the night time is the right time

233 56 43
                                    

Yongbok gerçekten korkuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yongbok gerçekten korkuyordu.

Su dizimize gelene kadar yan yana yürüdük. Gece olmasının etkisiyle daha sıcak olan su bir an önce tüm vücudumu suya bırakma isteğimi körüklüyordu.

Su seviyesi yükseldikçe Yongbok'un bana adım adım yaklaştığını hissediyordum. Ona denize girmeyi ben teklif etmiştim ama şimdi yapacağım şeyden ben sorumlu değildim.

Elimi uzattım ona doğru tutması için. Ama kafası eğik bir şekilde suya o kadar derin bakıyordu ki yanındaki hareketliliği görmedi bile. "Yongbok?" diye seslendim kısıkça, olduğu yerde zıpladı.

Bugün neden tuhaf bir şirinlik vardı üstünde?

Elimi fark edince boyundan derin suya düşmüşken biri ona can simidi atmış gibi tutundu. Neredeyse vücutlarımız birleşmiş gibi aynı adımları aynı yavaşlıkla atıyorduk.

"Daha ilerlemesek?" Su göğüs hizamıza daha yeni gelmişti. Ama Yongbok'un titremesini kendi vücudumda da hissettiğimden orada durmuştum. Acaba vücudu korkudan mı titriyordu soğuktan mı?

"Üşüyor musun?"

"Şu an ne hissettiğime dair hiçbir fikrim yok. Neden kabul ettiysem sanki. Karavanımda yatacaktım ne güzel."

"Tamam dur sakin ol. Buraya kadar geldik tamamen dalmak ister misin? Suya girdiğimiz belli olsun."

"İstemem."

"Sadece nefesimizi tutup kafamızı suya batıracağız. Üşüdüğün için titriyorsan eğer bu iyi gelecek inan bana."

"Önce sen batır o zaman kendini. Ama beni bırakma." Elini sımsıkı tutup bir adım geri çekildim. Eğer Yongbok'a şu an burada korkudan bir şey olsa ne yapacağıma dair tek bir fikrim yoktu.

Elini bırakmadan suya dalıp çıktıktan sonra kafamı iki yana salladım gözlerimi açabilmek için. "Bak bu kadar."

"Tamam şimdi bende."

Kafamı bir kez aşağı eğip yukarı kaldırdım. "Sende." Bir eli burnunu kapatırken diğeriyle elimi o kadar sıkı tutuyordu ki bunun bir üstü kemiklerimin kırılması olurdu.

Suyun üstüne çıkarken elimden destek alacağını bilmediğimden hazırlıksız yakalandım. Yongbok beni kendine çekince kumdaki ayaklarım kaydı, düşsem de önemli değildi sadece onu suyun üstünde tutmalıydım. Diğer elimi beline sarıp onu havaya kaldırdığımda zor da olsa dengemi sağlayabilmiştim.

İkimiz de tekrar ayaktaydık, nefes nefeseydik ve birbirimize bakıyorduk. "İyi misin?" dedim hemen gözlerindeki o bakışı gördüğümde. Kafasını iki yana salladı. Elleriyle yüzünü kapatıp bir kez hıçkırdı. "Çok korktum."

Bir elim zaten belindeyken diğeriyle de elini tuttum. "Biliyorum, özür dilerim. Bak çıkıyoruz ama şimdi." diyerek kıyıya doğru yürütmeye çalıştım ikimizi birden.

green river, jeonglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin