Artık düzeni bozulmuş, felaketin eşiğinde olan Dünya'nın yaşanmaz doğasına açılan bir çift göz...
Kendini çevreleyen bütün binalardan adını koyamadığı sesler yükseliyordu. Üstünde gözlerini kapamadan önceki giysilerinin temizliğinin yerini leş kokulu ve kanlı giysileri dolduruyordu. Yerler kanlar içinde, etrafta kopmuş ve çürümüş uzuvlar vardı. Dolaplar, beherglaslar, bardaklar kırılmıştı. Dışarıdan hırıltı sesleri geliyordu. Bu hırıltıların sahibinin kim olduğunu bilmiyordu.
Bir tuhaflık vardı. Çünkü korna sesleri dururken şehrin bu sesler ile inlemesi çok tuhaftı. Bu tuhaflıklar onun üzerinde bir şok etkisi bırakmıştı. Üzerinde ki şoku atlatmak istedi ve yüz yıkamanın en doğru karar olduğunu düşündü. Lavaboya doğru ilerledi. Bu da ne etrafta parçalara ayrılmış kanlı ceset parçaları... Kusmamak için kendini zor tuttu. Parmaklarının ucu bile birinin parmağından tutup elini kaldırdı. Leş gibi kokuyordu. Sanırım elinide yıkasa güzel olacaktı. Musluğu kırarcasına zorlamaya başladı ama su gelmiyordu. Ayrıca çokta susamıştı. Şuan için su sorununa bir çözüm bulacağını düşünmüyordu. Daha çok etraftaki kanlı insan parçalarına çözüm bulsa iyi olacaktı. Neden bu leş kokulu ortamda bulunduğunu sorguladı.
Labaratovara ablası için geldiğini hatırlamış olmalı ki ablasını aramaya koyuldu. Bütün odalara bakmaya başladı. Buranın bu denli dağınık olması kendini rahatsız etmişti. Ablası asla labaratovarını böyle dağınık bırakmazdı. Başına birşeyin gelmesinden çok endişe ediyordu. Endişe içinde hızlı adımlarla odalara baktı. Ama nafile ablasından küçücük bir iz bile yoktu.
Ablası -Yane- onu telaşla arayarak çağırmıştı. Çağırırken de insanlara dikkat et daha doğrusu insan sandıklarına, demişti. Bunun ne olduğunu anlayacak bilgiye sahip değildi. Merakını gidermek adına Yane'nin hazırladığı belgelere bakmak istedi ama Yane olsaydı yine ona bu isteği için çok kızardı. Bu kayboluşunun ve gizeminin kaynağı kesin o belgelerinde vardı. Hiçbir şeyi kağıda dökmeden sözde bırakmazdı. Sesi kulaklarında yankılandı ve göz yaşlarını tutamadı. Sesini bile çok özlemişti, o olmasa da kulaklarında duymaya başlamıştı. Neden üstü kanlıydı ve neden ablası yoktu ? Bu sorunun tek cevabı kendinden sakladığı o belgelerdi. Onlara bakmanın ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu. Birşeyler öğrenmek için o dosyalara bakması şart gibi duruyordu.
Dışarıda onu neyin beklediğini bilmiyordu. Sesler geliyordu ama görüntü yoktu. Çünkü dışarıdan gelecek dikkat dağıtıcı unsurlar ve tehlikeli şeyler için dışarıdan soyutlanmıştı. Normalde sesler de gelmezdi ama seslerin ne kadar yüksek olduğunu bu sayede tahmin edebiliyordu. Bunca şüphenin içinde belgeleri okumaması imkansızdı. Yane'yi bulmak zorundaydı bunun içinde onlara bakmalıydı. Gözüne kestirdiği bir dosyayı aldı. İlk sayfasından başlayarak incelemeye başladı. Anlam veremediği bir şeyler vardı. Bir hastalık tanımlamıştı ve belirtilerine de unutkanlık, paranoya, saldırganlık ve hırıltı yazmıştı.
Dışarıdaki seslerin sebebi bir hastalıktı. Sanki bu hastalığın olacağını önceden biliyormuş gibi herşeyin farkındaymış gibi not almıştı. Bir gün "Zombi"lerin Dünya'yı basacağı ve yaşamın yok olacağı yazıyordu. Gerçekten yaşam yok mu olmuştu. O zaman dışarıda ki sesler kimden geliyordu ?
Evden ablası için çıkmıştı ve kendini birden burda bulmuştu aradaki zaman dilimini hatırlamıyordu. Acaba o da bu virüsten etkilenmiş miydi ? Bu yüzden mi olanları unutmuştu ? İleri ki sayfalarda o yaratıkların resmini görünce sanki herşey bir yapboz parçası gibi yerine oturmaya başladı.
Buraya gelmeden önce evlerine resimde ki şeyden girmişti. Komşuları Tedy'di ama o, onu ısırmaya çalışıyordu. Bu korkunçtu, kimsenin görmek; yaşamak istemeyeceği bir durumdu. Birden onu dışarı firlatıp kapıyı kilitlemişti. Karısı ona doğru koşmuştu. Ona sarılacağını, yardım edeceğini sanmıştı ama o karısını boynundan ısırmıştı. Kanlar, boynundan akmaya başlamıştı. Belki durur mu diye düşünürken nerdeyse boynunu koparana kadar yemeye devam etmişti. Arkasından diğerleri de gelip sırtından, omzundan, bacaklarından ısırmaya başlamıştı. Karısını da kendileri gibi yürüyen ölülere çevirmişlerdi. O kadar ısırılan birisi nasıl sağ kalabilirdi ki ? Sonra diğerlerinin arasına katılıp hiçbir şey olmamış gibi onların arasında gezmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişen Dostlarım
Science FictionHayatın durduğu ve etrafta onların olduğu bir zamanda hayatta kalmak mı? Çılgınca... Baş karakterimiz Barkty bu sıkıntılı süreçte hayatta kalmaya çalışıyor.