jungkook
jimin
CANIM ARKADASIM
sorgulama
ben sendeyim
birlikte ders calısıyoruz
babam birazdan nasıl gidiyor ders calısmanız diye sana yazacak
lazım olur diye cektigimiz fotolarımızdan birini at
SEVİYORUM SENİ
anlatıcam her seyi plana sadık kal.çevrimdışı
jimin
noluyo amına koyayım
tanrım gündüz şunla uğraştığım yetmiyomuş gibi akşam akşam polis babasını çıkarıyor bir de başıma
YALAN SÖYLEDİGİMİZİ ANLARSA NEZARETİ BOYLARIZ BİLİYOSUN DİMİ YAPMADIGI SEY DEGİL
iletildi.jimin
kime ne anlatıyosam
sana matematik sorusu sorup yanlıslıkla arkadas oldugumuz gune lant olsn jngk.🌃
"Geldik."
Taehyung'un sesiyle telefonunu kapatan Jungkook, deltayla eş zamanlı olarak kemerini çözerken etrafına bakındı.
Karanlıktı, ıssızdı ve gelirken yollardaki araba sayısının giderek azalmasının yanında bir tepeye çıktıklarını göz önüne alacak olursa sanırım o, bir nevi dağa kaçırılmıştı...
Çevresine bakınıp tam olarak hangi ıssız bölgede olduklarını çözmeye çalışırken ne zaman arabadan indiğini fark etmediği Taehyung birden kendi kapısını açtığında irkildi ve sahip olduğu gerginlikle koltuğa yapıştı.
"Buyurun efendim.''
İnip inmemek konusunda küçük bir tereddüde düştüğü sırada Taehyung'un bu tereddüdü fark edip elini uzatmasıyla bütün odağı değişmiş, tereddüt ettiği şey bu sefer deltanın elini tutup tutmamak olmuştu.
Fakat çok beklemedi, beklemeye de ihtiyacı yoktu. Uzatılan eli tutup, elinin delta tarafından kavranmasına izin verdi ve onun nazik yardımıyla arabadan inip ıssız gibi görünen bu yere ayak bastı. Ve aslında bu yer hakkında yanıldığını da adım atar atmaz anlamıştı.
Arabadan inmesiyle kapısı kapanırken etrafını inceledi omega olan. Yüksek bir yere çıkmışlardı. Burada yaşamın olmadığını, sadece ormanlık bir alana geldiklerini düşünürken aslında büyükçe bir malikanenin önünde durduklarını fark etmişti. Malikane diyordu çünkü sanırım az önce yanından geçtikleri ormanlığın yanında duvarla kaplı olan büyükçe bir alanın kapısı, görkemli bir malikaneye açılıyordu.
O, parlak gözlerle önünde durdukları ev görünümlü köşkü incelerken elini tuttuğu Taehyung'un parmaklarını onun parmaklarına dolamasıyla şaşkın bakışlarını deltaya çevirmiş ve kendinden emin bir yüz ifadesi ile karşılaştığında ise elini tutarak deltanın onu eve doğru götürmesine izin vermişti.
Taehyung, kilitli olmayan büyük malikanenin giriş kapısını ittirerek açarken Jungkook gözlerini kenetli olan ellerinden ayıramıyordu. Parmaklarına kenetlenmiş olan nazik ama sanki hiç bırakmayacakmış gibi tutan parmaklar onu farklı hislere ve düşüncelere iterken nasıl bir anda bu duruma geldiklerini sorguluyordu. Delta onun evine gelmişti, arabasına binmişlerdi ve şimdi de birlikte ilginç bir eve gelmişler, parmakları birbirine kenetli bir şekilde bahçe kapısından geçmişlerdi.
Anlamıyordu, hiç anlamıyordu...
''Burası,'' Etrafı dikkatli bir şekilde inceleyen omega ile birlikte ilerlemeye devam ederken sessizliği bozdu delta olan. ''bizim küçükken yaşadığımız yerdi.''
''Küçükken?'' diyerek kaşlarını kaldırdı Jungkook. İşte bu, neden buranın uzun süredir kullanılmamış göründüğünün kanıtıydı. ''Neden artık burada yaşamıyorsunuz? Hala güzel görünüyor.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nineteen's kitsch ➳ taekook
Fanfictionjungkook kendisini eleştiren herkese orta parmak gösteren türden bir omegaydı, taehyung ise gözlerini bu omegadan alamayan bir delta