Artık hastaneye de alışmıştık, yabii birbirimize de babaannem Algan'ı akşam yemeğine çağırmam için ısrar edince bende çağırmaya karar verdim.
Sabah erkenden kalkıp hazırlandım ve hastaneye gittim. Bugün ki nöbetim acildeydi, bu yüzden acilin önünde çay içerek bekliyordum.Karşıdan gülümseyerek gelen Algan'ı görünce bende ona gülümsedim. Yanıma geleceğini söyleyerek soyunma odasına gitti. O gelene kadar bende hem kendime hemde ona yeniden çay alarak bahçedeki banklardan birine oturdum.
Biraz sonra yanıma geldi. "Günaydın maviş."dedi gülümseyerek. "Günaydın marul kafa."dedim. Algan "ee, boşluk bulmuşken biraz konuşalım yaa, konuşmaya bile vakit bulamıyoruz vallahi."dedi. "Öyle oluyor biraz , istersen akşam bize yemeğe gel ozaman konuşuruz."dedim bi anda Algan bana doğru dönerek "Beni yemeğe mi davet ediyorsun sen?"dedi hoşuna gitmiş gibiydi.
"Evet yani istersen hem babaannemde davet ediyor."dedim. Algan "gelirim tabii hem babaannen güzel yemek yapıyor."dedi. "Tamam anlaştık o zaman."dedim. Yakasını düzeltirken "Tamam anlaştık."dedi.Ne zamandır merak ettiğim o soruyu sonunda sordum. "Algan isminin anlamı ne?" Algan bana bakarak "Fethetmek demekmiş annem koymuş, peki senin isminin anlamı ne?"dedi. "Kalp demek, benimde ismimi annem koymuş." Bir süre bakıştık sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi konuşmaya başladı. "Fark ettin mi, isimlerimiz de bizim gibi uyumlu anlamları bile uyumlu."dedi. Önce biraz düşündüm sonra "Nasıl yani?"dedim. Algan "yanii mesela , Efide-Algan uyumuna bak birde anlamlarını yan yana getir, Kalp-Fethetmek." Jeton sonradan düştü gülümseyerek, "aa evett , uyumlu gerçekten de , uyum önemli tabii peki sen şunu fark ettin mi?" Algan düşünerek "Neyi?"dedi.
"Üniversite de sınıfımızın ismi a106'ydı; a blok ismiydi , bir alfabede A'nın sırası, altı da E'nin..."dedim. Saçmalıyormuşum gibi bakınca "Niye öyle bakıyorsun, anlamadın mı?"dedim. Gülümseyerek bana yaklaştı ve "Çok iyi anladım, sadece neden bilmiyorum ama sana karşı daha önce kimseye hissetmediğim gibi hissediyorum ve bu çok hoşuma gidiyor."dedi. Ben olduğum yerde öylece kaldım ne yapacağımı bilemedim ve gülümsedim biraz uzaklaşarak. "Akşam çıkışta beraber gidiyoruz unutma."dedim. Başını öne eğip gülümserken "keşke hep işten çıkınca beraber olsak."dedi. "Başka söyleyecek bir şeyin var mı?"dedim. Gözlerine bakarken "Var.."dedi başını kaldırıp bana bakarak."Neymiş o?"dedim.
"Ben senden hoşlanıyorum içimde sana karşı çok hassas bir nokta var, sana dokunmayı bırak bakmaya bile kıyamıyorum, sana bakan herkesi senin o güzel gözlerinle baktığın her şeyi çok kıskanıyorum. Sana bağımlı hâle geldim senden önce ki zamanlarımda ne yapıyormuşum diye düşünüyorum. Ben hiç aşık olmamışım bu zamana kadar yeni fark ediyorum. Lavinia kitabını biliyorsun, bende ki yerini oradaki bir kaç cümle anlatıyor aslında; 'sen çöllerde bir kalabalık gibisin, kocaman denizlerde ender bir balık gibisin, bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bur güldürür, sen hem bir hastalık hemde sağlık gibisin.' Ne söylesem az gelse de sevgimi şuanlık kelimelerle anlatmaya çalışıyorum. Kim bilir belki bir gün bugünlerimizi birlikte yâd ederiz ben seninle olan her şeyde varım, sende var mısın?"dedi.
Bu konuşmadan sonra bir süre ona baktım gözlerim dolmuştu, daha önce birisi bana böyle şeyler soylememişti, gülümsedim ve ayağa kalktıgım gibi oda kalktı birbirimize dönüktük. "Çok güzel bir konuşma yaptın, biraz daha devam etseydin ağlayacaktım.. Algan sana çok teşekkür ederim bende.. galiba bende senden hoşlanıyorum."dedim utanarak ve boynuna sarıldım oda bana sarıldı beni çok mutlu etmişti iyi ki onu tanımışım diyordum içimden Algan "Bende sana teşekkür ederim, hayatıma girdiğin için..."
Hiç beklemediğimiz bir anda açılmıştık birbirimize akşam eve gittik Algan'ı babaannem de çok sevdi. Birbirimizden hoşlandığımızı anlamış yemeği toplarken bana söylemişti. Yemeğimizi yedik, oturduk , sohbet ettik... Algan'ı uğurlarken onunda en az benim kadar heyecanlı olduğunu gördüm sanırım biz birbirimizi bulmuştuk.
Üç, dört ay sonra.. Babaannem,Algan'ın ailesi ve arkadaşlarımızla sade bir nikah kıyarak evlendik. Nikah'tan sonra akşam sahilde yürüyorduk, gitarla şarkı söyleyen bir çocuk vardı denize dönerek hem şarkıyı dinliyor hem de denizi izliyorduk Algan'a dönerek ellerini tuttum ve " Aşka inanmıyorum ama aşka aşığım.. ben bir kişiye aşığım.. bu can bu bedenden çıkana kadar seni hep sevecek kıvırcığımm.." Algan bana hayran hayran bakarken bu ânı bozarak şarkı söyleyen çocuğun yanına gitti ve ona bir kaç bir şey söyledikten sonra mikrafonu eline alarak "Aşk..seni yazıyormuş..Bilmeden kaderime kazıyormuş..Hep seni çiziyormuş sayfalarca.. Sen gelmeden sevmeden.." (Aşk) şarkısının birazını söyledi ve birbirimize sımsıkı sarıldık...bir daha bırakmamak üzere...
-SON-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİN FETHİ
Teen FictionEfide çocukluğunda babası yüzünden annesini kaydetmiş , yetişkin olup eline mesleğini alana kadar ve babaannesi'nin yanına yerleşip Algan'ı tanıyana kadar gerçek sevgi nedir bilmeden yaşamış ama artık hep sevdikleriyle ve sevildikleriyle birlikte...