Sıvazladığım şişkinliğimi bırakarak arkamı yanımdaki kişiye taraf dönerek kalçamdaki ıslaklığı göstermeye çalıştım. "Zonkluyor, ağrıyor ve dolmak için sızlanıyor."
Ciğerlerime derince bir nefes çektim ve yüzümü yanımdaki yastığa gömmeden önce, "Lütfen içimdeki boşluğu doldur delta." diye sitemledim.
***
Jungkook |
Kafamı utancımdan dolayı yastığa gömmeme karşılık elini yastığa sertçe geçirerek, yastığı kendi eline alan deltanın nefes alış-verişlerinin hızlandığını, çıkardığı sesli soluklarından anladım.
"Ne dedin omega? Tekrar söyle." Çenemden tutarak kafama yön veren ruh eşim, elini boynuma doğru indirdi, ve tenimi parmaklarıyla kavrayarak nefes alış-verişlerimi kısıtladı.
Yüzüme yaklaşıp, yara izimin tenime kazındığı yanağıma doğru eğildi ve ıslak dilini yanağımda sürükleyerek, bir dondurma misali, terlemiş olan tenimi yaladı.
Yalamış olduğu tenimden geri çekilen delta tekrardan yüzüme doğru kapkara duran keskin gözleriyle bir cevap beklediğini belli eden bir şekilde bakarken, yutkundum ve gözlerimi sıkıca kapatarak, "Beni kendinle doldur delta." diye sızlanarak konuştum.
"Yüzüme bak omega, kurdun fazlasıyla yaramaz ve aç." diye konuşan delta kulağıma doğru eğilerek, "Sen de yaramaz bir çocuk ol ve utanmadan benimle konuş." dedi.
Deltanın söyledikleriyle beraber, kızgınlığımdan ötürü sıcaklaşmış olan vücudum sanki tüm kan akışını yanaklarıma pompalıyormuş hissiyatını verirken, soluklanan deltanın nefeslerini dudak filtrumumun üzerinde hissedince, gözlerimi gerisin geriye tekrar açtım.
Boğazımdaki parmakların tenimi parangalar gibi sarmasından ötürü yutmaya çalıştığım tükürüklerim, açık olan dudaklarımın arasından çıkarak çeneme doğru yol alırken, dilimi konuşmak adına hareketlendirdim.
"Beni kendinle doldur delta. İçimdeki kaşıntının ve boşluğun yerini, saf zevk ve doluluk alsın istiyorum."
Duyduklarıyla birlikte gözlerini kapatıp geri açan delta, boğazımı kavrayan parmakları sayesinde başımı kendine doğru çekerek, beni kucağına oturttu.
On beş dakika önce hayalini kurduğum esmer bacakların üzerinde olduğum gerçeği bile beni tam olarak havaya uçurmaya yeterken, ıslak dudaklarımın üzerinde, deltanın dudaklarının baskısını hissettim.
Anlık yaşadığım şokla beraber gözlerimi şaşkınca açarken, delta alt dudağımı dudakları arasına doğru çektiği gibi açtığım gözlerimi tekrardan kapattım.
Boğazımdaki parmaklarını yavaşça çeken delta elini tişörtümün içine doğru sokarak, tenimde arsızca dolanmaya başladı.
Üst vücudumu elinin yardımıyla keşfetmeye başlayan deltanın teni tişörtüm ve tenim arasında dolaşırken dudaklarının üzerine doğru inledim ve esmer bacaklara sabitlediğim ellerimi çekerek bir elimi ensesine, boşta kalan diğer elimi de deltanın göğüsünün ortasına bıraktım.
Bel oyuntumun arasında gezinen parmaklarının baskısı kaybolurken, bu sefer iki elini kalça yanaklarıma doğru indiren delta, kasıklarının üzerinde ileri geri hareket etmemi sağladı.
Dudaklarını dudaklarımın arasından çekti ve nefes nefese kalmış bir şekilde yüzüme bakarken, "Sürtün bana." diye oldukça pürüzlü bir şekilde konuştu ve dudaklarımı tekrardan dudaklarının arasına çekerek, tenimi sıkıca emiştirdi.
"Mmh!"
Ensesinde sabit bir şekilde duran elimi sertçe saçlarının arasına doğru daldırıp çekiştirirken, deltanın kasıklarının üzerinde sabit bir şekilde durmayı bırakarak, kasıklarının üzerinde hareketlenerek kendimi sürtmeye başladım.
