temizlik

53 10 14
                                    

...
Her biri bir işin ucundan tutmuştu.

Hyunjin dağınık evini toplarken, Jeongin de süpürgeyle peşine dolanıyordu.

Changbin marketten aldıkları şeyleri tabaklara yerleştiriyordu.

Felix hoparlörleri ayarlıyor, Chan da telefonunu televizyona bağlıyordu.

Minderleri yere koyan Seungmin ise her yeni bir minder almaya gittiğinde biraz önce koyduklarının bozulduğunu görüyordu. "Minho! Gel buraya öküz! Bozma şunları aminakodugum!"

"Puajhaahhahah!" Küçümseyici bakışlar atarak koltuğa oturdu. "Tamam tamam hadi yapmıyorum devam et."

"Yapamazsın zaten, o bozduğun minderle boğarım seni!" Seungmin oldukça ciddi duran yüz ifadesiyle  gözlerini Minhonun üzerine dikti. "Bak herkes bir işin ucundan tutuyor. Git cam pencere falan aç havasız kaldık."

Minho, karşısında duran genci ilk defa bu yüz ifadesiyle görmüştü. Gerçi pek fazla görüşmüyorlardı, sadece kursta görüyordu onu. Fakat Seungminin ciddi bir karaktere sahip olduğunun sonucuna vardı kısa bir sürede.

"Tamam, gidiyorum."

"Gideceksin zaten."

Minho arkasını dönüp kapıya doğru ilerlerken yerinde durup tekrar arkasını döndü. "Jisung nerde?"

"Napacaksın?"

"Göremedim etrafta o yüzden."

Seungmin Minhonun kulağına eğilerek fısıldadı. "Çok yorgun görünüyordu, içeriye geçip dinlenmesini söyledim. Diğerlerinin kulağına gitmemeli. Tamam?"

"Neden diğerlerinin kulağına gitmemeli?"

"Mal."

"Sordum sadece kumral bacaklı yelloz çekirge."

Seungmin Minhoya aldırış etmeden açıklama yaptı.
"Changbin aga duyarsa ben niye bu kadar işi yapıyorum o zaman diyip sinirlenecek. Chan duyarsa hastaneye götürelim diyecek. Felix duyarsa mutfaktan çıkmaz, gün boyunca o lanet tatlı bitki çayını içmek zorunda kalacağız. Hyunjin duyarsa abartacak, Jeongin duyarsa hazır bahane o da hasta numarası yapar."
Kafasını kendine doğru çekti. Ardından sözlerine devam etti.
"Kısacası uzatmayalım."

Minho çenesini ovdu. Seungmine hak verdiğini gösteren bir işaretle kafasını salladı. "Peki hangi odada? Herkes evin ayrı bir yerinde, illaki görürler."

"Beni mal sanıyorsun sanırım. Patates çuvalına koyup yangın merdivenine koydum, göremezler."

Minhonun gözleri aniden açıldı.
"NE!? Cidden yapmış olamazsın bunu!"

Seungmin ellerini cebine koydu. "Evet, haklısın. Çuvala koymadım."

"Ne demek istiyorsun?"

Seungmin Minhoya yaklaşarak
"Patates çuvalı kısmı yanlış, fakat yangın merdiveninde saklandığı doğru."

Minho korkunç gözlerle Seungmine bakıyordu. "Çocuk şimdi kendini daha kötü hissedecek! Ne yapıyorsun?"

"Oraya gidince anlarsın."
Seungmin yarım kalan işine devam etmek için odadan ayrıldı.

Arkasında kalan Minho ise Seungmine bakıyordu. Konuşmalarından bile onun zeki ve havalı olduğunu düşündü.

Sonra kendi kendine kafasını sallayıp "Yok be ne alaka! Ben zaten başlı başına havalı biriyim. Seungmin benim rakibim." diye düşündü.

DUNYANIN EN IYI DANS KURSUNUN UYELERI

Minho
Beyler ben hemen bi gidip geliyorum
Siz devam edin

Bizde öyleyiz //Chanmin|MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin