Bölüm 6 : Adalet sağlayıcılar

47 8 4
                                    

Öncelikle, çok para harcayan biri değildim. Sıradan müstakil bir evde oturup, ortalama boyutta ev eşyalarım vardı - evet, televizyonum da dev ekran falan değildi. O yüzden "bir gün lazım olursa" diyerek maaşımın, o ay harcamadığım kısmını banka hesabıma yatırıyordum. İnternetten giriş yaptığımda 76 bin dolarımın biriktiği yazıyordu. Yani benim aylık harcamalarım ile kısa bir hesaplama yaparsak... Bu beni 120 ay kadar idare edebilirdi. Bu da beş yıl kadar işsiz kalabileceğim anlamına geliyordu. Ve hayır, boşanmadan sonra eski karıma aylık belirli bir para vermem gerekmiyordu. Dediğim gibi, iyi ikna ederim. Ama zaten haklıydım. O çalışabilecek durumdaydı.

Ama malesef emekli olmak için çalışmaya devam etmem gerekiyordu. Kovulmuş bir FBI ajanı ne iş yapabilirdi? Gazetelerde yeterince araştırma yaptıktan sonra aklıma en çok yatan şey olan silah eğitimciliği geldi. Hatta evime 10 dakika uzaklıkta bir yerdeydi. Silah eğitimcisi arıyorlardı ve benim bir silahım vardı. Ki aslında olmasına gerek yoktu. Oradakileri kullanacaktık nasıl olsa. Böylece evden çıkarak adresin yazdığı yere gittim.

Bana ilk sorusu "Silahlar hakkında bilginiz var mı?" oldu.

İğneleme yaparak "Hayır sadece para kazanmaya geldim çünkü tetiği çek vur bu kadar basit." diyecektim ancak işe ihtiyacım vardı. Bu yüzden iğneleme yapmak yerine, ufak bir yalan söylemek istedim.

"Evet, bir FBI ajanıydım. Strese dayanamayınca ve uykusuzluk, baş ağrısı gibi sorunlar çıkartınca bırakmak zorunda kaldım."

Kaşlarını kaldırarak şaşkınlık belirtisi gösterdi ve "Ne tür silahlar kullandınız peki?" diye sordu.

"Tabancalarda favorim Desert Eagle'dır." dedim. "Ama yirmiden fazla tür tabanca kullanmışımdır. Yıllık izinlerimde de silahlardan uzak kalamadığım için ava gittiğimde kuş vurmak için pompalı silahlardan kullanıyordum. Onun dışında da gerçekten büyük bir şebeke operasyonunda MG - 42 kullanmak zorunda kalmıştık. Ama bir bazuka kullanacak dereceye gelmedim tabi."

Gülerek "Güzel, bazuka eğitimi verecek halimiz de yok zaten." dedi. "Sizden önce birkaç kişi geldi ancak onlar sizin kadar iyi değildi sanırım. Her neyse, bilgileriniz yeterince iyi gibi. Tek bir soruyla sizi test etmem gerekiyor. Bir Desert Eagle kaç mermi alabilir?"

"Hileli soru." dedim ve güldüm. "İki farklı modeli var, biri 7 diğeri ise 8 mermi alıyor. Geri tepmesinin bir tabancaya göre epey fazla olmasıyla ve bazı sözde kurşun geçirmez yelekleri delip geçebilmesiyle ünlüdür. Ağırdır ama tek elde taşınabilecek derecededir."

Üç saniye boyunca gülümsemesi yüzüne yayıldı, onun ardından elini uzatarak "Tebrikler, işe alındınız." dedi. Uzattığı eli sıkarak karşılık verdim. "Bu arada adınız neydi?"

"Paul Lawton." diye cevapladım.

"Lawton." dedi yeniden gülümserken. "Vilayetleri soyadı yapmak biraz garip geliyor bana nedense. Her neyse bay Lawton. Yarın 11'de gelip başlayabilirsiniz. Şurayı imzalarsanız..."

"Bu kadar çabuk mu?" diye sordum şaşırarak. "İş kondisyonlarını, bana vereceğiniz maaşı, emeklilik maaşımın olması için ödeme yapıp yapmayacağınızdan hiç bahsetmediniz."

"Bunların hepsi sözleşmede yazıyor, okuyun." diye karşılık verdi ve sandalyesinden kalkarak lavaboya ilerledi.

Emeklilik maaşına yatacak para harici ayda 1200 dolar kazanacaktım. Eh, gelir çok da iyi değildi açıkçası. Ama yine de yaşım geldiğinde emekli olabilecektim. Hem zaten, en sevdiğim şeylerle birlikte olacaktım. Silahlarla. Yani benim deyişimle... Bir bakıma adalet sağlayıcılarla.

Adam geri geldiğinde "Güzel, kabul ediyorum." dedim. "Ancak ondan önce pratik yapma odasını görme şansım var mı?"

"Tabi ki." dedi ve cebinden anahtarı çıkardı, bana çelik kapıyı gösterdi. Anahtarı alarka kapıyı açtım. Arkada yine çelikle kaplanmış, kasa gibi dolaplar vardı. İçinde silahlar olduğunu varsayıyordum. Kapıyı açtığım anahtar bu dolaplarda da işe yaradı. Colt marka tabanca ile bir tane de Desert Eagle vardı ilk dolapta. Hangisini seçtiğimi tahmin edebiliyorsunuzdur tabi.

Şarjörünü kontrol ettiğimde 7 mermisinin olduğunu gördüm. "Deneyebilirsiniz." diyordu adam. "Müesseseden olsun."

Karşıdaki hedef tahtasını gözüme kestirip sol gözümü kapattım ve elimi güçlü tutarak sekiz atış yaptım. (Şarjördeki yedi mermi ve klasik olarak silahın ağzına konulmuş bir mermi ile.) Yine art arda atışlardan sonraki Desert Eagle'ın ağzından çıkan dumanlar kendimi bir kovboy filmindeymiş gibi hissetmeme sebep oluyordu.

Gülümseyerek adama döndüm. "Sevdiğim bir işi yapacağım sanırım." dedim.

Kanunsuz (Lawton)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin