5.

195 23 3
                                    


3-cü kişi'den

Hyunjin yüzüne dikkatlice bakınca kim olduğunu anlamıştı bu çocuğun. Yanından ayırmadağı battaniyenin sahibiydi. Hyunjin onu böyle görünce kalbinde bir ağırlık olduğunu hiss etmişdi. Dönüp Jeongine bir daha baktığında hala korkuyla ona bakıyordu. Kavgadan korktuğu açıkça belliydi.

"Biliyorum korkuyorsun ama bunu unutmaya çalış. Kulaklarını ve gözlerini sıkıca kapat tamammı?"

Jeongin hafifce kafasını sallmışdı. Sonra ise dizlerini kendine çekerek kafasını dizine gömmüşdü.

Hyunjin ona yalnız bırakmak konusunda kararsız olsa da. Arkadaşlarına yardım etmeliydi.
Kafasını çevirip arkadaşlarına baktığında ise adamlardan birinin neredeyse Felixe vuracağını gördü.
"Şimdi senin ananı laciverde boyadım." Koşarak oraya gitdi ve adamın kolundan kavrayarak yüzüne bir yumruk geçirdi. Ard-arda bir kaç tane yumruk atdıkdan sonra Felix kolundan tutarak onu geri çekmiş.

"Abartma Hyunjin sadece kendini koru."

Felixin niye böyle dediğini biliyordu. Her hangi bir sebebden ötrü kavgaya karışmak yasaktı. Fakat saldırıya uğrayınca kendimizi korumamız yasaldı. Ve bizde şu an kedimizi korkuyormuş gibi yapmalıyız.

"Felixcim bunu çok yalnış kişiye söylüyorsun bir dön de etrafına bak istersen."

Felix etrafına kısa bir göz atdı buna rağman Hyunjinin ne demek istediğini anlamışdı. Çünki Kavgaya aç bırakılmış hyungları resmen adamları boks torbasına çevirmişdi. Felix koşarak Chan ve Changbin hyung'un yanına gitdi.

"Hyung yeter bırak artık adamı. "

Felix adamı Changbinin elinden kurtardığında sıra artık Chana gelmişdi.

"Chan hyung sende-"

"HYUNJINN"

Onun lafını bölen Jeonginin bağırmasıydı.En başından beri Jeonginin peşinden koşan ve muhtemel bu çetenin başı olan kişi şu an yerden aldığı bir cam parçasını Jeonginin boynuna bastıryordu. Jeonginse adamın kollarının arasında çaresizce duruyordu.

"B-Brak beni. Bıra-"

Jeongin'in boyundan aşağıya göz yaşları ile birlikte kırmızı sıvının da süzülmesi ile susmuştu.

"JEONGIN. Dokunma ona. Bırak onu!!"

Hyunjin gördüğü şeyle adeta deliye dönmüşdü ve resmen adamın üstüne doğru yürüyordu. Her ne kadar onu tanımasa da gecenin karanlığında gelip ona sığınan birisini gözün önünde yakalamalırı iyi değildi ve bunun olmasına da izin veremezdi.

"Bir adım daha atarsan sevimli arkadaşın benim kollarımda ölücek atarlı çoçuk."

Hyunjin bir an yerinde çakılı kalmışdı ama hala sinirle solumaya devam ediyordu. Minho onu kolundan tutarak geriye çekdi.

"Sakin ol Hyunjin sinirle hareket etme.Bu onun için çok tehlikeli."

Hyunjin bu sözlerden sonra Minhoya kısa bir bakış atıp sonra yeniden Jeongin'e dönmüşdü.
Jeongin korkudan titremeye başlamışdı. Ne yapacağını ya da ne olacağını bilmiyordu. Eğer ona yardım edemezlerse orada da ölücekdi muhtemelen.

"Aww sen titriyormusun güzelim? Korkuyormusun yoksa? Ama benim işimi sen zorlaştırdın. Ilk günden kaçmamalıydın. Umarım o günü hatırlıyorsundur. Ama bana öyle bakma. Kaç aydır hep aynı şeyler be güzelim."

O an hepsi bunun şimdi başlayan bir şey olmadığını daha net anlamışlardı. Zaten onlar için yeterince karmaşık olan şey daha da karışmışdı.

"S-sendin o gün beni takip eden yine sendin değilmi? O-o maskeli adamlarda sizdiniz."

"Günaydın.Bunu daha yeni anlıyor olmazsın değilmi?"

Jeongin söylediklerinin
doğrulanmasıyla daha da korkmuşdu.

"Her neyse bu kadar muhabbet yeter. Artık icrata geçelim"

Adam Jeongin'in kolundan sıkıca kavrayarak kendine çekmiş tıslayarak kulağına doğru konuşmuşdu. Sonra ise tutduğu kolundan çekerek onu kendiyle beraber sürüklemeye başlamışdı.

"Hayır onu hiç bir yere götüremezsiniz. "

Seungmin hemen öne atlamış ve gitmelerine engel olmuşdu.
Adamsa sırıtarak
"Hadi ya öylemi?Çekil şurdan" demişdi

"Öyle canım ayrıca da çekilmiyorum."

Seungmin kendinden qayet emin bir şekilde konuşmuşdu ama yüz ifadesi ve ani çıkışması onu tanıyanlar için çok garip gelmişdi. Çünki Seungmin bu değil o takımın düşünen beyniydi ve böyle fevri davranmazdı. Böylelike artık bazı takım üyelerine bir planı olduğunu söylemeden anlatmış olmuşdu. Tabi ki onların arasında Hyunjin yoktu onun şu an tek düşündüğü şey hüngür-hüngür ağlayan Jeongin di.

"Ehh çekil önümden bana boşuna şov yapma."

"Sana çekilmeyeceğimi söylediğimi çok net hatırlıyorum yoksa sen unutdun mu? Gerçi üzerinden aylarda geçmedi ama,yaşlılık hali olsa gerek, yazık."

Seungmin son sözünü söyledikden sonra sırıtmaya başlamışdı. Onun asıl amacı bir az olsun vakit kayıp etdirmekdi ama bunu ne derecede becerdiği şüpeheliydi.

"SANA ŞOW YAPMAYI BIRAK DEDIM"

Herifin yüksek sesle bağırması Jeongini korkutmuşdu ve bunu bir kişi fark etmişdi.

"Bağırma. Hiç birimiz sağır değiliz duyuyoruz."

"Bakın insan gibi söyledik anlamıyorsunuz,kavgayala söyledik anlamıyorsunuz illa kanıtlımı göstermeliyim? Evet sanırım. Iyi madem göstereyim."

Bunu söyledikden sonra yere eğildi ve elini az önce yere atdığı cam parçasına doğru uzatdı. Ve birisi uzatdığı eli ayağı ile ezdi.

"Yerinde olsam bunu yapmazdım"

Hyunjin soğuk,emir verdiği belli olan o sert sesiyle birlikte bir kaç saniyelik sessizlik olmuşdu. Sonra yerdiki adam bir an da kalkmış Hyunjin ve Seungmin'in üzerine doğru yürüme başlamışdı. Fakat daha bir kaç adım atamadan etrafını polislerin sarması bir olmuşdu.

"Sana ben show yapmam demiştim.:)"

(Buraya polisin siren sesini falan hayal edin)

Evet bu bölümü de burada bitirdik.

Oy ve yorum 🥹
Sınır koymak istemiyorum ama böyle giderse sonumuz öyle gözüküyor🙁🥲

İdol/Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin