1. Bölüm

13 2 0
                                    


Merhabalar ben Lena Soylu.

Not alın bu tarihi , 03.10.2009 ve yanına ekleyin ben susmuş olabilirim ama o çocukluğum tüm çığlıklarımı duyuyordu.

Elimde telefonum öylece yürüyordum. Gecenin üçü olması umrumda değildi. Kulaklarımda çok sevdiğim bir şarkı bana eşlik ediyordu.

Benim gönlüm sarhoştur.
Yıldızların altında.

Gözlerimi gökyüzüne çevirdim, yıldızların altındaydım. Madde kullanıp sarhoş olmasam da beynime dolan her düşünce beni sarhoş ediyor. Yavaş yavaş uykum geliyor, engel olmak zorunda olduğumu biliyorum. Evden ne kadar uzak olduğumu bilmeden yürümeye devam ettim. Ve şarkı devam ediyor.

Yanmam gönlüm yansada
Ecel beni alsada,
Gözlerim kapansa da,
Yıldızların altında.

İKİ GÜN ÖNCE
02.34

Yataktan ani bir hareketle kalktım. Ayıptır söylemesi çok sıkışmış bir durumdayım. Odamın kapısını açtım. Koşar adım tuvalete gidiyordum ki...
Kapı çaldı.
NE İŞİN VAR BE GECENİN KÖRÜNDE BENİM KAPIMDA.
Korkudan altıma salmak istemediğim için koşar adım tuvalete gittim , kapıya bakmaya tenezzül bile etmemiştim.
Beş dakikaya yakın sürede tuvalletden çıkmıştım ki gecenin köründe beni rahatsız eden vatandaş, zile gavur malı gibi davranıyordu. Hemen mutfağa koştum. Elime büyükçe bir bıçak alıp kapıya yaklaştım. Kapının deliğinden baktım.
Elimdeki bıçak düştü.
Midem bulandı.
Gözlerim doldu.
Açamadım kapıyı.
Telefonu elime alıp birini arayamadım.
Yürüyemedim.
Yere oturdum kaldım.
Konuşamadım.
"Geldi"dedim. Kabus olsun istedim. Olmadı.

Zile hiç durmadan basmaya devam etti. Anılarım gözümün önünden geçti derler ya ben gözümün önünden geçen binlerce ölüm gördüm. Binlerce kez öldürdü bu adam bizi , bizi diyorum ben ve çocukluğum.

Ve ben cesaretimi toplayıp o kapıyı açtım. Ayakta zor duruyordu. Siyah saçlarının arasına karışan beyazlar, çok belli olmasa da kendini gösteriyordu. Saçı başı dağılmıştı. Kapıyı açar açmaz yüzüme vuran alkol kokusu çocukluğumun kokusunu verdi bana. Üstünde şık bir gömlek vardı ,bir kaç düğmesi açıktı. Kahverengi gözleri sert bakışlarını koruyamamıştı.Yıllar önce ki gözler değildi bu gözler. Kıyafetleri yeniydi. Gözünün altındaki yara çok eski bir çizikti. Kabuk bağlamış ve düşen kabuk, iz bırakmıştı. Sağ eli sargılıydı.
"Kızım" Dedi bana. Bana kızım dedi. Ben baba diyemedim. " Ben geldim " dedi. Mal sanmayın beni ama hak ettiği şeyi söyledim.
"Siktir git geldiğin gibi"

Ve kapıyı pis yüzüne çarptım.

Yüzleşmeye mecâlim yoktu. O diğer kitaplarda ki yada filmlerde ki gibi değil bu karşılaşma, benim karşısına geçmeye gücüm yoktu onun nasıl yüzü olabiliyordu?
Hangi sıfatla gelebiliyordu? Nasıl buldu beni? Onca yıl geçti aradan neden şimdi buldu beni?
Kendimi toparladım. Ben bu değilim. İlk kötü zamanda düşen kişi olmamıştım ve olmaya da niyetim yoktu. Kapının deliğinden baktığım için o beni görmemişti ama ben fazlasıyla tedirgindim. Odama geçtim. Yatağın yanındaki komidinin üzerinde duran telefonumu aldım. Kimi aramalıydım? Kız arkadaşlarım olmazdı. Gecenin bir saatinde onları yanıma çağırmak çok tehlikeliydi. Bende Savaş'ı aramaya karar verdim.

YARA YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin