Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Rüzgar esiyor, sıcak ama aynı zamanda hiç olmadığı kadar soğuk. Seni bekliyorum yağmur altında, sense karşımda durmuş bana gülümsüyorsun ağlıyormuş gibi görünen gözlerinle"
Canım acıyor dedim içimdeki bene, o bile dinlememekte kararlı gibiydi. Telefonuma gelen bildirimlerin yanı sıra aşağı kattan gelen sesler de artmıştı.
"Teyzecim Hee hala yatıyor mu?"
"Ah bilmiyorum, siz içeri girin benim işe gitmem gerekiyor!!" Hararetle cevap veriyordu sanki annem
Odama yaklaşan ayak sesleriyle tedirginlik vücudumu kaplıyordu, istemsizce dikleştim.
"Bu saate kadar uyunur mu?!" Diyerek içeri daldı Jake
"Uyuduğumu kim söyledi lan?!"
"O zaman neden yataktasın?!"
İki aptal birbirimize bağırıyorduk sadece. Bundan yorulduğumuzda dışarı çıkmak istediğini söyledi Jake.
"Diğerleriyle çıkabilirsin" dedim omuz silkerek
"Onlar zaten geliyorlar ama senin de gelmen gerekiyor" dedi ve alt dudağını öne doğru büzdü
"İyi tamam yapma şu yüz ifadesini zaten yeterince çirkinsin" diyerek elimle yüzünü ittim.
"Aman" dedi yatağıma uzanırken, ona dönüp bakışlarımı üzerine bırakınca anlamıyormuş gibi bana boş gözlerle baktı "Ne var?"
"Üstümü değiştireceğim, hadi dışarı çık"
"Ne olacak sanki Hee, biz arkadaşız" dedi sırıtıp yatağıma yayılırken
"Arkadaşız diye birbirimizi izleyecek derecede sapık değiliz Jake, değil mi?"
"Hah, Sun- ehm yani şey tamam"
"Ne diyecektin?" Dedim sert olmasına özen gösterdiğim sesimle "Başladığın şeyi tam bitir"
"Bir şey demeyecektim Heeseung, sadece çabuk ol" diyerek odadan çıktı
Ona çok takılmamaya çalışarak dolaba ilerledim. Rastgele bir şeyler alıp üzerime geçirdikten sonra parfüm sıktım ve takmak için küpelerimi aramaya başladım.
Masamda yoktu, dolabımda ve askılığımda da yoktu. Çekmeceleri aramaya karar verdim ve tek tek açmaya başladım. İlkinde bulamamıştım, ikincisinde de sonunda üçüncü seferde onları bulmuştum. Elimi uzatıp onu aldığımda altından çıkan fotoğrafa gözüm kaydı. Bu Sunoo'nun küçüklük fotoğrafıydı. Gülümsedim, ilk günkü gibi..
Bu fotoğrafı görmemi istememişti ama şimdi onu bana bırakıp gitmişti. Onu da elime alarak cüzdanıma yerleştirdim.
En sonunda tamamen hazırlanıp aşağıya, Jake'in yanına indim. Birlikte diğerleriyle buluşmak için ayarladığı restorana gittik.
