2 dedikodu

2 0 0
                                    

Tylorun saçmalıklarına daha fazla dayanamadığım  için kafasına bir tane geçirdim, acı ile inleyen Tylor bana kaşlarını çattı "Kızım şaka yapıyordum neden vurdun ki, Ah sanırım beyin kanaması geçiriyorum." deyip kıvranınca gözlerimi devirdim "O kadar hızlı vurmadım Tylor, drama kraliçeliği yapıp kendini acındırma!" bizim bu anlamsız kavgamızı izleyen mabel kahkaha atmaya başladı, Afrodit ise tebessüm ederek bizi izliyordu "Ohoo, sen daha Afranın yumruklarına dayanamıyorsun, Afranın korumaları seni paramparça ederken ne halt yiyeceksin." diyen Ryandı ve haklıydı benim yakışıklı korumalarımla nasıl yüzleşecekti. "N-ne onlar Tyloru neden paramparça etsin ki." Mabel'in sesi titrerken ben yüzsüz gibi kıkırdadım. "Yakışıklı korumalarım Tyloru öldürecek!" dedim ve büyük bir kahkaha attım Ryan ve Afrodit söylediklerim karşısında kıkardadı fakat Mabelin gözleri doldu "Yok artık Mabel!, ağlayacak mısın yoksa?" Mabel başını sağa sola salladı ve hızla yanımızdan ayrıldı hepimiz ona afallamış gözlerle bakarken Tylor sırıtıyordu "sanırım beni seviyor." dedi ve giden kızın arkasından pis pis sırıttı, Afrodit Tylora göz devirdikten sonra "ben yemekhaneye iniyorum su alacağım bir şey isteyen var mı?" Ryan ayağa kalktı ve tebessüm ederek Afrodite yaklaştı yanağından makas aldıktan sonra "Yalnız gitme güzelim." dediğinde ağzımı kocaman açtım "Oha Ryan bu kadar yavşak olamazsın." Ryanın Afrodit'e olan aşkını herkes biliyordu fakat Afrodit bunu fark etmeyecek kadar şapşaldı, gerçi Afrodit o kadar güzel bir kızdı ki ona karşı böyle samimi ve yavşak davranmayan erkek yoktu. "Etraf bu kadar çakal kaynarken Afroditi yalnız bırakamam." dedi ve Afroditi çekiştirip yemekhanenin yolunu tuttu.

yaw he he desene sırılsıklam aşığım diye.! 

Tylorla yalnız kalmıştık fakat yalnızlığımız fazla uzun sürmedi, Mabelın ıslak gözlerle yanımıza geldiğini görünce kafamı geriye doğru attım ve derin bir nefes aldım, birazdan Mabel ağzıma sıçacak. "Afra..." Tylor meraklı gözlerle Mabel'ın söyleceği şeyleri bekliyordu. "Afra, korumaların nerede onları tehdit  edeceğim kimse Tylor'a dokunama-" Mabel söylediği şeylerin yeni farkına varmış gibi gözlerini irice açtı ve elleriyle ağzını kapattı. Tabii ya Mabel, Tylordan hoşlanıyor, Ryan da Afroditten hoşlanıyorsa ben kimden hoşlanacağım. 

Kahretsin, tek sap ben kalacağım! 

Tylor, pis pis sırıtırken Mabelin gözleri dolmuş ve dili tutulmuştu. Sanırım yine ağlayacak. Tanrım, bu kız neyin kafasını yaşıyor? "Şe-şey ben öyle demek istemedim, yani kimse arkadaşlarıma dokunamaz demek istemiştim." bunları söylerken sesi titriyordu, dudaklarımı sarkıttım çünkü çok tatlı gözüküyordu, yanakları utançtan kırmızının en güzel tonuna bürünmüştü. Mini beyaz eteği ve uzun okul sweatiyle göz kamaştırırken uzun siyah saçları, ona ayrı bir tatlılık katıyordu.

Tylorun gülüşü büyüdü ve yavaşça ayağa kalktı, gözleri dolu dolu olan kıza tebessüm etti ve sevimli kızı kollarının içine aldı. "Açıklamaya gerek yok, ben zaten her şeyi anladım. Sen sadece arkadaşlarını korumak isteyen bir kızsın değil mi?" Tylor, Mabel'a sarılırken bana baktı ve göz kırptı.  Zavallı kız Tylorun söylediklerine inanmış bir şekilde göz yaşlarını sildi ve teşekkür etti. Tylorun, yani aşığının sarılışına karşılık verip kollarını ona sardı. "Midemi bulandırıyorsunuz, aşk işlerinizi okulun bodrumun da halledebilirsiniz." dedim ve pis pis sırıtıp Mabel'a baktım. Mabel gözlerini kocaman açtı ve önce bana sonra Tylorun duymamış olmasını umut edip Tylora  baktı ne yazık ki  duymuştu, oh iyi ki de duymuş! bu ikisi midemi gerçek olamayacak kadar fazla bulandırıyor! 

Bu iki çatlağın yanında fazla durmadım ve lavaboya gittim. Kendime bakmak için.

Lavaboya vardığımda cebimden lip glossumu çıkarıp dudağıma sürdüm. Dudaklarımı birbirine bastırıp sağa sola doğru hareket ettirdim. İşim bittiğinde tam gidecekken beş kızın kendi aralarında konuştuğunu duyup kulak misafiri oldum. 

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin