7

2.3K 132 16
                                    

"jungkook?!" Demişti taehyung şaşkınlıkla.

Ne oldu? Diye sorarsanız, jungkook duvarın dibine çökmüş ellerini kulaklarına siper ederek şiddetli bir şekilde ağlıyordu.

Peki neden? İşte bu soruyu taehyung minigin bu içler acındıran görüntüsüne bakarken kendine çok sormuştu.

Bunu oda merak ediyordu ona ne oldu, acaba ona bağırdığı içinmi bu hale geldi diye soruyordu içinden.

Hemen koşar adımlarla yanına gitdi minik olanın. Hâlâ şiddetle ağlıyordu. Bir neden lazımdı onu bu hale neyin kimin soktuğu için. Bir neden..

Tek dizini yere koyarak miniğin yanına eğildi yavaşca. Şuan o kadar merak ediyordu ki ne olduğunu. Bu yüzden çok vakit kaybetmeden söylendi boğuk çıkan sesiyle.

"Jungkook?" Dediğinde jungkook aynı pozisyonda ağlayarak, öne ve arkaya sallanıyordu.

Taehyung minikten ona nedenini söyleyecek ve ya konuşmak gibi bir tepki almayınca kolunu ve uzun ince olan parmaklarını miniğin ince bileklerine sarıp minik ellerini kulaklarından ayırmaya çalıştı. Ama yine bir tepki vermedi minik..

"Jungkook... jungkook.. jungkook bana bak!" Diye yüksek çıkan sesiyle minik olan ona bakmıştı korkuyla. Uzun sürmeyen bakışmanın ardından minik gözlerini yine ağlayarak yere indirmişti artık ağlamaktan başka bir tepki vermiyordu.

"Anne.." dedi uzun bir süre sonra. Taehyung yine anlamadı minik olanın ne demek istediğini.

"Anne.. özür dilerim annem emanetine sahip çıkamadığım için.. özür dilerim." Minik bunları söylediğinde, taehyung beyninde birşeyleri kurmaya çalışıyordu. Ne yani emanet derken bir az önce salonda ayağının altında kalan o kolyeyi mi demek istiyordu.

"Özür dilerim özür dilerim-" minik olan 'özür dilerim' diye sayıklıyordu.

"Jungkook sakin ol." Demişti taehyung onu omuzlarından tutup yavaşca sarsarak. Fakat jungkook onun bu dediğini duymuyordu bile. Miniğin canı açıyordu içi içini yiyordu sanki çünkü o kolye.. annesinden ona kalan son emanetti. Sanki o kolye onu korumuştu bu güne kadar. Sanki o kolye olmasaydı yaşayamayacaktı. O, kolye yanında olduğunda sanki.. sanki annesi onun yanındaydı. İster istemez öyle düşünüyordu küçük. Şimdi.. şimdi ise o kolyed gitmişti -tıpkı annesininde gittiği gibi.-

"Özür dilerim özür dilerim özür dileri-" demeğe devam ederken taehyung onu kollarından sert ve yavaş olmayan bir şekilde sarsıp konuşmuştu.

"Jungkook yeter!" Dediğinde minik olan onun yüksek çıkan sesinden korkup onun kolları arasından kurtularak duvarın dibine sahada sinmişti. Korkuyordu işte ondan. İstese de istemese de korkuyordu.

Taehyung onun bu korkmuş halini görüp bir kez daha sinirlenip, elini yumruk yapmıştı. İster istemez miniğin ondan korkması canını sıkıyordu işte.

"Benden korkmamanı sana daha kaç defa söyleyeceğim?!" Demişti sert ve biraz yüksek sesle dişlerinin arasindan konuşup.

Bagırmasıyla minik yine kulaklarını tutup ağlamaya başlamıştı.

Taehyung içinden 'siktir!' çekmişti küçüğe bağırdığı için. Miniğin yanına yaklaşıp elini yüzüne uzattığında, minik elini yüzüne siper ederek hıçkırıklarının arasından konuşmaya çalışmıştı.

"Lü-lütfen -hıck- v-vu- -hıck- -vurma ba- -hıck- -bana" dediğinde taehyung'un sanki.. sanki kalbine bıçak saplanmış gibi kalbi sızladı. Acıdı.

Havadaki olan elini yumruk yapıp yutkunarak kalkıp kapıya doğru giderken, cebindeki kolyeyi cebinden çıkarmış geriye dönüp jungkook'a vermek istediğinde olmamıştı. Yüzü varmamıştı ona vermeğe bu yüzden elindeki kolyeyi elinde sıkarak, çıkmıştı miniğin odasından.

Kestikkkk

Hello!

Napiyorsunuz?

Nasilsinizzz??

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

Neyse ben kaçar bayyy💕



-Sarildimm(⁠つ⁠≧⁠▽⁠≦⁠)⁠つ

-hihi

 

°My Mafia Husband | Taekook° ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin