24

750 50 21
                                    

Yazar'dan

Jimin'de üzülmüştü bu durumda oldukları için, oysaki taekook'un en büyük destekçisi oydu. Fakat bir şey daha vardı onlara bu kadar şeyi neden yapmışlardı.

Jackson... O çocuğu elleriyle boğmak istiyordu sarışın çocuk.

"Jungkook." Demişti daha fazla dayanamayarak sarışın olan. Minik olan ağlamaktan kızarmış irslerini çevirmişti hyungu'na.

"E-efendim hyung?" Demişti minik olan titrek sesiyle.

"Sus ve kalbinin sesini dinle." Demişti sadece sarışın.

Kalp insanı kandırmıyor muydu ki?

"Kalp... Kalbimle hareket edip, ona güvenirsem sonunda yine üzülen ben olurum hyung." Demişti minik sanki bunları yaşamışcasına. Belkide yaşamıştı, kim bilir. Yeniden devam etmişti sözlerine gözlerinde yıldızları taşıyan çocuk.

"Ama aklımla hareket edip, ona güvenirsem kazanan ben olurum-"

"Sevgide kazanmakta kaybetmekte var jungkook! Ama asıl aşık olmak, birşeyleri kazanıp keybetmekle olmuyor. Kalbin kimi seçerse kimi gördüğünde heyecandan adeta yerinden çıkıyorsa onunla oluyor. Anla artık bunu. Anla..." Demişti sarışın çocuk biraz yüksek çıkan sesiyle. Hoş, kime anlatıyordu ki bunları.

"Ama onunla biz olamayız. Sizin gibi... Yoongi ve senin gibi imkansız bir aşk bizimkisi. Onun beni sevdiği bile belli değil."  Dediğinde, işte şimdi taşlar yerine oturuyordu. Taehyung... Onun aynı zamanda çocukluk aşkıydı.

"Hah! Hadi ama jungkook çocukluğunuzda birbirinizi nasıl sevdiğinizi, birbirinizin gözlerine nasıl baktığınızı sizi gören herkes anlardı. Yoongi ile ben bile." Demişti jimin dolu gözleriyle konuşarak. Hiçbir şey anlaşılmıyor, jimin'in neden bahsettiğini anlamıyordu minik.

"Ç-çocukluk?" Demişti minik sessizce ağlarken. Sarışın çocuk gülümseyerek onu yere oturmuş konuşmak için hazırlanmaya başlamıştı. Jungkook ayaklarını kendine çekip sırtını duvara yaslayıp otururken, jimin onun aksine ayaklarını çapraz yapıp oturmuştu miniğin karşısında.

"6.sınıf masum minik beyaz tenli çocuk, 7.sınıf uzun boylu, beyaz gömlekli esmer tenli çocuk." dediğinde minik kafasını onu anlamaya çalışırcasına hafifçe yana çevirmişti. Kaşları şimdiden çatılmıştı bile.

"Onun sevgilisi olduğunu öğrendiğin, halanın kollarında ağladığın o gün." Dediğinde miniğin aklında birisi vardı. Kim taehyung, okulun en yakışıklı çocuklarından birisi. Sürekli beyaz gömlek giyip ellerini ceplerine salar, arkadaşlarıyla koridorda sürekli serseri gibi dolaşırdı. Esmer tenli uzun boylu kare gülümsemesi olan çocuk.

"O-o, çocuk ta-taehyung muydu?" Dediğinde sarışın olan dolu gözleriyle gülümsemiş başını sallamıştı onu onaylarcasına.

"Evet-"

"Lan gelip çözsenize bizi." Diye bölmüştü sarışın çocuğun sözlerini Jessica teyze. Jimin gözlerini devirmiş, Jessica teyzeye ilerlemişti söylenerek.

"Ya teyze ya bir dursana ne güzel anlatıyordum gerçekleri-"

"Gerçekler derken?" Diye kalın bir ses duyulmuştu ince sesin sahibinden sonra. Taehyung'un sesiydi bu.

Miniğinin kokusunu özleyen oğlanın sesiydi bu.

"Jimin..." Demişti minik olan jimin'e seslenip ona yalvarır bakışlar atarak. Onun yanında bu konuyu açmasını istemiyordu. Çocukluk aşkı olduğunu, bilmesini istemiyordu.

"Üzgünüm jungkook çocuklukta beni bu yalvarışlarınla durdurdun ama şimdi daha fazla dayanamayacağım."

"Lütfen hyung-"

°My Mafia Husband | Taekook° ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin