(yıllar önce)
Hadi anne gelde yakala beni ay ışığı nerdeyse koca kız olmuştu ama hayla içinde bir çocuk vardı.kızının oyun istediğini gören laura hemen kızının arkasından koşup kızını kovalamaya başladı.annesinden hızla kaçarken bacağı dolaşmış yere düşecekken annesi yakalamıştı.
Laura:bak yakaladım seni hem düşmekdende kurtardım
Ay ışığı: Annem benim ben düşsemde beni kaldıracak annem var ne mutlu bana
Laura: canım kızım senin için herşeyi yaparım ama kendinde düşdünmü kalmasını bilmen gerek hep ben yokum dedi ve ay ışığını tutup karşılarından gelen diyagoya attı.
lauranın bembeyaz teni altın gibi sarı saçları vardıuzun boyuyla ve yesil gözüyle tıpkı bir melekdi ama melek olduğu kadar oldukça güçlü olan bir yapısı vardı ay ışığı annesinin tutup onu fırlatınca biraz gitmiş tam ortada havada kalmıştı
diyago: aferin eğitimler işe yarıyor ay ışığı suyu yönlendirme gücünü kullanıp havada elleri buzların içindeki suya mıknatıs gibi tutunarak havada kalıyordu
ay ışığı: tabi ustam ne sandın dedi gurur yaparak annemde babamda çok güçlü onların kızıda tabiki güçlü olmalı
laura: hemen lafa atlayıp gurura kapılıp kendini güçlü hissettiğin an yenildin dedi ve söylediklerini bitirmeden ay ışığı kendini yerde bulmuştu.
diyago: güçlü olabilirsin ama 1. kuralı unutmuşsun gücüne bakıp gurur yapıp kibre kapılırsan böyle yerde bulursun kendini
ay ışığı: ama dedi kendimi yerde bulmamla gururlanmamın ne alakası var
laura: bunu ben cevaplayım havada durunca kendinden emindin buzların altındaki suları konrol ettiğim için yere düşmem diye düşünüyordun ama benim buza yaptığım etkiyi farketmedin çünkü kibre kapılıp tam konstre olamadın
diyago: bu benim hatam bu güzel ama haylaz kızı tam eğitemedim hala eksikleri var
laura: bende zaten şimdi gidiyordum sen gibi bir öğretmeni varken benim kızım çok iyi suları kontröl edip dövüşmeyi öğrenir
Diyago: aman efendim abartıyosunuz
laura: abartı değil sen çok fazla mütevazisin neyse benim işlerim var sen bu ay ışığını çalıştır
laura ay ışığının yanına gelip gözlerinin içine bakarak benim ay gibi güzel ve güçlü kızım şimdi gitmem lazım işlerim var gelince beraber gelip seninle vakit geçiririz
ay ışığı: ama anneciğim nereye
laura: baban ateş gezeniyle savaş halinde biliyosun o yokken buranın koruyucu muhafızı benim hudutu korumazsan iyi korumazsan düşman içeri girer benim yaptığımı birgün sende yapacaksın
ay ışığı: ama anne derken annesi çokdan kanatlı atına binmiş uçarak uzaklaşmıştı ay ışığı ise annesinin arkasından bakakalmıştı
diuago :hadi ama artık çocuk değilsin onsuz olmayı öğrenmen gerek
ay ışığı: o olmasa ben ne yaparım bilmiyom
diyago bunun için eğitiyorum seni dedi o olmazsa ben varım benide ablan kardeşin olarak gör
ay ışığı: birgün çok zor durumda kalsam beni kurtarmaya gelirmisin
diyago: tabiki gelirim
ay ışığı: ama ölme tehlikesi olsa bilemi
diyago: ölme tehlikesi değil öleceğimi bilsemde seni kurtarmaya çalışırdım
ay ışığı duygulanıp diyagoya sarılarak anne ve babamdan sonra beni böyle seven birisinin olması ne güzel kardeşim yok ama sende kardeşim gibi oldun iyiki varsın umarım hep olursun
diyago : hep yanında olacağım dedi ay ışığına sıkaca sarıp ona güven verirken
(günümüz)
ay ışığı gözlerini hafifce aralamıştı karşısında ise bir kişi birisini bir şeye bağlamış onun üzerinde birşey deniyolardı, bayıldığı için birşey hissetmiyordu ama adamın ağaçtan sandalyaye bağlanmış vücudunda birşey deniyorlardı olduğu yeri hatırlayacak gibiydi olduğu yer kendi gezegeniydi ama karşısındaki kişiler yabancıydı evet burası hayal ormanıydı hayal olacak derecede güzeldi mağara vardı ay ışığı mağaradaydı ama en son hatırladığında buzdan zındandaki mahsendeydi ama dur sonra birşey hatırladı yoniko bulunduğu mahzene gelip buzdan parıltılı toz şeklinde birşey atmıştı şimdi hatırlamıştı ilk olarak neden geldiğine anlam verememişti ama zaten beklemeden üzerine doğru üflediği için bayılmıştı şimdi herşeyi hatırlıyordu
Ay ışığı: ne yapıyorsunuz siz diye bağırdı
yoniko: bakın kımler uyanmış lavin bak eski dostum uyandı beceriksiz kraliçe diyerekde dalga geçmeyi ihmal etmemişdi kahkaha atarak
ay ışığı: sen dedi yonikonun yanındaki lavine bakarak sen babamı öldürmüştün ahdım var seni öldürmeden ölmeyeceğim ama dur yoniko babamınn en sevdiği güvendiği adamı senin yanında olduğuna göre sende iş birlikçi olmalısın kalleş herif diyerek haykırdı yonikoya neden ysaptın ha neden düşmanımızla neden işbirliği yaptın
yoniko: kes be kes amma çene çaldın onlar sizin düşmanınız benim değil ben zaten onların adamıyım
ay ışığı: beyninde sular dönüyordu nasıl dedi nasıl olur sen gibi haine gezegeni teslim ederim yenilirim
yoniko : yakında hiç bir gücünüz olmayacak bizi yenmek için
ay ışığı: tüm bu konusmaların arasında nee dedi sen ne saçmalıyosun
lavin: lafa girerek sinsi bir gülümsemeyle korkarım şekerim beni öldürme zevkine eremiyeceksin burda bu adamı neden bağladımızı sanıyorsun bir deney üzerinde çalışıyoruz onu başarırsak bizim alevlerimizi söndürecek güçde olmayacak çıkardığınız sular gözlerine bakmadan konuşmak istiyordu ama gözleri onu kendine çekiyordu
Ay ışığı: içimde bir çocuk vardı seni insafsız cani ama sen o çocuğu babamla birlikde öldürdün
Yoniko: baban demişken onada tören yapamadık dedi kahkaha atarak sana çok bile babanın gömülmesi baban yakılıp külleri çıkarmayı hak ediyordu yani benim istediğim o şekildeydi dedi ama yapmacık bir ifadeyle ama bilirsin dedi kral olup bu gezegenin takdirini kazanmak için yapamazdım
ay ışığı: ise seni öyle bir öldüreceğimki hep nasıl öldüğün konuşusalacak dedi çıldırmış şekilde gözleri buz gbi mas mavi olarak
buda bitti dedi lavin saygı değer kraliçemizi artık makamına alabiliriz dedi kahkaha atarak birisi daha deney yapan kişi doktor tarzı birşeydi buz gezegenindeki insanların bir kaç tanesini buraya getirmişlerdi.bir kapsül gibi birşeyin içinede vücütlarından çıkardıkları buz şeklinde olan şeyi kapsüle dolduruyolardı. kapsul tam sandalyanin karşısında idi sandalyaye eller ve koları bağlayıp deney yapan doktor elinde ates gbi kıp kırmızı olan birşeyle kollarını çizince buz gibi mavimsi şey kapsüle doluyordu ama baygın olduğu için ne acı hissediyor nede birşey hatırlamayacak durumda olacakdı
yoniko: sinsi bir gülüşle kraliçem seni bayıltmamıza gerek yok dedi çünkü sen herşeyi biliyorsun kahkaha atarak zaten işimiz bitince bir hiç olacaksın dedi ve lavine getir onu dedi ay ışığı zaten elleri ayakları masmavi mağarada mavi renkli ağaçta bağlıydı lavin onu çözdü dokanınca daha bir garip oldu ona karşı birşey vardı kendi vucudunda ama ne olduğunu çözemiyordu deney yaptıkları sandalyaye oturttu ay ışığı hiç direnmiyordu sanırım yonikonın istediği gibi ona boyun eğmişdi artık önemi yok diyordu içinden bu yaptıkları deney her ne ise onları bize karşı yenilmez kılacak doktor atesten kor gibi olan bıçak gibi aleti ay ışığının bağlı olan kollarına çizmeye başladı ay ışığı ise alet koluna daha yaklaşdığı an bağırmaya başlamış kendine engel olamıyordu içinden sanırım buraya kadar
![](https://img.wattpad.com/cover/362284030-288-k210871.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Bedeli
Science Fictionsu ve ateş birbirlerine dokunmalari imkansiz iki element.Peki ya su ve ates birbirine aşık olursa ozmn ne olur düşündünüz mü hiç?Bu hikaye ateş ve su gezeninde aşkın çaresizliğin öfkenin ve üzüntünün hikayesidir.