Deniz Kenarındaki Bank

342 4 4
                                    

Açtığım gibi Hüseyin'i üstümde buldum. Kapı açık olduğundan bir ümit "Yardım edin" diye bağırdım fakat saat geç olmuştu. Kimsenin gelmediğini görünce elimde olan biber gazını Hüseyin'in yüzüne ve gözüne sıktım. Gözleri kapanmış ve yanmıştı fakat hâlâ üstümdeyi. Dizimi kaldırarak onu üstümden attım daha sonra ise yüzüne sertçe bir yumruk geçirdim. Elimin onun yüzünden daha çok acıdığına emindim. Kanayan yüzü ve yanan gözleriyle bir köşede kıvranmaya başladı. O kıvranırken anahtarı alarak kapıyı onun üstüne kapatıp kilitledim. Daha sonra tüm gücümle koşmaya başladım.
Yaklaşık on dakikadır koşuyordum ve anahtarı kontrol ettiğimde cebimde olmadığını farkettim. Düşürmüştüm. Fakat telefonumu iyice kazağımın içine sıkıştırdığım için o düşmemişti. Hâlâ koşuyordum ama nereye gittiğim hakkında en ufak bilgim yoktu.
Neredeyse iki saattir dışarıdaydım. Deniz kenarında yürüyordum ve bir bank gördüm. Banka geçip oturdum ve telefonumu çıkardım. Saatin 02:43 olduğunu gördüm. O sırada bir ayak sesi işittim. Telefonu hemen kazağımın içine geri sokuşturarak ayağa kalktım ve etrafa baktım. Etrafa baktığımda bana doğru gelen uzun boylu, kumral ve uzaktan bile kendini belli eden kaslarıyla ağzınızı açık bırakabilecek kadar yakışıklı olan birini gördüm. Size "Ağzınızı açık bırakabilir" demiştim ama benim ağzım açık kaldı. Tabii o bunu görmedi. Yanıma doğru yürüdü ve sonra yanıma oturdu. Ses duyduğum için ayaklanmıştım fakat o oturunca bende oturdum.
"İyi görünmüyorsun" dedi.
Onu tanımıyordum. Bu yüzden biraz şaşırmıştım. Yüzümdeki üzgün ifadenin yerini garip bir ifade almıştı.
"Tanışmıyoruz. Bu sizi ilgilendirmez" diyerek onu tersledim. Yüzünde rahat ve samimi bir gülümseme oluştu.
"Ah, haklısın. Özür dilerim. Tanışa bilir miyiz?
Ayrıca gerçekten iyi görünmüyorsun. Anlatırsan sana yardım edebilirim. Yani sende rahatlamış olursun anlatmak iyi gelecektir eminim." dedi. Bu sözlerinden etkilenmiş ve iyi biri olduğunu anlamıştım. Gözlerinde huzur vardı, samimiyet vardı. Görebiliyordum.
"Ben biraz sert çıkıştım galiba kusura bakmayın."
"Sorun değil. Bu arada ben Melih." dedi elini uzatarak. elini sıkarak,
"Gece" dedim.

GECEWhere stories live. Discover now