Merhaba sevgili okurlar...
Şuna bir bakın...
Hemres'in arkasında Miranda, yanında Daniella ve Liz ile birlikte sessizce yürüyordu. Arche, Jack, Dean ve Ronald tabutu omzulamışlardı. Charlotte, en küçük kardeşleri Marlon'un papyonunu düzeltirken Valerie kilisenin girişinde durmuş donuk gözlerle ve buruk bir gülümsemeyle gelen geçeni selamlıyordu. Travis kilisenin en arka sırasında dizlerini kendine çekmiş ağlarken Svetlana onun elini tutuyordu.
Hermes huzursuz ve karamsar bir tavırla içeri girdi. Derin bir nefes aldı.
''Bunu neden Melez Kampı'nda kefen yakarak yapmadık ki?'' diye sordu Liz fısıldayarak.
''Çünkü...'' Miranda sustu.
''Çünkü o Connor'' dedi Hermes. ''Annesinin bunu görmeye hakkı vardı. Bir cenaze istemeye hakkı vardı...''
Miranda siyah elbisesinin eteklerini tutup aşağı çekiştirdi. Gözleriyle etrafta Connor'un annesini aradı, ama bulamadı. Sessiz adımlarla Svetlana ve Travis'in yanında gitti. Travis'in yanına çömelip diğer elinden tuttu.
''Ağlama'' dedi Svetlana belki bininci kez, yumuşacık sesiyle.
''Annen gelecekmiş'' diyerek içini çekti Miranda.
Travis kıpkırmızı gözlerini Mirnada'ya çevirdi. ''Evini biliyor musun?'' Miranda ceketinin cebinden bir tornavida çıkardı. Pembe saplı tornavida...
''Bi-biliyorum...'' dedi Travis.
''Güzel. Svetty, Travis. Haydi kalkın. Bir araba çalıp anneni karşılamaya gidelim''
Svetlana kafasını onaylamayan bir şekilde salladı, ama Travis için bir şey demedi. Üç kardeş sessizce yağmur yeni çiselemeye başlamışken kiliseden çıktılar.
Final.
Hepinize Hermes Kulübesi'nin mektuplarını okuduğunuz, ve sırlarımızı kimseye anlatmayacağınız için teşekkür eder, güzel bir gün dileriz...
Azra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters From Cabin 11
Non-FictionHermes'in Kızı Serisi, |Ek Kitabı| 11. Kulübe'deki melezlerin her zaman söylemek istedikleri ama söyleyemedikleri, bazen de gerçekten sahibine yolladıkları bazı mektuplar bunlar. Charlotte'un kaybolmuş aşk mektupları, Tiara'nın Dionisos'a yazdıklar...