bazen hayat boyledir

262 34 39
                                    

(bölümde düz yazı var yorum yapmayan beni çok üzer bunu bilin...bir de duz yaziyi normalde bu tarz yazmiyordum eglenceli olsun diye boyle denedim umarim seversiniz)

işsiz kalacak tayf

wooyoung
OLM COK TASSSAKLI OLDUM LAN
beni böyle görme şansını kaçırdınız

hongjoong
asiri uzuldum agliom hatta şuan

yeosang
ben de yanındayım beraber aglioz

wooyoung
yıpratmayin kendinizi bu kadar
🤭🤭

yunho
BEN DE FENA OLMADIM SIMDI

hongjoong
bana sen wooyodan daha heyecanlıyım gibi gelio

wooyoung
🤨

yunho
YOK

yeosang
neyse dikkatli gidin
yunho wooya da sahip çık

wooyoung
ya cocuk muyum ben aqq

hongjoong
iki dakika göz kulak olmayınca
başına gelmeyen kalmıo

wooyoung
🎀🎀

---

"damsız almıyorlarmış, şansına küs giremiyoruz"

"komik miydi orospu cocu"

yunho çok komik sandığı şakasına aptal aptal gülerken festival alanına girmek için sıra bekliyorduk. son gün olduğu için ayrı kalabalıktı. önceden gelseniz nolurdu sanki. herkes bugünü beklemiş.

"wooyoung?"

"ne?"

"gidip patlamış mısır alsana"

"param yok git sen al"

"ya nolur kanka ben beklicem burada nolur git al çok üşeniyorum ben veririm sana paras-"

"ya sus la sus tamam gidiyorum kes"

normalde hiç bir güç beni kocamı görme yolundan ayıramazdı ama benim de canım patlamış mısır çekiyordu o yüzden ikna oldum.

yunhoyu yerimiz kapılmasın diye sırada bırakıp festivalin biraz dışında kalan her zaman uğradığımız patlamış mısır satan amcanın oraya doğru yürümeye başladım. bir yandan bugün san'la konuşacak olmanın verdiği mutlulukla sallana sallana yürüyordum. etraftakiler 'bu ne amk kendini ana karakter mi sanıyor' diye düşünüyorlardi büyük ihtimalle. aslında haklılar ana karakter sanıyordum çünkü bu yaşananlar ancak bir kdramada olur.

ki geçen konserde kavga ettiğim grubun arkalarında daha çok adamla karşımda duruyor olmaları da ancak bir dizide olurdu. keşke dizide olsaydım ama değilim. yapacak bir şey yok arkadaşlar. hayat bazen böyledir.

ben mal gibi kalmış onlara bakarken iyice bana yaklaşıyorlardı. geçen dövdükleri yetmemiş gibi niye şimdi tekrar geliyorlardi ki.

en çok vurabıldığım çocuk -benden bile kısaydı- tam önümde durmuş kendini bir şey sanarak konuşmaya başlamıştı.

"bu işten bu kadar kolay kurtulabileceğini mi sandın?"

aslında sanmıştım.

"yani iki tarafta yeterince dayak yemişti bence uzatmaya ne gerek var beyler öpüşelim anlaşalım"

sanırım öpüşelim anlaşalım kısmını pek beğenmemiş olacak ki sözüm biter bitmez yumruğunu yüzüme geçirdi.

---

sayamadığım bir çok yumruk, tekme, tokat yani kısacası her türlü yoldan yediğim dayaktan sonra adamların beni biraz daha ıssız bir yere sürüklemesiyle, büyük ihtimalle festival yerinden bir kaç sokak uzakta olduğumu tahmin ediyordum. ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum ama hava hala aydınlık olduğu sürece sıkıntı yoktu. kesinlikle şuan yunho korkudan altına sıçıyordu. hani gerçekten yanımda birisi yokken başıma bu kadar iş açılması tesadüf muydu yoksa benim salaklığım miydi? inan bilmiyordum.  

yunhoya ulaşabildiğimde her şey için fazla geçti sanırım. yaralarımla ilgilenip ne yapacağımıza karar vermemiz, diğerlerini çağırmamız tamamen konseri unutmamıza sebep olmuştu. çünkü cidden bu sefer fazla ve ağır yaralar almıştım. bu şekilde asla eve gidemeyeceğim için hep beraber yeosang'ın evinde kalmaya karar vermiştik. yeosang'ın ailesi oldukça rahat ve tatlı oldukları için bize bir şey dememişlerdi.

odada oturmuş sessizlik içindeydik. şuan ortamdaki herkes benim ne kadar mal olduğumu düşünüyordu. ben dahil.

"abi sana cidden inanamıyorum iki saniye yalnız kaldın ve cidden bu mu oldu yani"

hongjoong hala benim neden bu kadar mal olduğumu ve yalnız bırakıldığımda başıma neden hep böyle şeyler geldiğini sorguluyordu. yazık asla cevap bulamayacak.

yunhonun aklı ise hala beni patlamış mısır almaya göndermesindeydi. tamam onun yüzünden gitmiş olabilirim ama tamamen onun suçu değildi sonuçta.

yeosang ne düşünüyor bilmiyorum. sanırım düşünmemeyi tercih ediyor.

"lan peki san?"

keşke gerçekten düşünmemeyi tercih ediyor olsaydı.

aslında bugün san'la konuşmam gerektiği gerçeği tamamen aklımdan çıkmıştı. hayır bu nasıl aklımdan çıkabilir? sanırım kafama fazla darbe almıştım.

yeosang'ın dediği şey herkesi düşüncelerinden koparmıştı. özellikle beni. utanmasam oturup hıçkıra hıçkıra ağlayacaktım. hayatımın en büyük şanslarından birini kaçırmıştım.

şimdi san benim hakkımda ne düşünecekti? ona dediğim gibi konsere gelememedim. isteyerek olmasa da gelemedim sonuçta.

"şuan bu mesele wooyoung'un benim yüzümden dayak yemesindin daha ağır oldu"

şuan onun suçu olmadığını söylemem gerekiyordu ama cevap veresim yoktu. dedikleri hiç bir şeye cevap veresim yoktu. yaralarımın acısı veya başıma büyük bir iş almış olduğum gerçeği bu kadar koymamıştı bana.

zaten neye heves etsem sonu hep böyle oluyor.


☆☆☆

beğendiniz mi genxler

shameless // woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin