Amelie, Isaac'i uzun zamandır tanıyordu; onun hakkında bildiği değişmez bir gerçek vardı. O asla gecikmezdi. Ne zaman bir buluşma planlasalar her zaman tam vaktinde orda olurdu. Belki de evinden ve kendisine berbat davranan babasından kaçmak istemesi ya da kelimenin tam anlamıyla yapacak başka bir şeyinin olmamasından kaynaklanıyordu. Ama öyle ya da böyle, Isaac Lahey her zaman dakik bir insan olmuştu.
Bu yüzden Amelie, ona saat tam 20.00'de yatıya kalmaya gelmesini söylediğinde çocuğun tam zamanında orda olmasını bekliyordu. Atıştırmalıkları, pijamalarını ve filmi çoktan hazırlamıştı.
Ama Isaac gelmedi.
İlk başta on beş dakika gecikmişti, Amelie buna pek aldırış etmedi. Belki trafikte sıkışıp kalmıştı (her ne kadar Beacon Hills oldukça küçük ve evleri birbirlerine nispeten yakın olsada). Sonra bir saat gecikti, unutmuş muydu?
Onu aradı ama telefonu kapalıydı. Hangi cehennemdeydi bu çocuk? Saat 22:00'ye gelene kadar en yakın arkadaşını bekledi, bekledi ve beklemeye devam etti.
Ama sonra umudunu kaybetmişti. Yaklaşık on sesli mesaj bıraktıktan sonra, "Dinle aptal, nerede olduğunu bilmiyorum ve umarım güvendesindir, ama kapıyı kilitliyorum ve uyuyacağım. İyi bir açıklaman olsa iyi olur aksi taktirde ağzına sıçacağım bilgine. Her neyse, seni seviyorum."
Isaac'in ertesi gün okula gelmemesi kızı şaşırtmıştı. Harika. Şimdi gerçekten endişelenmeye başlamıştı. Tek seçeneği vardı ve aklından geçtiği gibi bu fikirden nefret etti. Çocuğun diğer arkadaşlarına soracaktı. Onlardan nefret etmiyordu ama -Isaac ısırılmayı kabul etmesine rağmen- en yakın arkadaşını tehlikeye atmaları düşüncesi aklından geçtiğinde ürperiyordu. Ve belki biraz da kızıyordu.
Elindeki kitaplarla cesaretini topladı ve kötü şöhretli Scott McCall'a doğru yürüdü. "Şey, merhaba. Sen Scott'sın, değil mi?" diye sordu çocuğa.
Gözleri onunla buluştuğunda yanakları kızarmıştı. Aslında tam olarak onun yüzünden kızardığı söylenemezdi (ki bu utanç vericiydi) ama Amelie hiçbir zaman sosyalleşmeyi ya da insanlara bodoslama en iyi arkadaşının nerede olduğunu sormayı sevmezdi. Cidden endişeli olmasa bunu asla yapmazdı.
Ancak birkaç saniye sonra Scott'ın yanında başka birisinin daha olduğunu fark etti. Esmer bir çocuktu ve derin bakan ela gözleri vardı. Bakışlarını ondan çekip Scott'a döndü.
Scott başını sallayarak gülümsedi. "Sen de Amelie'sin, Isaac'in arkadaşı." Gülümsemeye karşılık vererek konuştu Amelie, "Evet, sadece dün Isaac'in yanında olup olmadığını sormak istedim. Benim yanıma gelmesi gerekiyordu ama gelmedi. Biraz endişelendim, bilirsin."
Scott kaşlarını çattı ve kendisi gibi kafası karışmış görünen arkadaşına baktı. "Bu çok tuhaf, Isaac bize senin yanına geleceğini söylemişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Invisible String • Stiles Stilinski
FanfictionAmelie Nightly hayaletleri görebiliyordu... (Teen wolf s3-?) Çeviri kitabıdır! Original by @graciesriddance