Karanlık Kraliçe(Karanlığın Meleği)

5. Bölüm:Yüzyıllar süren nefret ve nedeni

Tarihlerin 1340'lı yılları gösterdiği zamanlara dönün.O zamanlar tahtta Kral Hugues var.Karanlık tarafın tahtında ise Kraliçe Capella.Kral Hugues o zamanlar Kraliçe Capella'ya aşık,yada doğru tabiriyle takıntılı bir adamdı.Kraliçe Capella ile evlenip karanlık tarafı kendi yönetimine almak istiyordu.Tabiki de Kraliçe Capella bunu farketmeyecek kadar salak bir kadın değildi.Kral Hugues'i uzun süredir red ediyor ancak Kral takıntısından vaz geçmiyordu.Ne kadar karşısında ki kadından sürekli red yesede bunu duymuyor gibiydi.Günlerden birgün Kraliçen Capella sarayında yardımcılarıyla bu olay hakkında konuşuyordu.

"Artık bu adamdan kurtulmalıyız."

Uzun süre bu konu hakkında konuşmuşlardı.Her birinin zihninden farklı düşünceler çıkıyordu.Kraliçe Capella artık ne yapacağını bilemez bir şekilde arkasına doğru yaslandı.O kendi kendine düşünürken kapı açıldı.İçeri kızı Varis Opella girdi.Annesi gibi olan uzun siyah gür saçlarını açık bıraktığı için her yürüdüğünde hoş bir görüntü yaratıyordu saçları.O odaya girince herkesin bakışları ona kilitlenmişti.Annesinin karşısında durduğunda her zamanki kararlı ses tonunda konuşmuştu Varis.

"Onu kara mamba olup öldüreceğim.Böylece ondan kurtulacaksın."

Kraliçe Capella duyduklarına inanamamış olacak ki gözlerini büyüterek olduğu yerde dikleşmişti.

"Sen dediğinin farkındamısın Opella?Kral'ı öldürürsek savaş açarız!"

"Zaten yıllardır aramızda bir savaş yokmu anne?Onun soyu atalarımızı öldürdü!O adamın babası büyükannemi aynı bu şekilde kandırıp onu öldürdü."

Kraliçe Capella o gün kızına ne kadar yapmamasını söylesede kızı onu dinlemememişti.Ertesi gün çok erkenden kalkarak kimseye haber vermeden gizlice saraya gitmişti.Ruh gücü sayesinde kolaylıkla Kral'ın odasına girmişti.Kral'ın odasına girdiğinde yatağın başına gelerek bir süre iğrenir şekilde Kral'a bakmıştı.

"Seni piç kurusu,cehennemde peşini bırakmayacağım."

Ardından Opella nesillerinden beri aktarılan dönüşüm gücünü kullanmıştı.Koca bir kara mamba olarak o sabah Kralı orada zehirleyerek öldürmüştü.Tam odanın camından kaçacakken odaya giren hizmetli onu görmüştü.Neyseki Opella o gece kurtulmuş ama Kral Arthur kurtulamamıştı.O gün olanları gören hizmetli herşeyi anlatmıştı.Krallıktakiler karanlık taraftan şüphe etmemişlerdi uzun bir süre.Kral Arthur ölünce yerine büyük oğlu II. Robert çıkmıştı.O babası gibi bir adam değildi,o elbette kara mambanın nereden geldiğiniz farkındaydı.Tahta çıktığı ilk gün diyardaki bütün yılanların toplanıp yakılmasını emredilmişti.Yakalanan kara mambaların ise tutulup işkencelerle öldürülmesini...

Bu uzun süre böyle devam etmişti.O sıralarda Kraliçe Capella katledilmişti Krallık tarafından.Kral Robert babasına bunu yapanı Kraliçe Capella olduğunu düşünmüş ve onu öldürmüştü.Kraliçe Capella öldükten sonra karanlık tarafın tahtına Kraliçe Opella çıkmıştı.Opella karşı krallıktan kimsenin onu tanımamasını fırsat bilerek krallığın içine sızmıştı.Çok uzun sürmeyen bir uğraşın sonunda Kral Robert'ı kendine aşık etmişti.Onunla evlenmiş ve bir süre onunla yaşamıştı.Tarihlerin 1342 yılının Mart ayını gösterdiğinde Opella,Kral Robert'ı bir ormana getirmişti.Ona duyduğu nefreti ve almak istediği intikamı anlatmıştı.Kral Robert kendini savunmak isterken kara mambalar tarafından sokulmuş ve acı içinde ölmüştü.Kraliçe Opella herkesin bunu dikkate alması için Kral Rober'ın cesedini kasabaya göndermişti.Krallıkta uzun yılllar boyunca bu olay çok konuşulmuştu.Kara mambaların bulunduğu yerde öldürülmesi istenmişti.Onlara göre mambalar ölümü ve talihsizliği temsil ediyordu.Kimin evinde bir kara mamba görülse o kişi ve tüm ailesi yakalanarak öldürülüyordu.Krallığa kötü şans getirdiklerini düşünüyorlardı çünkü....