fifteen

3.3K 392 385
                                    

Kim Taehyung, çoğu türü tedirgin ettiği güçlü feromonları ile Jungkook'un bulunduğu giyinme odasında belirdiğinde omega olan hafifçe kaşlarını çattı. Alfaların başını çeken baskın alfa ve feromon algılama gücü düşük olan betaların uzak durmaya gayret ettiği delta ile aynı odada bulunmak mı? Bu, çekinik ve baskın omegalar için bulunmaz bir nimet olabilirdi çünkü bu feromonlardan çekinmeyi bıraktıklarında, anında ona çekilirlerdi. Bu nedenle, hangi omega onunla bir odada yalnız kalmayı istemezdi ki?

"Ne arıyorsun burada?"

Evet, elbette Jeon Jungkook bu durumdan hoşlanmayan kişilerin başını çekerdi.

Omegaya yaklaşıp onun tam yanına oturan delta, Jungkook'un tehditkar ama korkak havasına gülümseyerek bu kaba arkadaşını cevapladı.

"Arkadaşımı merak ettim sadece. Neden böyle hırçınsın bana karşı?"

Dibine oturup kokusunu ciğerlerine çeken deltadan pek hoşlanmayan Jungkook, onun kendisine hakim olamayacağı düşüncesiyle yana kayarak biraz uzaklaştı ve kaşlarını iyice çatıp bu tehditkar havasını sürdürdü.

"Isırırım, uzak dur."

Bunun üzerine Taehyung'dan çok hoş bir kahkaha duyulmuştu.

"Beni ısırmaya meraklı olduğunu bilseydim," diyerek elini aralarındaki boşluğa koydu ve ona doğru yaklaşarak devam etti Taehyung. "daha yakın dururdum."

Deltanın yeniden burnunun dibinde bitmesinden dolayı yutkundu omega. Şaşkındı. Deltadaki bu ısrarı anlayamıyor, onun kendisi hakkında tam olarak ne düşündüğünü çözemiyordu. Ve aslında aynısı karşısındaki delta için de geçerliydi, ta ki, şu ana kadar.

Gözleri tekrar birbiriyle buluştuğunda ikisi de sessizleşti. Jungkook, onun ne istediğini anlamaya çalışıyor; Taehyung ise hayatının bulmacasını çözmeye çalışıyordu.

Bu zamana, bu yaşına kadar istediği her şeyi anında almış; bazılarının hayal dahi edemeyeceği şeylere sadece doğumuyla sahip olmuştu ve Jungkook ile tanışana kadar da hayatında büyük bir boşluk olduğunun farkında değildi. Hatta, böyle bir boşluk bile yoktu. Jungkook onun hayatına dahil olduğu anda Taehyung'un kalbinde sadece onun doldurabileceği bir boşluk oluşturmuş, deltayı yakıp kül etmişti.

"Sen nasıl bir şeysin böyle..." Düşüncelerini, zihin yoğunluğundan dolayı dışa vururken Jungkook duyduğu cümle ile kaşlarını kaldırdı. Neyden bahsettiğini anlamamıştı ama zaten, Taehyung'un da neyden bahsettiği hakkında bir fikri yoktu. Artık bildiği tek şey Jungkook'un tam anlamıyla, her şeyiyle kendisine ait olduğuydu, o farkında olmasa bile.

Fakat şu an daha fazla ileri gitmemesi gerektiğinin de farkındaydı. Şaşkın bir halde kendisine bakan Jungkook'un güvenini kırmamak adına kendiyle birlikte etrafını çevrelediği feromonlarını geri çekti. Şimdilik, bu güzel gözleri rahat bırakmalı ve aklındaki sorulara kendi başına cevap bulmalıydı. Ama, şimdilik...

-

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
nineteen's kitsch ➳ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin