"Haru nereye gittin?" her reyonu dolaşıp Haru'yu endişe içinde ararken marketten dışarıya çıkmamış olması için dua ediyordum.
En sonunda köşeyi döndüğüm zaman Haru'yu oyuncak reyonunda görünce tezgaha tutunup elimi kalbime koydum. "Haru kalbime indirecektin kayboldun sandım bir daha böyle bir şeyi yapma" onun yanına geldim.
"eheheh korkma ya bir şey olmaz" ilgisi benim dışımda her şeydeydi. "Navia abla bana bu oyuncağı alır mısın?" gösterdiği tren setine baktım. Bunun benzerinden Satoru'da da vardı. O da küçükken böyle oyuncaklara çok özenirdi ve elde etmek için her şeyi yapardı. "Haru biliyo-" kafamın yanından bir el geçip tren setine uzandığı zaman kaşlarımı çatarak geriye çekildim.
"affedersiniz eğer bu oyuncağı satın almıyorsanız ben satın alacağım."
Kafamı çevirip konuşmamı bölen adama baktım. İki tane pon pon topuzlu saçı vardı. Nasıl anlatılılır biilemedim şimdi. Yüzünde de garip bir dövme vardı.
Şu son zamanlarda neden hep karşıma değişik tipte insanlar çıkıyor?
Haru'ya kafamı çevirdiğimde kaşlarının üzüntüyle çatılı olduğunu gördüm. Akıllı bir çocuktu bazen de şımarıktı. Şimdi ya ağlamaya başlayacaktı ya da 'ben bu oyuncağı istiyorum' diye bağırmaya başlayacak ve çıldırıp tüm insanları başımıza toplayacaktı.
Hiçbirinin yaşanmasına izin vermeden adamın elindeki tren seti kutusunu tuttum. "ilk önce biz gördük haliyle bu bizimdir. Bir başkasını alın beyefendi." kafamı çevirip başka tren seti var mı diye baktığımda elimdekinin son ürün olduğunu fark ettim.
"bakın hanımefendi aylardır bu ürünün gelmesini bekliyorum kardeşim için. Çok istiyordu bunu ama geçen geldiğinde alamadı. Hem bu çocuk daha küçük nereden anlasın bu treni kurmasını."
İçim bu dediğiyle sinirle dolarken kaşlarım gittikçe çatıldı. "kardeşin kaç yaşında arkadaşım?"
"ne alaka şuanda?"
"kaç yaşında dedim"
"17"
"şu gördüğünde benim kuzenim 7 yaşında"
Haru araya girdi "hey 8 buçuk yaşındayım"
"8 buıçuk yaşındaymış. Neyse 17 yaşında birisinin bu oyuncağı alması mı daha mantıklı yoksa 8 buçuk yaşında birisinin mi?"
Adam "gel de bunu Yuuji'ye anlat" sessiz bir şekilde mırıldandığında duyduğum isimle şok oldum.
"Yuuji mi dedin sen?"
"evet"
"İtadori Yuuji olan Yuuji mi?"
"evet"
"oha"
Adam kaşlarını çattı "noluyor tanıyor musun sen kardeşimi?"
Başımı salladım "o zaman sen Yuuji'nin üniversiteye giden abisi olmalısın. Voleybol kulüp takımının kaptanı olmalısın. Adın neydi ya.." gözümü kısıp düşünürken adam bana şaşkınlıkla bakıyordu. Onun hakkında bu kadar bilgiye nereden sahip olduğumu anlamaya çalışıyordu muhtemelen.
"Choso adım"
Hah evet Choso'ydu.
"anladığım üzere Yuuji'nin yakın arkadaşısın beni sana baya anlattığına bakılırsa."
"tabii ki!" sırıttım Choso'nun boşluğundan yararlanarak kutuyu elime almış arkamda saklamıştım. "o zaman Yuuji'ye selamımı söylersin bu oyuncak bizim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gojo Twins
FanficNavia ile Megumi çocukluk arkadaşlarıydı ama Megumi'nin babasının tayini başka bir şehre çıkınca taşınmak zorunda kalmışlardı ve daha da görüşememişlerdi. Ama bir gün Navia'ların aile apartmanına bir baba ile oğul taşındı. Navia'nın annesi komşuluk...