"Senden hoşlanıyorum."
Taehyung duyduğu cümle ile yerinde çakılı kalırken bileğini tutan minik güç kaybolmuş, kalbi sadece iki kelime ile hızlanmış ve onun yüreğini ısıtmıştı.
Arkasını döndü, Jungkook'un beklenti dolu gözleriyle karşılaştığında ise bunu doğrulamak istercesine onun önüne geçip omegaya doğru eğildi.
"Bu sözünü..." Bir elini banka yaslayarak omegayı bank ile arasına sıkıştırmışken devam etti. "Geri alamazsın."
Yakınlıklarından ötürü sırtını banka yaslamış olan Jungkook bunu deltanın gözlerinin içine bakarak cevapladı.
"Geri almayı hiç düşünmedim."
Taehyung gülümsedi, Jungkook'un gözlerine daha derinden bakabilmek adına biraz daha eğildi ve, "Buna sevindim." dedi.
"Çünkü bundan sonra seni bırakmaya hiç niyetim yok."
Jungkook duyduğu cümle ile nefesinin kesildiğini hissetti. Taehyung'un her zaman kendisine bakarken içi giden bakışlarının yerini bu sefer daha farklı bir ifade almıştı ve omega da bu farklılıktan hoşlandığını inkar edemezdi.
Sahiplenme ve sahiplenilme arzusu kurtların en temel duygusuydu. Bu nedenle Jungkook, bu hissin vücuduna hücum ederek yanaklarının pembeleşmesine engel olamadı. Çünkü bu hissi o an ilk kez tatmış, bu da kalbinin atış hızının değişmesine neden olmuştu.
Taehyung, hislerini aktardığı kelimelerin bir kez daha Jungkook'u utandırdığını fark ettiğinde duruşunu dikleştirdi ve gülerek elini bankta oturmaya devam eden omeganın perçemlerine attı.
"Utanınca çok tatlı oluyorsun."
"Kim utanmış!" Hızla karşılık verdi omega. Alışık olduğu bir durum olmadığı için bir anlık refleksle deltanın kaküllerine dolanan parmaklarını itecekti ki, bu küçük teması sevdiğini fark ettiğinden sadece çatık kaşlarını Taehyung'a yönlendirmekle yetindi.
Taehyung kıkırdadı. Jungkook'un utancını veya genel olarak duygularını çatık kaşlar altına gizlemeyi alışkanlık haline getirdiğini fark etmişti. Omega olan duygusal anlamda güçlü biri değildi ve bu şekilde güçlü olduğunu hissettiğini düşünüyordu. Onunla ilgilendiğinden, Jungkook üzerine düşünecek pek çok vakti olmuştu ve bu da fark ettiği küçük alışkanlıklarından sadece biriydi.
Jungkook'un perçemlerine doladığı işaret parmağını aşağı doğru kaydırdı ve deltanın parmakları önce çatık kaşları buldu, ardından yumuşak dokunuşlarla yanağına doğru indi. Jungkook bakışlarını kaçırmaya başladığında ise Taehyung'un baş parmağı onun küçük, pembe dudaklarına-
"Ders! Ders başlayacak." Taehyung'un küçük dokunuşları yüzünden ne yapacağını bilemeyen Jungkook hızla ayağa kalktı ve etrafına bakındı. "Herkes içeri giriyor, biz, biz de girelim."
Ardından işaret parmağıyla ön bahçeyi işaret ederek, "Buradan!" dedi ve Taehyung'a bile bakmadan yürümeye başladı.
Taehyung ise yeni keşfetmiş olduğu Jungkook'un bu haline bayılmış ve gülerek onu takip etmeye başlamıştı.
Henüz kendisinden çok da uzaklaşmamış olan küçük tavşana yetiştiğinde Jungkook'un yavaşladığını fark etti.
Yere düşen birkaç damlanın ardından aniden başlayan yağmur ile elini açarak havaya uzattı omega olan.
''Hava açık görünüyordu.'' diye mırıldandı kendi kendine. Yağmuru severdi. Bu nedenle okul binasına giden yolda adımlarını yavaşlatarak durmuş, yağmuru ve etrafa yaydığı o kokuyu hissetmek istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nineteen's kitsch ➳ taekook
Fanfictionjungkook kendisini eleştiren herkese orta parmak gösteren türden bir omegaydı, taehyung ise gözlerini bu omegadan alamayan bir delta