Night

275 3 0
                                    

Ona ismimi söyledikten sonra biraz havadan sudan konuştuk. Aradan baya zaman geçmişti. Esnemesinden uykusunun geldiğini anlamıştım.
"Uykum geldi Gece."
"Farkettim." dedim gülümseyerek.
"Artık iyi görünüyorsun iyi nightler Night."
"İsmim Night değil." dedim sinirlenerek
bu halim hoşuna gitmişti belliki. Sırıtıyordu.
"Night'cım numaranı alabilir miyim lütfen" Allah'ım Night diyor ya.
"İyi geliyorsun bana Night'ım güzelleşti."
Sinirden kızarmıştım.
"Telefonunu ver." dedim şu anki en sakin hâlimle.
Dediğimi yaptı ve telefonu uzattı.
Telefonu elinden aldığım sırada eli elime değmişti. O sırada gerçek Gece'nin
rahatsız olması gerekirken şu anki Gece'nin hoşuna gitmişti. Bunu garipsedim. Ama bu durumu değil, hislerimi.
Yaşanan bu durum Melih'in gülümsemesini sağlamıştı. Sessizce numaramı yazıp telefonu geri Melih'e vermiştim. "İyi nightlar ben kaçtım."
dedi gülümseyerek. Ayağa kalktı ve beklemediğim bir şey yaparak bana sarıldı. Boyu çok uzun olduğu icin bana sarılırken eğiliyordu. Ona yardımcı olabilmek adına bana sarıldığı an ayağa
kalktım. Ellerini belime sarmıştı. Bende sarılışına karşılık vererek boyundan dolayı zorda olsa ellerimi boynuna sarmıştım.
"Çok garip" diye fısıldadım fakat dip dibe olduğumuz için duyabilmişti.
"Neymiş garip olan?"
"Seninle daha bugün tanıştık ama sanki seneler öncesine dayanan bir arkadaşlığımız varmış gibi hissediyorum" diye fısıldadığım anda tanıdık bir ses duydum.
"Lan!" diye bağırdı. Bu Hüseyin'di.
Ayrılıp ses gelen tarafa baktık. Bize yani bana doğru geliyordu. Melih olayı kavramaya çalıştığı sırada yanımıza ulaştı. Bana doğru geldi ve bileğime elindeki bıçakla uzun bir çizgi çekti. Melih olanı yeni fark etmişti. Tek refleks ile bıçağı Hüseyin'in elinden aldı ve yüzüne art arda 6-7 yumruk geçirdi. Ben daha olayın şokunu atlatamamıştım. Bileğimdeki acı git gide artıyordu. Bileğimi tutuyor ve ağzım açık bir şekilde Melih'in yumruk atışını izledim.
Melih, Hüseyin yere yığılana kadar yumruk attı ona.
Sonra da beni kucağına alıp koşmaya başladı. Hüseyin'den kaçmıyordu, beni bir yere hızlı bir şekilde yetiştirmeye çalışıyordu.
"Melih sakin ol bir şey yok"
"Kan kaybediyorsun Night çok şey var."
"Nereye gidiyoruz?"
"Eve."
"Ne?" söylediğime cevap vermeden
hızlı bir şekilde beni bir eve götürdü. Beni tek koluyla taşırken tek koluyla anahtarı anahtar yuvasına sokarak kapıyı açtı. İçeriye girip beni bir koltuğa yatırdı ve koşarak içeriye gitti. 20 saniye içerisinde geri döndü. Döndüğünde elinde ilk yardım çantası vardı son hatırladığım koluma bir şeyler yapıp sarmasıydı.

GECEWhere stories live. Discover now