1

1.7K 110 265
                                    

"Büyüdükçe ele avuca sığmaz oldu." Gojo çalışma masasının başında ortağı Nanami'ye dert yanıyordu. "Ne kadar yaramaz olsa da aşırı tatlı bir çocuk." dedi Nanami.

"O tatlılığı sadece siz görüyorsunuz, yaramazlığı bana." Dört yıl önce hamile olduğunu bilmediği sevgilisi çocuğu ondan habersiz doğurup başına yıktıktan sonra kayıplara karışmıştı, Gojo ise büyüdükçe yeni dert olan küçük oğlanla baş edemiyordu. "Şirket ve ona aynı anda bakamıyorum."

"Bakıcı tutsan?" Diye öneride bulundu Nanami.

"Olmaz, yabancı birisinin evimde kalmasını istemiyorum." Nanami göz devirdi ve sandalyede geriye yaslandı. "İyi birisini bulursan sorun olmaz. Hem böyle hayır diyebilecek bir şansın da olduğunu sanmıyorum."

"Of, delireceğim!"

"Naneleri yerken bana mı sordun?"

"Sarhoştum sen sandım. Oldu mu?"

"Iy, yok ben almayayım."

Gojo çalan telefonunu eline aldı ve kimin aradığına baktı. Çok bilmiş, kirpi saçlı, minik Yuta'ydı. "Efendim oğlum?"

"Baba! Çok çalıştın eve gel." Yuta tombul yanaklarının izin verdiği kadar konuştu. "Ama hâlâ işim bitmedi." dedi Gojo gülümsemesine engel olamadan. Yuta'nın konuşmaya çabalaması ama kurduğu saçma cümleler hoşuna gidiyordu.

"Ama baba... Gelsen olmaz mı?" Gojo oğlunun sesindeki değişimi fark etti. Yuta duygusal bir çocuk değildi o yüzden ağlıyorsa ciddi bir mesele olmalıydı. "Bebeğim her şey yolunda mı?" Nanami de Gojo'nun gerildiğini görünce yaslandığı sandalyesinden dikleşti.

"Ben biraz koyktum da... Eve gelsen oluy mu?" Yuta ağlamamak için kendisini tutuyordu. Uslu bir çocuk olmak istiyordu babasının onu sevmesi için. "Birazdan orada olacağım." Gojo hemen ceketini üzerine giyinmeye başladı. Onunla birlikte Nanami de ayaklanmıştı. "Ama hemen ol baba. Minicik zaman geçsin."

"Tamam oğlum, minicik zaman bekleyeceksin sadece."

"Peki baba." Yuta telefonu kapatınca Nanami hemen ne olduğunu sordu. "Bilmiyorum, sesi kötü geliyordu. Ciddi bir şeyler olduğu kesin. Gitmem gerek, burası Geto ve sana emanet."

Gojo koşarak ofisten çıkıp hızla asansörlere yöneldi. Yuta onu iş yerindeyken önemli bir şey dışında asla aramazdı, üstelik bir de ağlayacak gibi bir sesle araması Gojo'nun telaş yapmasına neden oluyordu. Söyleyemese de oğluna değer veriyor ve onun için endişeleniyordu.

Arabasına atladığı gibi çalıştırıp hızla çok da uzakta olmayan evine doğru sürdü.

•°•★

"Yuta!" Gojo eve girdiği gibi oğluna seslendi. Üst kattaki odasının kapısının açıldığını duyunca koşarak oraya çıktı. Yine de hizmetçilerin korkak bakışları gözünden kaçmamıştı...

"Baba..." Yuta sessizce babasına seslendi. Onun gelmiş olması sonunda rahatlamasını sağlamıştı. "Yuta?" Gojo oğlunun karşısında tek dizini kırıp eğildi. "Ne oldu?" Yuta babasını şaşırtarak boynuna atladı. "Baba ben kötü bir çocuk değilim." Yuta'nın ağlamaya başlaması ile Gojo ne yapacağını bilememişti. Ne olmuştu da sessiz sakin oğlu böylesine ağlıyordu? "Sen elbette çok iyi bir çocuksun Yuta. Biri bir şey mi dedi?" Yuta geri çekildi ve minik eliyle yanağını sildi. "Hayır..."

"Bana yalan söyleme Yuta. Biliyorsun, anlayabiliyorum." Yuta yüzüğü eğik durmaya devam etti. "Babacım aşağıdaki ablalar buyada çalışmasa oluy mu? Söz uslu oturur sadece resim çizeyim." Gojo olanları anlamaya başlamıştı. Ne cüretle o değersizler onun oğluna...

Babacığım (Gojo X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin