mark
of
icim sistiyuta
dersteyim
bes dakikaya
yazicammark
peki
bekliyorumyuta
hatta
bos ver dersi
cikiyorum simdimark
aaa niyeymisyuta
seni merak ettim
anlatabilirsin
ciktimmark
jaemin sevgilisi ve arkadaslariyla
tanistirmak istedi bizi
belki taniyosundur
dorduncu siniflardan jeno var
o iste
onun arkadaslariylayiz
hendery falan
ama cok sikildimyuta
alayim mi seni
nerdeysenmark
hayir ya
okula yakin bi mekanda degiliz
baya uzaklastikyuta
biliyosun
bana her yer on dakikamark
tamam ama
dikkatli sur tamam mi
bak korkutma beniyuta
tamam
konum at
cikiyorum simdi—
Sesli şekilde nefes verdiğimde birkaç kişinin kafası bana dönse de umursamadım. Kafamı geriye yatırdım ve kafeyi incelemeye başladım. Şu an yapabileceğim en iyi şey bu gibi görünüyordu. Gri duvarlar, renkli tablolar, gürültülü insanlar. Hepsine baktığımda gördüğüm tek şey neden Yuta oluyordu bilmesem de bundan rahatsız olmadım. Hatta daha da ilerisi, bu beni gülümsetti. Bunun beni neden gülümsettiği konusunda kafam karışmışken telefona düşen mesajla rahatladım. Yuta kapıda olduğunu yazmıştı. Sandalyenin kenarına koyduğum ceketimi aldım, telefonumu cebime koydum.
"Kusura bakmayın, benim acil bir işim çıktı. gerçekten kalmak isterdim ama bir ara yine tekrarlarız, olur mu?"
Aceleyle masadaki herkese ithafen konuşup hızlıca çıktığımda arkamdan beni onaylayan sesler duysam da çok umursamamıştım. Hızla kapıya vardığımda arabasına yaslanmış yere bakan Yuta'yı gördüm. Beni fark etmemişti. Elindeki sigaradan bir nefes daha çekmek için kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Birkaç adımda yanına ulaştığımda sigarayı ayağının ucuyla söndürdü. Uzayıp neredeyse ensesine gelmiş saçlarını karıştırdığımda bana gülümsedi.
"Koklasana bir, sigara kokuyor muyum?"
Tatlı şekilde kafasını bana doğru yaklaştırdığında kafasını ısırma isteğimi bastırmam oldukça zor olmuştu.Gözlerimi devirip boynuna yaklaştığımda burnuma gelen tanıdık koku mümkünmüş gibi gülümsememi daha da genişletti .
"Bahane arıyorsun bence dibine girmem için ama neyse. Hayır, sigara kokmuyorsun."
"Ne münasebet."
Yuta sırıtarak konuştuğunda kafamı diğer tarafa çevirip gülümsedim. Bundan zevk aldığımı öğrensin istemezdim. O şoför koltuğuna yerleşirken ben de yerime oturup kemerimi bağladım.
"Nereye gidelim Lee? Ne yapmak istersin?"
Biraz düşündükten sonra cevapladım.
"Bilmem sana uyarım."
Ben konuşurken çakmağı elinden benim koltuğumun altına düştüğünde almak için eğildi. Burnuma gelen yoğun koku benden miydi ondan mıydı bilemiyordum, ne de olsa aynı parfümü kullanıyorduk.
"Seninim, istediğin gibi kullanabilirsin."
Çakmağı alıp doğrulduğu sırada bunu söyledi fakat üç santim ötemde böyle bir şey söylemesi beni biraz zor duruma sokmuştu. Bunu bilerek yaptığını sanmıyordum ama anlayabilirsiniz ki yirmili yaşlarında genç bir adamdım ve hormonlarım da hala yerli yerindeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/358610091-288-k767731.jpg)