iki günde iki yıl

13 1 3
                                    

Çıplaklık.
Okadar somut bir ifadeydiki.
Asla düşünmek istemediğim bir ifade.














Alp  aydınlık odaya elinde bir kemerle girdiğinde işlerin daha kötüye gideceğini anladım.

benim olanın benden korkması nekadar üzücü değilmi ceren?”

Cevap vermedim.
Sonunu bile bile cevap vermedim sadece yüzüne bakıyordum.

“hadi ama yavrum, cidden canını fena yakacağım. Bunu ben bile istemem,emin ol sende istemezsin.
Oyüzden şu lanet sorularıma cevap ver!!”

Tahmin edin neoldu,cevap vermedim.

Ve Alp  birden ellerimi çözmeye başladı. Ardından iki elimi avucunda sıkıca tuttu ve diğerleri eliyle bacaklarımı çözdü. Bu esnada baya tepinme fırsatım oldu,ancak teknelerimden birkaçı Alp'e denk geldiğinde bana sertçe tokat atıp işine devam etti.
Beni yüz üstü çevirdi ve bu defa tekrar ama daha sıkı bir şekilde ellerimi ve ayaklarımı bağladı.
Tek farkı daha sertti ve yüz üstüydüm.

“Alp abi neden bunu bana yapıyorsun? Biraz olsun için sızlamıyormu?”

*Sessizlik*

Hayır.”

Duygusuz pezeveng. Şuan yüzünü göremiyordum, ama o aşşağalık piçin gözlerini çıplak vücudumda hissedebiliyordum.

Kemerin birbirine değme sesini duydum.rahatsız edici ve kulak kanatan iğrençlikte bir ses.

Sonra Alp konuşmaya başladı:

söyle bakalım, benden hiç etkilenmedinmi?”

*Sessizlik*

Kalçama güçlü bir acı yüklendi, kemerle olabildiğince sert vuruyordu

tekrar soruyorum,benden hiç etkilenmedinmi??”

“hayır”

Bu defa kalçam değil sırtımı hedef almış olacakki sertçe sırtıma vurdu

“istediğim cevabı alana kadar,seni eğitene kadar, o güzel ve beyaz tenli vücudunun heryerini mosmor edeceğim. Şimdi tekrar soruyorum benden hiç etkilenmedinmi

“hayır!!”

Bir kemer daha.

hayır!!!”

Bir kemer daha.

“EVET!!!”

“İşte böyle güzel kızım bukadar basit bir şey için o güzel canını yakmaya değermi?”

*Sesizlik*

Bir kemer daha

“Değmez! Değmez...”

Şuan beynim  sadece çektiğim acıya odaklanmıştı

“işte böyle güzel kızım.
Şimdi ellerini çözeceğim ve aynen bu şekilde sözümü dinlemeye devam edeceksin tamamı?”

“tamam...”

“aferin.”

Ellerimi yavaşça çözmeye başladı sonunda .

Fırsatın bu olduğunun farkındaydım ama yanlış bir hareketimde can çekişeceğimin farkındaydım.

Ellerim bitince bacaklarımı ellemeye başladı. Hala kaçmak istiyordum. Özel bölgeme doğru eğilmeye başladı. Fırsat bu fırsat diyerek etrafima bakinmaya başladım.lanet odada sadece bir lamba vardı. Doğruya,Lamba.

Farkettirmeden komodinin üzerine elimi uzattim ve lambayı almamla Alp'in kafasına geçirdim


“SİKTİR!!!”

Kafasını tutuyordu ve yataktan yere düşmüşü. Bir süre onu izledim. Çok kısa bir süre, 15 saniye kadar canım. Keşke o piçi gebertseydim pişmanlığıyla bakıyordum.

Alp'in önünden ayrıldım odanın kapısını açtım ve merdivenleri hızla inmeye başladım. Dış kapıya ulaştığımda mutfaktan bir kadın sesi yükseldi.

Alp oğlum nereye??”

Ses vermedim,ve kapıyı kapatmadan dışarı çıktım. Son hızımla koşuyordum.
Tek düşünmediğim şey çıplak oluşumdu.

lanet olsun ben bunu nasıl akıl edemedim diyip bir dakika kadar etrafima bakındım hiç insan yoktu. Ardından evlerin kapısını çalmaya başladım, ücüncu evin kapısı açıldı.

“Lanet olsun tanrıya şükür!!!! Yalvarırım bana yardım edin polisi arayın yalvarırım!!!.”

“siktir bu kız fahişemi??”

Kapı daha çok açıldı içeride tahminen 5 tane erkek vardı.

Bedavaya fahişe ayagımıza geldi çocuklar ne duruyorsunuz. Alsanıza orospumuzu içeri.”

“haklısın selim.Gel bakalım içeri minik fıstık”

“yalvarırım ben fahişe değilim kaçırıldım yardım edin yalvarırım!!”

“ne saçmalıyorsun hadi içeri dedim!”

Kolumdan tutup içeri atılmamla , kemerin acısı hala geçmeyen sırtımın acısı masanın kenarına çarpmamla şiddetlendi.

AHH LANET OLSUN!!!”

Yüz üstü düştüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Yüzümü ellerimle kapadım ve bir süre ağladım. İki üç dakika sonra çocukların hiçbirinin bana dokunmadıgını hatta ve hatta seslerinin bile çıkmadığını farkettim. Ellerimi yüzümden çektim, dikeldim ve duvar la yaslandım.

Çocuklardan ikisi elinde bir adet boy aynasıyla geldiklerinde anlam veremedim.

Diğer ikiside telefon bulup getirdiler ve polisi aradılar.

Kalan bir taneside gidip bir battaniye getirdi.

“sırtın,ve kalçan....”

“ne?”

kalçan...”

morarmısmı? Nolmus soylermisiniz??”

“bakman daha iyi olur..."

Diyip aynayı bana doğru tuttular. Hafif yan döndüğümde gözlerim faltaşı gibi açıldı ve farkettimki kalçam kemer iziyle birlikle Bikaç yeri kanamış kesilmiş ve zedelenmisti.

Kocaman olmuş gözlerimden yaşlar kontrolsüzce akmaya başladı.ve ben Başımı daha dik tutamadan yere yıgıldım.

Tek hatırladığım çocuklardan birinin ambulansı aradığı telaşla birşeyler söylediği,diğer çocukların ise beni koltuğa yatırıp üstümü battaniyeyle örtmeleriydi.



Ben ne yapmıştım bu kötülük dolu dünyada?





Ne yapmıştımda bunları hakediyordumki??

.....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şemsiye altındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin