Çünkü acıyla çarpıyor" dedim elini tutup kendi kalbimin üstüne koydum.

"Bak benimde kalbim aynı çarpıyor. İkimizin de kalbi acıyla çarpıyor." O an bana öyle bir baktı ki, kalbimde ki bütün acı damarlarıma yayıldı...
Uçurum kenarında biraz daha durduğumuzda Kaya bir sigara yaktı.

"Sigaram bittikden sonra seni eve bırakayım"
Sigarası bittikten sonra arabaya bindik. Radyoyu açtığında Sezen Aksu-Geri Dön çalmaya başladı. Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdı.(hayir ajdar sah damar caloyo)

***
Uzun ve sessiz bir yolculuk sonunda eve gelmiştim.

"Her şey için sağol" dedi bana bakmadan önemli degil. Ne zaman istersen ben burdayım dediğim de başını salladı. Arabadan indiğimde son hızla sokaktan ayrıldı. Derin bir nefes alıp gökyüzüne baktım. Seni çok özledim baba...

Beyza'dan

Odamın cam kenarında olan koltukta oturup kahve içiyordum. Aklıma annem geldi. Her hafta sonu onunla bahçede oturup kahve içerdik. Benim en iyi arkadaşımdı annem... kahvemden son bir yudum alıp başımı cama yasladım. Nedense aklıma Yavuz gelmişti. Bana sarılışı... Saçlarımı öpmesi... O an cidden yaşadığımı hissetmiştim.

Bir anlık kararla Yavuz'a gitmeye karar verdim. Belki bugünde yaşadığımı hissettirirdi...
Hemen hazırlanıp hızlıca evden çıktım. Hafif yağmur yağıyordu. Yağmura aldanmayıp yürüyerek gitmeye karar verdim.

Yavuzun evine geldiğimde içim de ki hüzün biraz olsun azalmıştı. Yerine heyecan almıştı. Kapıyı çaldım. Çok geçmeden kapı açıldığında karşımda kumral bir kız belirdi. Üstünde ise Yavuzun gömleği vardı.(elif)

"Buyrun kime baktınız?" Diye sorduğunda cevap verecek gücü kendimde bulamamıştım. Ben kıza şaşkın şaşkın bakarken içeriden Yavuzun sesi geldi "Canım kim gelmiş" diye seslendiğinde kendisi de kapıda belirdi.
"Beyza ne işin var senin burda?" Diye sordu
şaşkınca.

"B-ben sana bakmaya gelmiştim"

"İstersen geç içeri. Yağmur hızlanmaya başladı" dediğinde, kız gidip Yaguzun yanağına bir öpücük bırakıp içeri geçti. Daha fazla bu görüntüye katlanamayıp ordan uzaklaşmaya başladım.

"Beyza, dur, gitme" diye seslenen Yavuz' a aldırmadan koşmaya başladım.

***
Eve geldiğimde babam ve cici anneme selam vermeden odama çıktım. Yatağıma oturup dizlerimi karnıma kadar çektim.

"Ben neden yaşıyorum ki, acı çekmek için mi?" Diye sordum kendime. Banyoya gittim, çekmeceden bir jilet çıkardım. Vakit kaybetmeden küvetin içine oturdum.

Jileti bileklerime bastırdım. Bileklerim den kanlar boşalırken gözlerimi kapattım. Kendimi derin ve sonsuz bir uykuya hapsetmeye çalıştım.

Çok karanlık burası. Seni göremiyorum Yavuz ... çığlıklarımı duyuyor musun? Bugüne kadar hiç duymadığın çığlıklarımı... Çok soğuk burası üşüyorum, sarılsana bana... Bensiz daha mutlu olacaklarını düşündüğüm insanlar mutlular mıdır ki şimdi? Yavuz... Sevgilim... sakın senden vazgeçtiğimi düşünme, ben sadece kendimden
vazgeçtim...

İyi okumalar...

Kabe KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin