3

35 2 0
                                    

Merhaba
'Shahmen-Abacus' dinleyerek okumanızı tavsiye ederim. Ben onu dinleyerek yazdım

WENDY
Saat 2 ye geliyordu. 2 buçukta Helenlere gidicektim ama hala hazır değildim. Hemen duş aldım, saçlarım zaten hafif dalgalıydı yani uğraşmama pek gerek yoktu. Mavi kareli bi gömlek giyip siyah pantolonumun içine koydum. Siyah beremi taktım ve saçlarımı çıkardım. Mutfakta birşeyler atıştırdıktan sonra taksi çağırıp elimdeki adresi uzattım
Helenle uzaktan akarabaydık sadece bir kere görüşmüştük. O da annemin dayısının cenazesindeydi. Hakkında sadece ne kadar tatlı bi kadın olduğunu hatırlıyorum. Bana gayet yakın davranmıştı. O zamanlar sorunlu bi çocukları olduğunu bilmiyordum. Daha doğrusu yeğenleri bana yeğeni olduğunu söylemişti. Ve çok zorlu bi çocuk olduğunuda... Ama ne kadar zorlu olabilirki. Altından kalkabileceğimi düşünüyorum, zaten bu yüzden ona bakmayı kabul ettim değil mi? Hem bana bu evi aldılar, kendi evlerini açtılar, yakın davranıyorlar. Bu yüzden onlara bunu ödemem gerektiğini düşünüyorum. Biraz da bunun için sanırım

"Burası" dediğinde dönüp önünde durduğumuz eve baktım. Evet burası. 3 katlı, bahçesi yemyeşil, bayağı büyük ama şirin bi evdi Parayı uzatıp teşekkür ettikten sonra inip kapıyı çaldım. Helen büyük bi samimiyetle bana sarıldı "Hoşgeldin hayatım"
Ben de onunki gibi samimi bi gülümsemeyle "Merhaba efendim" dedim

"Lütfen. Bana sadece Helen de" ahh çok tatlı bi kadın ya. Helen gerçekten sevimli bi kadındı adamsa biraz soğuk gibiydi. Ama kesinlikle çok yakışıklı olduğunu kabul ediyorum "İçeri geç lütfen" dedi

Helenin gösterdiği, oturma odası olduğunu düşündüğüm yere geçtim. Gayet sade ve rahat döşenmişti. Kahverengi tonları ve beyaz...
Adam oturduktan sonra "Ben David" dedi " Heleni zaten tanıyorsun" kafamı sallamakla yetindim

"Bak hemen mevzuya girmek istiyorum" David onun için gerçekten endişeleniyordu. Yani. Bu kadar acele etmesinin başka ne gibi bi sebebi olabilirdi ki. İçinde saf endişe olduğu gözlerinden bile anlaşılıyordu "Pekala" diyip derin bi nefes aldı "İsaacin bazı problemleri var" dediği an Helenin gözleri dolmuştu bile "Bu problemlerin sebebi babası öldükten sonrasına dayanıyor. Babası o 6 yaşındayken öldü ve şuan on dokuzunda ama hala problemlerini aşmaya çalışıyor" problemli olduğunu biliyordum zaten. İki gün önce falan Helenle buluştuğumda anlatmıştı zaten

"Ne gibi problemleri var?"

"Mesela en belirgin olanı klostrofobi"

"Cidden mi 19 yaşında klostrofobisi mi var?" Hayatımda karşılaştığım ilginç hastalardan biriydi. Pek hastayla karşılaştığım söylenemezdi. Sonuçta ben sadece psikoloji alanında birşeyler biliyordum ve ufak bi eğitim almıştım o kadar. Psikolog değilim yani. Ama yinede ilginç bi hastaydı

"Evet. Çünkü küçükken hiçbir çocuğun atlatamayacağı şeyler yaşadı" Helen ağlıyordu. Ben insanların ağlamasına dayanamazdımki

David ona sarıldı "Helen yapma böyle" Helen hıçkırıklarının arasından "Da-David" dedi. Ben zaten duygusal biriydim. Bu hallerine cidden dayanamayacağımı düşünmeye başlamıştım

"Helen" dedi uyarıcı bi tonda" böyle yapmaman gerektiğini biliyorsun" Helen elini gozlerinden geçirip "Hı hı. Biliyorum" dedi. Sonra bana dönüp özür diledi.

"Özrün hiç gereği yok" dedim içten bi gülümsemeyle.

Biraz kendilerine gelince "Devam edebilirmiyiz?" diye sordum. David kafasını sallayıp devam etti "Sonra kriz geçiriyor. Daha önceleri bu kadar sık değildi ama bu aralar baya sıklaştı. Mesela dün gece. Biz biraz dertleştik terasta sonra odasına gitti. Tetikleyici birşey de olmadı, sinirli falan değildi ama ne olduysa oldu işte" Bahsettikleri krizin nasıl olduğunu çok merak ediyordum. Bu aralar krizlerinin neden çoğaldığınıda

KrizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin