Gizemli Adam

8 2 0
                                    

Yine harika bir sabahtı. Mutluluğuma direnemediğim için erken uyandım. Midemin yanında kelebeklerin uçuştuğunu hissettim. Babam bugün eve dönecekti.

Neredeyse bir hafta sonra onu görmeye gidecektim. Hızlı bir duş aldım. Güzel ve sade bir şekilde giyindim. Kafeden izin aldım. Çünkü ben ve Bella, bütün gün takılmaya karar vermiştik. Sadece alışveriş yaparak ve çok eğlenerek geçirecektik.

İlk işim kahvaltımı yapmak oldu. Bu yüzden yemek masasında yalnızdım. Annem mutfakta bir tür işle meşguldü. Bana krep yapıyordu. Yapacağımı düşündüm, fakat annem yapmak istediyi için israr etti. Bu babamın en sevdiği şeydi. Ben de kabul ettim ama şunu söylemeliyim ki harika bir aşçıydı. Onun yaptığı yemekleri çok seviyordum.

Daha sonra anneme veda ederek, evden çıktım. Gidip babamı alacağını ve bu yüzden akşam onu havaalanından kimin alacak konusunda endişelenmeme gerek olmadığını söyledi. Arabamla onu oradan almak için, Bella'nın evine doğru yola çıktım.

Arabamı ve sürüş becerilerimi göstermeyi seviyordum. Gerçekten iyi bir sürücü olduğumu hissettim. En azından ben öyle düşündüm. 15 dakika sonra güzel bir apartmanın önündeydim. Bella kendi başına zengindi. Daireyi kendisine satın alabilmek için ebeveynlerinin yardımını almak zorunda kaldı. Bağımsız bir kadın olduğuna inanmaktan hoşlanıyordu. Bu yüzden ona hayranım.

Kapı zilini çaldım. Üç kez çaldıktan sonra Bella kapıyı açarak geldi. Zaten o gün için giyinmişti.

"Günaydın tatlım, uykun nasıldı. İyi uyudun mu? Ona garip bir şekilde gülümseyerek sordum.

"Evet Amy, gerçekten iyi uyudum." diye yanıtladı. Bana kaşlarını çatarak baktı. Bakışlarını görmezden geldim.

"Bu gün ki plana ve tüm eğlenceye hazır mısın?" Heyecanla sordum.

"Dur bir dakika, kahvaltımı bitireyim. Aslında şu anda biraz açım." Bana küçük çocuk gibi bakarak dedi.

Onun şu haline güldüm ve yemeğini yemesine izin verdim. Oturma odasındaki kanepeye oturup, onun geri gelmesini bekledim. Daha sonra gözüm yakındaki bir duvarda asılı olan tabloya takıldı. Gerçekten bende bir şeyler kaldı.

Bu, Bella ile okul günlerimizde yaptığımız resimdi. Basit bir manzaraydı. Ancak birlikte olduğumuz birçok anımız vardı. Hala elinde olduğunu öğrendiğime sevindim.

Bella'nın mutfaktan ayak sesini duyduğumda düşünce zincirim çok geçmeden kırıldı. Geleceğe dönmek için başımı hafifçe salladım.

"O hâlâ sendeydi. Tablo yani.. Hmm... Ben... Sen" dedim biraz kekeleyerek. Bütün tatlı anılarımız gözlerimin önünden geçerken, yanağımdan bir damla yaş süzüldü.

"Evet, almıştım. Chicago'ya hatıra olarak götürmeme izin verilen son şey buydu." diye yanıtladı bana. Gülümseyerek gelip yanıma oturdu.

"Aldığına sevindim." dedim ona karşılık verdim.

"Demek işin bitti. Harekete geçelim mi?" Yerimde dururken dedim.

"Görünüşe bakılırsa birileri çok istekli, endişelenmeyin. Bana bir saniye verin, odamdan telefonumu ve çantamı alıp yola devam edebiliriz." dedi bana öfkeyle gülümseyerek.

Ona tamam diye mırıldandım ve gitmesine izin verdim. 5 dakika sonra yüzünde kocaman bir gülümsemeyle dışarı çıktı. Kocaman gülümsemesinin sebebini sorduğumda yüzü güneş gibi parladı. Büyük bir neşe ve mutlulukla bir çocuk gibi oraya zıplamaya başladı.

Heyecanıma hakim olamadım ve onun atlamasını engelledim ve ne haber aldığını söylemesini istedim.

"Atlamayı bırak ve ne istediğimi söyle. Yoksa seni öldüreyim mi?" Kolunu tutarak dedim.

Onun Kalbini İstiyorum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin