cinque

13 4 0
                                    

"Hey!" Gelen ses ile Taehyung ve Namjoon hocanın arkasına baktık.

Taehyung'dan daha kısa beyaz tenli, çekik gözlü, üzerinde bol siyah-gri bir pantolon, bol beyaz desenli siyah tişört, deri ceket ve parmaklarında yüzüklerle bir adam gelmişti. Ikisiyle de sarılmış, selamlaşmıştı.

"Merhaba gençler. Kim bunlar?" Sorusu daha kısık çıkmış ve gözleriyle bizi işaret etmişti.

"Yeni okulumdan öğrenciler."

"Biz gidelim o hâlde." Hoseok'un söze girmesiyle ben de yavaşça onayladım. Taehyung oldukça yakışıklıydı ve gözlerini üstümden ayırmıyordu. Ben gözümü üstünde tutmak istemediğim için başka yerlere bakıyor arada da ona gülümsüyordum.

"Görüşürüz hocam." Hepimiz bir ağızdan dedikten sonra eğilmiştik. Adının Yoongi olduğunu öğrendiğimiz adam da görüşürüz dediğinde Taehyung'a döndüm.

"Görüşürüz Jeongguk."

"Görüşürüz." Ona nasıl seslenmem gerektiğini bilmiyordum. Benden büyüktü ama hyung dememi ister miydi veya adıyla mı seslenmeliydim?

Onlardan ayrıldığımızda yine yere çöktük.

"Yaa gamzeli yarim ne de güzel gülümsüyor."

"Yalnız Yoongi çok yakışıklı ya." Jimin'in Yoongi'yi övmesiyle ona bakıp kıkırdamıştım.

"Ne oldu beğendin herhalde." Hoseok'un imalı sesi ile Jimin kendini savunmaya geçmişti.

"Yaa evet yakışıklı dedim ama öyle değil. Benim tipim sadece. Gülmeyin ya!"

"Tamam tamam inandık." Jin'in söylemesiyle Jimin kaşlarını çatmıştı.

"Sen mi diyorsun ya? Namjoon hocaya gamzeli yarim diyecektin az kalsın. Kızarıp bozarıyorsun yanında."

"Ben en azından kabul ediyorum cüce." Jimin sinirle kafasına patlatınca Jin yalandan ağlamaya başladı. Aramızda en uzun kişi Jin'di. En kısa da ben. Ama Jimin ile aramızda öyle çok bir boy farkı yoktu. Hoseok'ta Jin'den iki santim kısaydı.

Kendimi geri bırakıp uzandım. Taehyung ile daha dün tanışmamıza rağmen onu gördüğümde heyecanlanıyordum. İçimde anlatamadığım bir duygu, his açığa çıkıyordu. Görünüşü ve davranışları beni etkilemişti.

"Yalnız Taehyung nasıl bakıyordu Jeongguk sana?" Jimin sırıtarak konuştuğunda oturur pozisyona geçtim. Jin'de onu onayladı.

"Evet neredeyse hiç gözünü ayırmadı."

"Öyle mii? Çok tatlı birisi upuzun ya. Namjoon hocadan biraz uzun. Ne yemiş, içmişler?" Benim boy ile ilgili konuşmamla bana gülmüşlerdi.

"Çok tatlısın Jeongguk. Yerim seni."

Jimin dişlerini sıkarak üstüme geldiğinde ayağa kalkmış bir iki adım gerilemiştim. Zıpladığında düşmesin diye kollarımı ona sarmış ama dengemi sağlayamayınca ikimiz de düşmüştük.

Yanaklarımı, kollarımı ısırmıştı. Ben çığlık atarken Jin ile Hoseok bizi izliyordu.

"Yardım edin, imdat! Help, help!" Bir yandan da dalga geçiyordum. Yanağımı tekrar ısırdığında çığlık atmıştım. Isırdığı yeri öpüp üstümden kalktı. Eminim kıpkırmızı olmuştum.

"Yaa Jimin acıdı. Bak kıpkırmızı oldum kesin." Mızmızlanmamla gözlerini kapattı. Kesinlikle bana sabrı yoktu.

"Bak Jeongguk sen böyle bıcır bıcır konuşursan seni yerim. Ham ham yaparım tamam mı?"

In Lak'ech | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin