4

852 77 243
                                    

40 oy 100 yorum

Boktan bir akşamın ardından uyumakta güçlük çekmiş ve uykusuz ölü bir yüz ile işe gelmiştin. Gözaltın için kullandığın kapatıcının uykusuzluğun belirtisi morlukları saklıyor olmasını umuyordun.

Diğer iki stajyer arkadaşın (!) ise sana bakarak kıkır kıkır konuşuyorlardı. Komik olan neydi? Poponun hemen altında biten dar ve bütün bedenini sergileyen elbiseler giymeyip yüz nakli gibi duran makyajlar yapmadığın için mi ezik duruyordun? Ezik olmayı yeğlerim.

"Buradasın Yn'cik, seni arıyordum." Uzun saçlı bir adamın seslenmesi ile ayağa kalktın ve ona döndün. Asyalıydı ve en az Satoru kadar uzundu -üstelik çapkın da-. "Toru bizi bekliyor gidelim." Çapkın bir şekilde arkandaki kızlara göz kırpıp tekrar sana döndü. "Geliyorum." İkisi kıskançlıklarını belli etmemek için çabalıyordu ama kızaran yüzleri bariz bir kanıttı. Görmezden gelerek Suguru'nun arkasında ilerledin.

Satoru ile sık sık görüşmek ve üstüne böyle bir terfi almak elbette güzel bir izlenim vermiyordu ama görmezden gelmeye çalışıyordun. Arkadaş arama gibi bir derdin olmadığı için de sorun değildi. Satoru tek arkadaşın olarak yeterdi senin için.

"Buyurun matmazel." Suguru reveransla geçmen için tatlı bir şaklabanlık yaptı. Gülümsedin ve içeri girdin. "Ah, Yn, gelmişsin." Gojo ayağa kalktı ve oturman için geniş odadaki koltukları işaret etti. O önünde yürürken burnuna dolan pahalı parfüm kokusunu içine çekmekten kendini alıkoyamadın. Takım içinde ayrı bir hava veriyordu.

"Sözleşme falan filan her şeyi hazırladım oku, bak, beğenmediğin değiştirmek istediğin bir şey olursa söyle güzellik." Sana dikkatli olmanı söylese de sana taktığı lakapları -güzellik, prenses, tatlım...- fütursuzca söyleyen oydu. "Peki." Onun ciddi ve takım içindeki bedeniyle daha fazla dikkatini dağıtmak istemedin. Gözlerini kaçırıp önündeki sözleşmeye baktın. Patronların acımasız ve olabildiğince işçi sömürmek isteyen tipler olduğunu okul arkadaşlarından bol bol duyuyordun ama Gojo'nun önüne sürdüğü sözleşme hiç korkutucu değildi. İyi kalpli biri olmalı.

Ya da aşık.

"Seninle çok iş başaracağımıza eminim." Uzun bir süre birlikte olacağız gibi görünüyor. "Elimden geleni yapacağım!"

•°•★

"Biraz dinlenelim." Gözlerin açık ekran başında yarı uyur halde iken Satoru'nun sesi ile irkildin. "Efendim?"

"Ara verelim istersen epey yorgun görünüyorsun."

"Hayır, hayır. Sadece biraz uykusuzum o yüzden dalmışım."

"Dün seni fazla tuttuk herhalde, üzgünüm." Oturduğu masasından kalkıp ofisinin ortasındaki geniş koltukta oturan sana doğru yürüdü. "Hayır, ondan değil. Gece uyku tutmamıştı." Yanına iyice dibine girerek oturdu. Bacaklarınız birbirine değiyordu ve bu birleşmeden dolayı ikinizin de birbirine değen teni ısınmaya başlamıştı. "Nedenini öğrenebilir miyim? Çalışanlarımın sağlık durumlarını iş performansları için önemli, bilmeliyim. Hem arkadaşım için de endişeleniyorum." Bir kolunu koltuğun başına yaslayıp yumruğu ile de kafasına destek olarak sana dönmüş ve cesurca yüzüne bakıyordu. "Aklıma bir şey takılmıştı..."

"Endişelenmeli miyim?" Sen utançtan satoru hariç her yere bakarken o hâlâ dik dik sana bakmaya devam ediyordu. "Hayır. Gerçekten sorun yok." Satoru dibinde oturmanın verdiği fırsattla ciğerlerini sana ait olan kokuyla doldurdu. Neydi bu koku? Çiçek gibiydi ama hangi çiçek? Daha dikkatli bakmak için belki de daha çok yaklaşmalıydı. (Ten rengin) boynuna biraz daha yaklaşırsa eğer...

Babacığım (Gojo X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin