6. Bölüm:Tiyatro Oyunu

27 2 1
                                    

-Yazar'dan-

Anais bıkkın bakışlarını etrafındaki yerinde durmayan kadınlara çevirmişti.O düğün konuşmasından sonra Prens Andray'i ikna edememişti ve Prens herkese evleneceklerini ikna etmişti.Şuan ise Kraliçe Alette'nin zoruyla gelinlik seçiyordu Anais.Ne trajikomik ama değil mi?

"Anais birde şuna bak tatlım."

Anais bakışlarını Kraliçe Alette'nin elinde tuttuğu gelinliğe kaymıştı.Fazla abartılıydı.Kabarık tüllü kar beyazı bir gelinlikti,üstünde pahalı olduğu belli birçok mücevher vardı.Anais asla böyle bir gelinlik istemiyordu.Onun için fazla kabarık ve ışıltılı olmayan bir elbise lazımdı.Hatta siyah bir elbise giyse bile olurdu Anais için.

"Kraliçe Alette,çok abartılı bir elbise bu."

Kraliçe Alette saatlerdir duyduğu şeyin aynısını duyunca tekrar kadınların yanına gitmişti.Gelinliği onların eline verirken bu sefer daha hafif bir gelinlik almıştı eline.Tekrardan Anais'e döndüğünde Anais bıkkın bir nefes almış ve yatağın üstünden kalkarak balkona çıkmıştı.Kraliçe Alette gelinliği anında bırakmış ve hızlıca Anais'in yanına çıkmıştı.

"Bir sorun mu var tatlım?"

Anais bir süre Kraliçe'nin bu sorusuna cevap vermemiş ve donuk bakışlarla karşısında ki ormanı izliyordu.Kraliçe Alette ona bu süre zarfında zaman tanımış ve hiç konuşmamıştı.Kısa bir sessizliğin ardından Anais bakışlarını karşıdan ayırmadan konuşmuştu.

"Fazla abartılı ve kabarık birşey olmasın.Ayrıca kar beyazı birşeyde istemiyorum koyu yeşil veya koyu mavi olsun."

Kraliçe Alette gülümseyerek bakışlarını Anais'e çevirmişti.

"Nasıl istersen tatlım."

Kraliçe Alette,Anais'i bir süre yalnız bırakmak için tekrardan içeri girmişti.

"Hanımlar elinizde ne kadar koyu mavi ve koyu yeşil abartısız elbise varsa bana getiriyorsunuz iki gün içinde.Şimdi çıkabilirsiniz."

Kadınlardan olumlu sesler çıkarken her biri etrafa saçılmış kıyafetleri topluyordu.Kraliçe Alette son kez arkasını dönmüş ve Anais'e bakmıştı.Derin bir nefes almış ve odadan çıkmıştı.Odadan çıkınca hızlı adımlarla kendi odasına doğru gitmeye başlamıştı.Kraliçe Alette bu olanları istemiyordu elbet.Oğlunun ne kadar büyük bir felaketin içine sürüklendiğinin farkındaydı ama buna dur diyemiyordu.Eğer derse onunda gerçek kimliği açığa çıkar ve oda öldürülürdü.Kraliçe Alette odasına geldiğinde kapıyı açıp hızlı adımlarla içeri girmişti.Kapı ardından kapanırken Kraliçe odada tur atıyordu durmadan.Bu düğünü durdurması gerekiyordu ama nasıl?Eğer Anais,Andray ile evlenirse intikamını daha kolay alırdı.

    Kraliçe Alette kendi kendini bitirirken Anais sarayın bahçesine çıkmıştı.Kafasını toparlamak ister gibi  sessizce dolaşıyordu.Bir süre bahçede öylece dolaşmıştı Anais.Bakışları bahçedeki güllerde dolaşmıştı bir süre,adımlarını güllerin tarafına çevirmişti sonunda.Güllerin yanına çöktüğünde elini güllerden birini tutmak için uzatmıştı.Uzattığı anda çekmesi uzun sürmemişti.Elimi diğer elinin avcunun içine alırken kendi kendine söyleniyordu.

"Sende kendi böylemi koruyorsun?Dışarıdan çok güzel görünüyorsun ama sana dokunmak isteyenlerin canını yakırsun."

Anais kendi kendine konuşurken Prens Andray yanındaki yardımcısına hitafen konuşmuştu.

"Bahçedeki tüm güllerin dikenlerini kestirin.Eğer birinde bile en ufak bir diken kalırsa başta sen olmak üzere tüm bahçivanları cellata gönderirim."

Karanlık Kraliçe(Karanlığın  Meleği)Where stories live. Discover now