hold on, hyunmin ✓

2.6

★

"şuraya oturalım, gel. temiz burası hyunjin!"

sonunda çimlerin arasında güzel ve insanlardan uzak bir yer bulduğumda koşarak orada durdum ve ellerimi belime koyarak sevgilime baktım. elindeki eşyalarla bana doğru yürürken gülümsüyordu.

"çok tatlı görünüyorsun." diyerek elindekileri yere koydu. örtüyü alarak yere sererken yanıt verdim ona. "teşekkür ederim canım."

alaylı bir şekilde söylememle gülmüştü. eşyaları örtünün üzerine yerleştirerek yanyana oturmuştuk sonunda her şeyi hazır edip.

"ayy çok güzel. piknik yapmak çok eğlenceli." dedim.

"hava soğuk ama, hasta olmazsın umarım." dedi o da elindeki sepetten bacaklarımıza örtmek için örtü çıkarmaya çalışırken. çıkarttıktan sonra ikimizin de bacaklarını güzelce örttü.

hava çok soğuk değildi ama rüzgar saçlarımızın dağılmasına sebep oluyordu. bunu pek sevdiğim söylenemez ama yanımda hyunjin olduğu için rahatsız da olmuyordum.

"önce yaptığım pankeklerin tadına bakalım, nasıl olmuş çok merak ediyorum."

"ben de ediyorum!"

denediği ilk tatlıydı ve bizim için yapmıştı. beğenip beğenmeyeceğimi merak ettiğini söylediğinde ona, "zehir olsa bile yerim." demiştim. yalan olduğu da söylenmezdi sanırım. kötü olup olmaması önemli değildi benim için.

"hadi ye," dedi. "beraber!".

birlikte pankekinden bir ısırık aldığımda ağzıma gelen tatlı yüzümü buruşturmamak için zor durdum. sanırım.. pek beceremiyordu bu işi. "hyunjin.." dedim ağzımda kalan pankekle.

"bu ne, berbat, katı olmuş bu!" yaptığı tatlıyı kendisinin de beğenmemesiyle güldüm ve ağzımdakini yutmaya çalıştım. "yeme seungmin yeme, zehirleneceğiz. anlamadım ben neyi yanlış yaptım ki?"

"sanırım şekeri gerektiğinden fazla koymuşsun sevgilim."

sevgilim demem onu anlık duraksatmış olsa da belirtmemeye çalışarak cevaplamıştı beni. "ben senin gibi yetenekli değilim bu işlerde galiba seungmin."

"hmhm."

"hmhm diyor bir de ya!" diyerek yanaklarımı sıkmasıyla gülmüştüm. "insan bi' destekler sevgilisini!" dedi sonrasında.

"aşkım,"

"aşkın seni yesin!"

"ya bi' dur, destekleyeceğim şimdi seni." dedim gülerken. "bence başarabilirsin, tekrar dene ama her şeyi israf etme. tarifleri düzgün oku. okuma yazman yoksa annenden yardım al, o okusum sen yap. tamam mı canım?"

"seungmin! döveceğim seni." diyerek yükseldiğinde kıkırdamalarım kahkaha dönüşmüştü ve onunla alay geçmeme gülmeye devam etmiştim.

"zehir olsa yerim diyordun, hadi ye."

"ya yerim ama şimdi canım zehir hiiiç çekmiyor." diyerek kahvelerimizi çıkarttım sepetten. "gıcık." dedi bana kahveleri doldururken.