Jisung'un anlatımıyla
En son birlikte gittiğimiz yemeğin üstünden 1 hafta geçmişti ve bugün idol seçmeleri vardı. Siyah kargocu bir pantolon giyip üstüme fazla bol olmayan bir sweatshirt giydim. Yüzüme sadece uykusuzluktan oluşan gözaltı halkalarımı kapatmak için kapatıcı sürüp evden çıktım. Taksiyle JYP binasının önüne geldiğimde bir yandan da kendimi teselli edecek şeyler söylüyordum. Binaya girip yaklaşık 1-1.30 saat bekledikten sonra sıra bana geldi. Kendimi tanıtıp üzerinde çalıştığım şarkı ve dansı sergileyip odadan çıktım. Beklediğimden iyi geçmişti. Şimdi sıra beklemekteydi. Kazanıp kazanamadığım 2 hafta sonra belli olacaktı.
(2 ay sonra)
Kazanmıştım. İlk seçmeyide ikinci seçmeyide kazanmıştım. Hayallerime sonunda bir adım atabilmiştim. Seçmeleri kazandığımı öğrendiğim an hemen Felix, Hyunjin ve Minho'ya haber verdim. Hepsi tek tek beni tebrik etti. Bugünde stajerlik yapacağım yurda gidecektim. Hazırlanıp yurda geçtim. Yurdun girişinde asılan stajerlik yapacak kişilerin isimlerinin yazılı olduğu listeye gözüm çarptı. Yaklaşıp okuduğumda bir isim gördüm. Tanıdık.
J:'Bu isim de ne?'
J:'LEE MİNHO!?'
M:'Beni gördüğüne sevinmedin mi Han Jisung?'
J:'Sen neden bana hiçbir şey söylemedin?'
M:'Seni heyecanlandırmak istemedim'
J:'Seni her gördüğümde heyecanlanıyorum zaten' Bir dakika ben bunu dışımdan mı söyledim. Bedenimdeki bütün kanlar yanaklarımda toplanmış gibi hissediyordum.
Arkamı dönüp hızla yürüyüp yurdun bana verilen odasına gittim. Minho'nun da beni takip ettiğini görünce soru sorar gibi yüzüne baktım. O da oda numarasını gösterdi. Numaralarımız aynıydı. Minho'yla aynı odada kalacaktık. O an bütün duyguları bitlikte yaşıyordum.
Sevinç, heyecan, stress, korku...
J:'Oda arkadaşı mıyız?'
M:'Öyle gözüküyor' Bunu söylerken yüzündeki gülümseme çok samimiydi, içimi ısıtıyordu.
Kolunu omzuma attığında bende onun peşinden odaya doğru yürümeye başladım. Odada iki yatak iki çalışma masası bir televizyon ve bir tane büyük gardırop vardı. Muhtemelen ortak kullanacaktık. Odada siyah-beyaz zıtlığı vardı. Yataklar ve perdeler siyah, masalar ve gardırop beyzadı. Bu zıtlık çok hoş gözüküyordu.
M:'Hangi yatağı istersin' sorusuyla odayı incelemeyi bırakıp elimle cam kenarındaki yatağı gösterdim. Minho'yle yaşarken nefese ihtiyacım olacaktı. başıyla onayladığında anlaşmış gibi ikimizde gardıropa doğru yürüyüp kıyafetlerimizi yerleştirdik. Minho'nun tarafı benimkine kıyasla daha düzenli duruyordu. Bu çocuk her şeyde iyi olmak zorunda mı?
Telefonumuza yurdun e postasından mesaj geldiğinde toplanma alanına indik ve yan yana olan 2 boş sandalyeye oturduk. Sandalyeler birbirine çok yakındı ve kollarımızla bacaklarımız temas halindeydi. 2 saat boyunca kuralları ve provaların işlenişinden bahsettiler ve herkese pozisyonuna göre çalışma programı verdiler. Benimki rapti, Minho'nunkii de gördüğüm kadarıyla danstı. Toplanma alanındaki konuşmalar bittiğinde ikimizde odamıza doğru yürüdük.
M:'Jisung uykun var mı?'
J:'Yok neden ki?'
M:'Film izleyelim mi diyecektim.' Şuan Minho bana film izlemeyi mi teklif ediyordu???
J:'Olur korku izleyelim mi?'
M:'Hemen açıyorum'
Minho filmi ayarlarken bende yataklardaki yorganları yere serip rahat bir ortam oluşturdum. Film başladığında Minho soluma oturdu. Film ilk başlarda korkutucu değilken son dakikalarda korkutucu bir sahne geldi ve istemsiz bir şekilde yanımda oturan Minho'nun boynuna sarıldım.
Rezilsin Jisung, Aptalsın Jisung, Malsın Jisung
Tam kendimi geri çekecekken Minho bana dönüp belimden tuttu.
Sıçtım...
--------------------------------------------------
1 haftadan fazla süredir bölüm atmıyormuşum. Hangi ara o kadar zaman geçti??
Bölümüde tam yerinde bitirdim biraz meraktan kimsye zarar gelmez ehehe
Oy verip yorum yapın lütfenn okuma sayısıda düşüyor zaten
Neyse iyi okumalar sizeee <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdols: Hate Or Love// Minsung
FanfictionSonunda kurtuldum şu saçma lise hayatından ve değersiz insanlardan. Artık beni yeni bir hayat bekliyor. Fakat bu da ne? O listede neden LEE MİNHO yazıyor?