7.

180 25 7
                                    

Hyunjin'den

Jeongin'i uyandırma görevi bana verilmişdi ve bunu anlaya biliyordum. Hareketleriden bana güvendiği anlaşılıyordu.

Odanının kapsının önüne gelmiş öyleyce dikiliyordum. Ne olur ne olmaz diye önce kapıyı hafif tıklatmışdım. Ses gelmeyince direk içeri girdim.Jeongin'in yanına gitdim. Yatağın içinde küçülmüş minicik kalmışdı. Bu görüntüsü bana çok tatlı gelmişdi ve istemsiz bir şekilde gülümsemişdim. Gönlüm el vermese de şu tatlı görüntüyü bozmalı ve Jeongini uyandırmalıydım. Hafifce omzundan dürtdüm.

"Jeong. Kalk Hadi"

... Hiç bir tepki yokdu.Omzunu bir az daha patpatladım.

"Hadi ama Jeong uyansanaa"

Yerinde kıpırdanmaya başlamışdı.

"Ooohoo böyle giderse işimiz var. Çabuk kalk bakayım millet bizi bekliyor"

"Hyunjin hyung?"

Sonunda kalkmış şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu. Yanaklarını ısramamak için zor duruyordum şu an.

"Evet ta kendisi.Sen uyuyunca biz de seni kendi kaldığımız eve getirdik. Yemeğini yedikden sonra evine bırakırız merak etme"

"Anladım. Rahatsızlık verdiğim için özür-."

"Hayır sakın özür falan dileme buna hiç gerek yok."

"Bu kıyafetler de senin için. Bir az bol olabilir. Üzerini giy ve gel mutfakda seni bekliyoruz."

Kıyafetleri çıkarıp yatağa koydum ve giyminmesi için odadan çıkdım.

"Uyandımı?"

"Hıhım geliyor şimdi"

Chan hyunga onaylar şekilde cevap vermişdim.

"Ha bu ara da Hyunjin. Deamin işden ayrılmış. Merak etme senin için yeni bir kişisel asistan ayarlayacaklar hatda sanırım bulmuşlar."

"Işden neden ayrılmış peki?"

"Şehir dışından şikete geldiği için onun için zor oluyormuş. Bu yüzden yakınlarda yeni bir iş bulmuş."

Chan hyungu anladığımı belirterek kafamı aşağı yukarı salladım.
Deamin bana evinin uzak olduğu hakında bir kaç defa şikayetlenmişdi. Bu yüzden işden ayrılacağını tahmin etmişdim.

Jeongin'den

Açıkcası kendimi hala yorgun hiss ediyordum. Dün hiç normal şeyler yaşamamışdım.Dünü unutmaya çalışarak Hyunjin hyung'un benim için bıraktığı kıyafetleri giyip banyoya girdim. Bir dakika ne Hyunjin hyung mu?O benim ne zamandan beri hyung'um olmuşdu? Bir dakika beni kurtaran SKZ miydi iyi değilim bir dakika ağğ. Içimdeki Fanboy delirdi şu an imdatttt. Şimdi ben onlarla yemek mi yiyeceğim aaaa inanılmaz. Hemen elimi yüzümü yıkadım. Ve mutfağa doğru gitdim. Bir tık heyecanlanmış ola bilirdim. Mutfağın önüne geldiğimde yüzüme sıcak bir gülümseme yerleşdirmeye çalışdım ama bir yandan da aşırı sters olmuşdum.
90 derece eğilerek "M-merhaba" dedim.

C"Merhaba. Otursana."

J"Hey bu kadar çekingen davranmana gerek yok"

F"Jisung doğru söylüyor. Hadi gel tanışalım ben Felix. Gerçi sanırım bizi tanıyorsun."

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Hıhım uzun süredir sizi takip ediyorum sıkı bir fanınızım diye bilirim."

J"Wow gerçekden mi?Çok havalı. Biasın benim dimi kesin benim"

H"Jisung'cum bura da ben varken sen de kimsin?
Değil mi Jeongin?"

C"Tamam gitmeyin artık çocuğun üstüne. Yemeğinizi yiyin çabuk"

Her kes artık yemeğini yemeye başlamışdı. Bende yemeğe başlayacakdım ama bir şeyi unutduğumu fark etdim. Kısa bir  nefes aldım ve kısıkca "Teşekkür ederim. Her şey için"
Ortam bir anda sessizleşmişdi. Ama bu sessizliği Hyunjin bir anda bozmuşdu.

"Bir şey değil canım Hyunjin biaslı bir Stay için az bile"

Anında Jisungla atışmaya başlamışdlardı. Chanın uyarması ile atışmalarını durdurup yemeğe döndüler. Hyunjin'in bunu ortamı yumuşatmak için yaptağını biliyordum başarılı da olmuşdu açıkcası her şey de olduğu gibi.

Her kes yemeğini bitirdiğinde. Masayı toplamış ve salona geçmişdik. Onlar kendi aralarında minik bir sohbet başlatmışlardı bile bense oturup sadece onları dinliyordum. Sonra Chan hyungu bana doğru döndü ve konuşmaya başladı."Şey Jeongin karakoldan annen aramışdı. Kadın çok edişelenmiş. Çalışanlar iyi olduğunu uyuduğunu söylemiş o da uyanınca eve gelsin demiş.Annen merak etme-"

"Benim annem yok."

"A-anlamadım"

Derin bir nefes aldım

"Benim annem yok yani onu kayıp edeli yıllar oldu. O sadece babamın yeni eşi. Ve beni merak etdiğini de hiç sanmıyorum."

"Şey ben özür dilerim. Gerçekden bilmiyordum. Özür-."

"Hyung yapma böyle buna hiç gerek yok."

"ÇOÇUKLAR ÇOÇUKLAR. Mükemmel bir şaka buldum bakın şimdi. Ingilizler kılına ne der?
-Mykıl . JAJSUSYSJAIAKQKQKANSNZBS"

Jisung yerlerde sürünerek kahkaha atıyordu ama geriye kalan her kes de ben dahil bıkkınlık vardı. Jisung gülüp bitirince ayağa kaldı.

"Ben hayatımda böyle Vizyonsuzluk görmedim. Gülmezseniz gülmeyin"

Trip atarak konuşduğunda ise bu defa her kes kahkaha atmışdı. Bir süre sonra Jisung kedisi de bize katılmışdı. Ortamı toparlamayı gerçekten çok iyi biliyordu. Bir az konuşup etdikden sonra artık hava iyi den iyiye kararmaya başlamışdı. Hyunjinde bunu fark etmiş olucak ki.
"Istersen yavaşdan toparlanalım seni ben bırakıcam zaten"
Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Bende sizinle gelicem. Bekleyin arabanın anahtarını alıp geliyim."
Chan hyung anahtarı almak için yukarı çıkmışdı. O çıkınca bende üzerime bakdım. Üzerimde hala Hyunjin hyung'un kıyafetleri vardı.

"Sende kalsın. Seninde battaniyen bende ödeşmiş oluruz"
Kendisine içiden ve sıcak bir gülümseme sundum o da aynı şekilde bana.
Günün geri kalanında beni eve bırakdılar ve gitdiler. Bense öylece oturmuş duvara bakıyordum. Bir yandan da evime yayılan güzel kokuyu içime çekiyordum. Hyunjin hyung'un kıyafetlerini hala çıkarmamışdım gerçi hiç çırmak istemiyordum.


















Oy ve yorum atamyı unutmayın bir sonraki bölümde görüşürüzzzz

Bu arada bu ficin Sonu nereye gidiyor hiç bilmiyorum diğer bölümler için önerileriniz varsa bekliyorumm

Oy vermeyi unutdun değil mi😠
Hemen oy ver😠


|
|
|


İdol/Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin