Uzatmicam iyi okumalar (yuri çok güzel)
----------------------
Minhonun Ağzından :
Ertesi gün yine Hyunjin ve Beomgyu ile çalışırken Hyunjin aniden ayağı kalktı. Beomgyu'nun yanına gitti. Birşeyler fısıldadıktan sonra onu ayağı kaldırdı ve beraber odadan çıktılar. Hyunjin çıkarken bana gülümsedi. Hiçbirşey anlamamıştım. 'Birazdan gelirler' düşüncesiyle işime devam ettim ve beklemeye başladım..
*
*
*
3,5 saat geçti. Hala gelmemişlerdi. Endişelenmeye başladım. Sonunda dayanamadım ve ayağı kalktım. Telefonumdan Beomgyu'yu aradım. Açmadı. Tekrar aradım. Yine açmadı. Artık birşeyler olduğunu anladım ve odadan çıktım, sonra işyerinden ayrıldım ve Hyunjin ile Beomgyu'yu aramaya başladım..Hyunjinin ağzından :
Beomgyu'nun kolundan sertçe tutarak kendi evimin bahçesine doğru götürmeye başladım. Evimin bahçesinin çitleri oldukça yüksekti ve dışarıdan bahçede neler döndüğünü görmek zordu.. Yolda giderken Beomgyu bana döndü.
-Ş-şey nereye gidiyoru-
-Bana soru sorma.
-Neden?-
-Soru sormamanı söyledim. Sus.
Beomgyu gittikçe sinirlerimi bozuyordu. Onu bir an önce öldürüp cesedini yakmak istiyordum. Arkama bakındım, Minho'nun peşimden gelmediğinden emin olduktan sonra yoluma devam ettim..
*
*
*
Sonunda Beomgyu'yu bahçeme getirebildim. Kaçmaması için tüm bahçe kapılarını kilitlemiştim. Cebimdeki bıçağı sertçe çıkardım, ve Beomgyu'ya doğrulttum.-Minhoyu kazanmam için tek ihtiyacım olan şey seni kendi ellerimle gebertmekti!!
Bıçağı yavaşça Beomgyu'ya yaklaştırdım.
-Ve şimdi, ihtiyacımı karşılayacağım. Minho benim olacak!
Beomgyu'nun ürktüğü ve şaşırdığı yer halinden belli oluyordu. Ona yaklaştım. Yaklaştım.. Beomgyu tam yardım istemek için bağıracakken elimle onun ağzını kapattım. Hızlıca arkasına geçtim. Kıvranmaya başladı. Elim ağzında olmasına rağmen birkaç sözcük diyebildi..
-Y-yardım.. Ed-edin....
Sonunda, o zevki yaşadım. Bıçağı boynuna doğru götürdüm.
-Elveda, Beomgyu..
Bunu dedikten sonra sırıttım. Ve bıçağı boynuna yavaşça geçirdim..
Minho'nun ağzından :
Beomgyu ve Hyunjini ararken bir ses duydum. ''Y-yardım..'' diyordu. Bu ses, Beomgyu'nun sesine çok benziyordu!.. Hemen sesin olduğu yöne doğru adımlarımı hızlandırdım ve koşmaya başladım. Ses bir evin bahçesinden geliyordu. Bahçeye gittim. Bütün kapılarını tek tek açmayı denedim ama hepsi kilitliydi.. Boyumun uzunluğunu kullanarak çitlere tırmandım ve bahçeye girdim..
*
*
*
Beomgyu yerde boynu bıçak ile kesilmiş bir halde yatıyordu. Çok fazla kan vardı. Ağzım açık bir şekilde Beomgyu'yu izlerken elinde kanlı bir bıçak olan ve sırıtan Hyunjini gördüm..-HYUNJİN, BUNU NASIL YAPARSIN?!
Hyunjin bana döndü ve iğrenç bir sırıtış ile üstüme yürümeye başladı. Elindeki bıçağı yere fırlattı.
-Seni kazanmam için tek engelimiz Beomgyuydu.. Bende onu kendi ellerimle yok ettim. Sencede iyi yapmamışmıyım?..
Ona sert bir tokat attım. Ağlamamaya çalışıyordum. En iyi dostum, karşımda kanlar içerisinde yatıyordu.. Ve bunun suçlusu Hyunjindi..
-SENİN BİR KALBİN OLDUĞUNA İNANMIYORUM. SEN KALPSİZSİN!!
Hyunjin bana yaklaşmaya devam etti. Ağzımı kapattım. Ağlamamak için gözlerimi etrafta bir süre gezdirmeye başladım.
-BİR ADIM DAHA ATARSAN--
Hyunjin lafımı bitirmeme izin vermeden bir adım daha attı. Çok sinirlendim. Alttan gizlice telefonumu açtım ve polisi aradım. Arkamı döndüm ve Hyunjinin duyamayacağı bir ses ile polise bütün herşeyi anlattım. Telefonu kapattıktan sonra tekrar Hyunjine döndüm. Hyunjin bana baktı.
-Kiminle konuşuyordun?
-Şey.. A-annem..
Diyebildim. Saçma olduğunu biliyordum ama o anda aklıma başka birşey gelmemişti. Hyunjin bana şüpheli bir bakış attı. Dışarıdan ise polisin siren sesleri giderek yaklaşıyor idi..
*
*
*
Korkum giderek arttı. En sonunda polislerden biri kapıyı tekmeleyerek içeri girdi ve silahını Hyunjine doğrulttu. Daha sonra diğer polislerde geldi. Bir polis bana döndü.-Bahsettiğiniz katil bu kişi değil mi Lee Minho bey?
-Evet. Bu.
Polis beni onayladı ve Hyunjine döndü. Hyunjin şaşkın bakışlarla polisleri izliyordu.
-Ellerini kaldır ve yere yat! Hemen!
Hyunjin polise baktıktan sonra bana döndü.
-Polisleri, sen mi çağırdın. M-minho..?
Hyunjinin gözlerine baktım. Polis daha yüksek bir sesle bağırdı.
-HWANG HYUNJİN. ELLERİNİ KALDIR VE YERE YAT. HEMEN DEDİM!
Hyunjin ellerini kaldırdı ve ağlayarak diz çöktü. Ona acıyordum. Keşke bu durumlarda olmasaydık.. Ama yapabileceğim birşey yoktu. O benim 7 yıllık dostumu, en yakın arkadaşımı.. Kendi elleriyle öldürmüştü..
*
*
*
Hyunjinin ellerini kelepçelediler ve arabaya bindirdiler. Banada arabaya binmemi söylediler. Beomgyu'nun cesedini de ortadan kaldırmışlardı.. Karakola doğru gitmeye başladık..
*
*
*
Karakoka geldik. Hyunjin yol boyunca ağladı, arabadan indirildik ve karakola girdik. Polislerden biri bana doğru döndü.-Minho bey. Yarın Hyunjinin ceza alması için mahkeme başlatılacak. Saat 12'de, yarın mahkeme salonunda olun. Şuanlık onu göz altında bekleteceğiz. İçiniz rahat olsun
-Teşekkür ederim polis bey. Dediğiniz gibi yapacağım. Yarın mahkeme salonunda görüşürüz.
Karakoldan çıktım, hala Beomgyu'yu düşünüyordum.. Hatıralarımız, anılarımız, şakalarımız, dostluklarımız.. Hepsi, bütün herşey şerit gibi gözümün önünden geçiyordu. Ağlayarak Beomgyu'nun mezarına doğru yürümeye başladım. Yürürken çiçekçiye uğradım ve birkaç çiçek aldım. Cüzdanımda onun fotoğrafı vardı. Hemen çıkardım ve fotoğrafı elime koydum. Ona baktıkça dahada ağlayasım geliyordu. Resimi elimle kavradım ve güçlükle mezara gitmeye devam ettim..
Mezara geldim ve Beomgyu'nun mezarına bir çiçek yerleştirdim. Sonunda dayanamadım ve mezarın üstünde olan resime sarıldım. Bağırarak ağlamaya başladım. O artık ölmüştü, ve yoktu. Bütün gün mezarının başında bekledim. Gece olduğunda uykum geldi. Ama onun mezarını terk etmek istemiyordum. Sonunda eve gittim ve yorganımın altında ağlamaya devam ettim..
----------------------
Biliyorum bu bölüm biraz kısa olmuş olabilir affedin diğer bölümleri elimden geldikçe uzun yapmaya çalışıcam🥺 byy

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessive Love..~ / Hyunho
Fanfic-ULA HAZIRMISAAN -HAZIRAAAM Herşey normal bir işyerine Hwang Hyunjinin girmesiyle başlamıştı.. Patron olan bangchan minhonun işlerini tek başına yaptığı için sık sık aksatmasından bıkmıştı. Ve onun yanına istemese de bir işçi daha aldı. Acemi olan b...