Çoğu insanın korkuları vardır. Yüzleşmekten korktuğu ama o korkusunu yenmek için de can attığı korkuları.
Benimde korkularım vardı.Bedelini ödemeye devam ettiğim sonucuna katlanmak zorunda olduğum aptal bir korku. Yatağımda uzanmış tavanı izlerken yine her sabah olduğu gibi düşüncelerimle baş başaydım.
Bu artık benim için bir rutin haline gelmişti.Telefonumdan gelen alarm sesiyle telefona uzandım ve alarmı kapattım.
Alarm sesine sinir oluyordum bu aptal alarmı neden kuruyorsam zaten doğru düzgün uyumuyordum. Olurda şansım yaver gider uyursam uyuya kalmamak için kuruyordum.
Kaç saat uyuduğumu bilmiyordum muhtemelen 2-3 saat uyumuştum.O günden beri her zaman böyle oluyordu .
Alarmdan önce kalkar düşüncelerimle kendimi yalnız bırakırdım. Derin bir nefes alıp yorganı üstümden kaldırdım.
Tuvalete ilerdim kendimi duşa kabine soğuk suyun altına bıraktım. Belime bir havlu bağlayıp merdivenlerden mutfağa indim.
Kendime sert bir kahve yapıp bardakla beraber odama çıktım. Giyinme dolabının karşısına geçip bugün için kıyafet seçmeye başladım.
Ne de olsa bugün özel bir gündü değil mi.Benim için ne kadar normal bi günse ailem için de bir o kadar önemli bir gündü.
5 dakika içinde giyceğim şeylere karar vermiştim.Benim için de önemli bir gün olsa belki daha çok özenirdim ama anlarsınız ya normal bir günden farksızdı.
Bu yüzden siyah bir kot pantolon ve düz beyaz gömleği üstüme geçirdim. Aynanın karşısında saçlarımı düzelttim. Son olarak parfümümü sıkıp ceketimi ve arabanın anahtarını cebime atıp evden çıktım.
Evin arabaya binip hastaneye gitmek için yola çıktım. Hastaneye erken gitmem gerekiyordu çünkü emir büyük yerden gelmişi.
Jeon Taehyun "Ulusal Seul Üniversitesi Hastanesi" başhekimi yani dedem.Dün akşam beni arayıp hastaneye erken gelmemi ve odasına uğramam gerektiğini söylemişti.
Bende kabul etmiştim zaten başka seçeneğimde yoktu. Jeon ailesinde böyleydi kimse Jeon Taehyun'nun sözünü ikiletmezdi.
Ne kadar sert biri olsa da aslında bir o kadar da sevecen biriydi. Bugüne kadar sevgisini ne çocuklarından ne de torunlarından eksik etmemişti.
Arabayı hastenin otoparkına parkedip hastaneye doğru ilerledim. Hastanenin lobisine girip gördüğüm yüzlere selam verdim.
Hastaneye çok yabancı sayılmazdım,
nerdeyse çoğu doktoru tanırdım.Çok sık hastaneye uğrar ve dedemi ziyaret ederdim.Ama hastanedeki insanların başhekimin dedem olduğunu bilmesini hiçbir zaman istememiştim çünkü bu bilinirse herkes hastanedeki başarımın ya da burda staj yapıyor olmamın dedemle ilgili olduğunu düşünücekti.
Torpille burda olduğumu konuşacaklardı ve ben böyle olsun istemiyordum. Bu yüzden de kimseye bunu bilmesini istemediğimi dedeme açık bir şekilde belirtmiştim.
Beklediğim asansör gelince içinin boş olmasına sevindim ve dedemin odasının bulunduğu kata bastım.Asansör dördüncü katta durunca beklemeden indim ve koridorda ilerledim.
Dedemin odasının önüne gelince kapıyı çaldım gir sesini duyunca yavaşça kapıyı açtım. Beni gören dedem oturduğu sandalyeden kalktı ve bana doğru ilerledi.
"Hoş geldin hergele erken gelmeni beklemiyordum." dedeme göz devirdim ve ona sarıldım.
"Sizin sözünüzü ikiletebilen var mı Bay Jeon." dedem söylediklerime güldü ve enseme bi tane vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐍𝐅𝐀𝐓𝐔𝐀𝐓𝐈𝐎𝐍
FanfictionBazen hayatımızda kendimizi bitmesini hiç istemiceğimiz peri masallarının içinde buluruz.Bir anda her şeyimizin tepe taklak olmasından korkarız.Peri masalı bittiğinde de ne hissedeceğimizi bilemeyiz.Park Chaeyoung 12. sınıfın sonunda tam olarak böyl...