DİRİLTİLEN HİSLER

28 4 15
                                    

selamm!!!
Nasılsınız ballarımm umarım iyisinizdirr..
Lüütfen oy vermeyi ve boollca yorum yapmayı unutmayın... keyifli okumalarrr!!!

_______________________________

Çok korkuyordum.

Tanrı şahit çok korkuyordum. Bay kim'i birini döverken yanlışlıkla(?) görmem üzerine şimdi okuldaydım. Öğlene kadar kendisiyle dersim yoktu bu yüzden kafam rahattı ama öğle molasında ben keyifli bir şekilde tostumu yerken beni çağıracağını nerden bilebilirdim ki!
Ayrıca yanımda jimin hyung'da yoktu. Kendisi dün yurda gelmeyip, yeni tanıştığı(?)arkadaşının evinde sabahlamıştı ve çok yorgun olduğunu söyleyip bugün okula gelmemişti.

Şuan o korkunç dekanlık binasının içindeydim ve duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Burayı hiçbir zaman sevmemiştim çünkü bana küçüklüğümde babamla yaşadığımız o lanet evi hatırlatıyordu. Hızla alt katı geçip üst kata çıktığımda titreyen ellerimi bay kim'in kapısının kulpunu tutarken fark etmiştim.

Kapıyı hafifçe tıklattığımda içerde ki derin ses;
"Girin" demiş ve benim yüreğim asıl şimdi ağzıma gelmişti.

Bayan kang'la şiirler üzerine burada çalışırdık fakat içerde ki dizayn tamamiyle değişmişti. Beyaz koltuklar yerine gri koltuklar vardı mesela. Bayan kang'ın bir sürü renkli çiçekleri vardı fakat şuan bu oda da çiçeği bırakın tek bir renk barından birşey bile yoktu. Herşey gri ve siyahtı. Masa siyahtı, bay kim'in tam arkasında duran kocaman kitaplık siyahtı ve tablolar..tanrım onlar bile siyahtı.

Ben etrafı incelerken bay kim'in bana baktığını fark edip düz bir ifadeyle önüme dönmüştüm.
"Jungkook" diye seslendiğinde kafamı kaldırıp gözlerine bakmıştım.

"Efendim bay kim?"

"Dün olanlar..lafı dolandırmayacağım. Beni o şekilde görmen asla tasvip edeceğim birşey değildi fakat durumlar sandığın gibi değil.
Özel bir mesele ve cidden güzel bir dayağı hak etmişti. Şiddete kesinlikle karşıyım beni yanlış anlama ama başka türlü çözülecek bir mesele değildi. Bunu bilmen yeterli."

Dediğinde diksiyonuna ve ses tonuna odaklandığım için bir süre kendime gelememiş sonrasındaysa "ben zaten yanlış anlamamıştım bay kim. Yani sizi tanımıyorum ama bir insanı yok yere hastanelik edebilecek kadar dövecek birine benzemiyorsunuz zaten."

Dediğimde hafifçe gülümsemiş ve konuşmuştu;
"Böyle düşünmene sevindim. Ayrıca seni bu gereksiz konudan çok daha önemli bir şey konuşmak için çağırmıştım."

Dediğinde dikkatle bay kim'e odaklandım.

"Biliyorsun ki şiir yarışması yaklaşıyor ve sen benim özel öğrencisimsin..."

Benim özel öğrencimsin.

"Bu yüzden sıkı çalışmamız lazım hatta bugünden başlayalım. Bana şurdan Jane Austin'in deli divanesi ve rupi kaur'un süt ve bal kitabını verir misin?"

Dediğinde ayaklanmış hemen dediğini yapmıştım.

Kütüphane tavana kadardı ve elbette ki oraya yetişemiyordum. Bay kim'de bunu fark etmiş olacak ki;

"Sağ tarafta tabure var ona çıkıp alabilirsin."

Dediğinde dediğini yapmış ve tabureyi almıştım.
O sırada bay kim'de ayaklanmış tam benim arkama geçip, aldığı kitabı okumaya başlamıştı. Ben bariz bir şekilde şekilli ve kas yığını olan sırtını süzerken aniden bana doğru dönmüştü. bu afallamama sebebiyet verirken aynı zamanda dengemi kaybetmemi sağlayıp ona doğru yalpalamıştım.

INAFFABLE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin