sifaci tarafindan kurtarilmak

49 6 1
                                    

yuta

suna baksana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

suna baksana

yuta
aksam yemegine
iniyodum
otelde kalan birinin kopegiymis
sahiplendirecekmis bugun
ben sahiplendim
birazcik hastaymis ama
iyilestiririz biz bu bebisi

mark
ayy
bu ne
😣😣
COOOK tatli bisi bu

yuta
demi
sana benziyo

mark
kopus mark

yuta
ee
ismini ne koysak

mark
hmm
dusunelim
buldum
miniki olsun😔
cikolataya benziyo
ve ben miniki seviorm

yuta
tamam o zaman

mark
ee
bir ay boyunca
nerede kalacak bu bebek
oteldesin sen

yuta
evet
ev bakiyorum simdi
bu yuzden
kiralarim yirmi yirmi bes gunlugune

mark
zenginlik boyle
bi sey mi cidden

yuta
ahahajajka
sanirim

mark
randoma bak
randomun bile
yasli randomu gibi

yuta
ne yani
sevmiyo musun
bu hallerimi

mark
senin herrrr seyine
bayiliyorum

yuta
peki
diyelim bir gun uyandin
ben ennnn sevmedigin
yemege donusmusum
beni yer miydin

mark
hayir
kiyamazdim
sana veda etmeye

yuta
yalanci
sevmedigin icin
yemezdin demi

mark
askim
ne alaka
yersem boka donusup
gideceksin yani

yuta
sus anladim ben
ayrica niye acikca konustun
tiksindim kendimden

mark
ALALSKAPQPKQPQLQ
yerim seni

yuta
peki
ben seulde yasayan
emektar bir karinca olsaydim
sen de okuldan cikmissin
arkadaslarinla yuruyosun
ustume basmamak icin
caba gosterir miydin
yoksa arkadaslarin sana
yavas yuruyosun hizlan dedi diye
hizlica ustume basip gecer miydin

mark
caba gosterirdim
hayvanseverim ben🩷🩷

yuta
ne yani
beni sevdiginden degil mi

mark
askim
sen hayvana donusmussun ya
hani

yuta
ne yani
karincalari normalde sevmiyo musun

mark
bilmem
dusunmedim
ama butun hayvanlari severim
canli sonucta

yuta
merhametli bi de
sevgilim benim

mark
tekrar soylesene

yuta
sevgilimm

mark
dur
bu kesmedi beni
goruntulu ariyorum
bi de sesli soyle

sesli şekilde güldüğümde telefona düşen çağrıyla boğazımı temizleyip yatakta oturur pozisyona geçtim.

"alo?"
mark bir elinde tuttuğu telefonu mutfak tezgahına yaslamaya çalışırken bir yandan da elindeki sütü kaseye boşaltıyordu.

"aloooo?"

enerjik şekilde sesime karşılık verip kafasını kaseden kaldırdığında beni gördü, ardından birden öksürmeye başladı. nolduğunu anlamamıştım.

"mark, sevgilim iyi misin?"

mark kendine sürahiden koca bir bardak su doldurup ardından mutfak tezgahına oturduğunda altındaki kısa şortu fark ettim. gri dümdüz bir şort bile onda nasıl böylesine güzel duruyordu? şaşılası bir durumdu.

"birincisi öksürmekten boğulan bir mark'a sevgilim dersen üstelik böyle güzel bir tonda dersen mark bayılır. ikincisi şöyle birden denir mi bu ya?"

mark asabi şekilde konuşup bir yandan da eline aldığı kasedeki nesquiki yemeye başladığında yanaklarını öpme isteğimle baş etmeye çalışıyordum. sırf bu görüntü için bile ispanya'dan koreye bu gece için uçak bileti alabilirdim.

"ne diyeyim? mark birazdan sevgilim diyeceğim bitanem. bir iki üç. sevgilim?"

mark derin bir iç çektiğinde bunun özlem ve sevgi dolu bir iç çekiş olduğunu şu küçük ekrandan bile anlayabiliyordum ve böylesine emin olduğum bir sevgiyi bulabilmiş olmak bile benim için tanrı'ya bir şükür sebebiydi.

"ayrıca sen yine neden çıplaksın ya?"

mark'ın telefonu açtığımda neden öksürüğe kapıldığını şimdi anlamıştım.

"sevgilim oda çok sıcak, bir de duşa girecektim. sen arayınca bekletmeyeyim dedim."

"yok yani, soyunduğuna değil sitemim. ben yokum, boşa gidecek."

mark büyülü biriydi. hayır, bu elinde bir sihirli değneği olması veya zihin okuması gibi bir büyü değildi. bu hem çok sevgi dolu ama aynı zamanda aklı böyle kirli biri olabilmesiydi. fakat bunu yaparken bile içinde bir yerlerde sevgi barındırması, sevişirken bile dudağımı kanattığında özür dileyip acıttığı yerin acısı geçsin diye öpmesi gibi bir şeydi. mark benim en büyük şansım ve en güzel zamanlarımdı.

"ayrıca ben de nipple piercing istediğime karar verdim. sen gelince deldirelim olur mu?"

"olur sevgilim."

mark'a her şeyin çok yakışacağını düşündüğümden hemen omaylamıştım. aslında canının yanmasını istemesem de güzelliği karşısında mark'ı reddetme lüksüm yoktu.

bütün bunların ardından minikiyi mark ile tanıştırdım, ismini ona kimin verdiğini hemen öğrensin istemiştim. mark miniki ile telefondan bile bağ kurmuştu ve bu mark'ın tam da anlattığım gibi büyüleyici olduğunu kanıtlar nitelikteydi. miniki nihayet yorulup yatağın bir ucuna çöktüğünde mark kendine bir kahve yapıp ardından bana bugün sabah okul kartını kaybettiğini, yenisini almak için rektörlüğe gittiği sırada Jungwoo'nun yere düşüp bileğini incittiğini ve sonra Jungwoo'yu hastaneye götürüp gün sonunda yemek yemeyi unuttuğunu üstüne üstlük kartı da hala çıkattıramadığını anlattı.

o bunları anlatırken onu gözümü bile kırpmadan dinlemiştim. nihayet uykusu geldiğinde telefonu kapatmadı. yatağa yattığından emin oldum, mayışmış da olsa ona masal anlatmamı istedi. yaklaşık kırk dakika boyunca ona ölümü kurtuluş sanan kölenin bir şifacı tarafından kurtarılmasını anlattım. uyumadan önce bana gülümsedi, onu her zaman gülümseyerek dinliyormuşum, bundan bahsetti.

"şifacı sensin sevgilim, beni kurtardın. nice şifa dolu günlerimize uyan olur mu bitanem? iyi uykular."

hentai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin