To Be Honest

53 13 2
                                        

Minseok günlerdir Jongin'le hâlâ tanışmadığı için KyungSoo'ya tavır yapıyordu.

"Bir aydır sayemde hayatınızın aşkını buldunuz, dünya yeni bir çift türü kazandı ama ben hâlâ eniştemle tanışmadım, tanıştırılmadım. Ben seni Leo ile ilk haftadan tanıştırmıştım. Adil mi bu?"

Kyungsoo da onu Jongin'le tanıştırmak istiyordu istemesine fakat bir türlü ortak bir zaman tutturamıyordu. Minseok bunu bahane olarak görüyordu.

Nihayet bir çift randevusu ayarladılar. Minseok böylece iki eniştenin de tanışmasını sağlayarak kârlı bir iş yaptığı ile övünüyordu.

Fakat randevu beklediğinden sessiz geçiyordu. KyungSoo'nun harika sevgilisi kafedeki herhangi bir saksı çiçeği kadar sessizdi. Onun bu yönünü KyungSoo da ilk defa görüyordu. Onunla iken her şeyden konuşan adam şu an kurabileceği en kısa cümleleri kuruyordu sanki.

Kyungsoo ve Leo siparişleri almaya gittiğinde Minseok ona eğildi.

"Çok merak ettiğim bir şey var enişte."

Jongin enişte sözü ile kızarıp bakışlarını kaçırdı.

"Ne gibi?"

"İlk karşılaştığınız gün ona kendi arkadaşlarımdan birini ayarlamıştım. Ama o yanlışlıkla sen zannetti ve sen de bu yanlış anlaşılmaya bilerek devam ettin."

Jongin'in ifadesi ciddileşti.

"Merak etme size karşı değilim, hatta Kyungsoo yanlış anlaşılma olduğunu fark edip utandığında seninle görüşmeye devam etmesi için ben yüreklendirdim."

Jongin'in gözleri KyungSoo'yu aradı. Bakışları onu bulunca yumuşadı.

"Ona ilk görüşte kapıldım. Böyle bir şeyin benim başıma geleceğine hiç ihtimal vermezdim, yani ilk görüşte birisinden hoşlanmak gibi bir şeyin. Böyle aşklara inanan biri değilim. Ama onu her gördüğümde nasıl sevmem ki diyorum. O yüzden o gün bu yanlış anlaşılmaya sessiz kaldım. Onunla vakit geçirdikçe vicdanımın itirazı iyikiye dönüştü. Onu başkası ile düşünmek bile istemiyorum."

Minseok ona göz kırparak "Ben de böyle tahmin etmiştim" dedi, "iyi yapmışsın, iyi ki yapmışsın."

Kyungsoo ve Leo siparişlerle geldiklerinde Jongin'in havası biraz daha yumuşamıştı. Söze daha çok katılıyor, artık gülüyordu. Yemekten sonra sinemaya gitmeyi bile teklif etmişti.

Minseok onların el ele tutuştuklarında birleşen elemental bileklerine gülümseyerek Leo'ya işaret etti.

"Bize çift bilekliklerinden alsam takar mısın?"

Leo önlerinde yürüyen çiftin ellerini görünce gülümsedi.

"Bunu sana sürpriz olarak hazırlamıştım aslında" dedi.

Çantasından bir kutu çıkardı. My melody bilekliğini Minseok'un bileğine taktı ve kendi bileğine de Pompompurin bilekliğini. El ele tutuştuklarında birbirine sarılan figürlerle Minseok'un gözleri dolu dolu oldu.

"Sanrio ürünleri sevdiğin için almıştım ama bana gittiğimizde vermeyi düşünüyordum" dedi.

Minseok oracıkta öptü Leo'yu.

"Bir tanesin" dedi.

Kyungsoo gerideki çiftin yaptıklarını görünce Jongin'e biraz daha sokuldu.

"Minnie ile ne konuşuyordunuz?"

Jongin imalı bir gülüşün ardından KyungSoo'nun gözlerine düşen saçlarını geriye iteledi.

"İlk buluşmamızda sana neden yanlış anlaşılma olduğunu söylemediğimi sordu."

Kyungsoo hayret ve utançla bakışlarını indirecek oldu fakat Jongin yanağını sardığı tutuşu ile bakışlarını kendinde tuttu.

"Senden ilk görüşte hoşlandığımı ve başkasına vermek istemediğimi söyledim."

"Bana söylemene gerek yoktu" dedi KyungSoo, yanakları hoş bir pembelikle parlıyordu.

"Bunu bilmeni istiyorum" dedi Jongin, "Senden ilk görüşte hoşlandım, biraz daha yanımda olmanı istedim ve biraz daha tanımak istedim.. iyi ki yapmışım.."

"İyi ki yapmışsın.." dedi KyungSoo başını Jongin'in omzuna yasladı. Jongin'den başkasıyla olmayı o da hayal edemiyordu.

🧸🧸🧸

🧸🧸🧸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Wonder Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin