12.

146 18 5
                                    

Bölümü okurken yorum yapmayı
Unutmayın çünki düşünceleriniz
Benim için çok değerli

🖤 Keyifli okumalar 🖤

Jeongin'den

Hyunjin Felixe bakarak yandan yandan sırıtıyordu. Zaten karışık olan kafam daha da karışmışdı.

Sanki kalbime biri vurmuşdu onu bin bir parçaya ayırmış gibiydi. Artık telefonu aramaya da ilgim kalmamışdı. Kendimi üzgün hiss ediyordum ve nedenini tam olarak kendim bile bilmiyordum.

Kendimi hayatdan bıkmışcasına koltuğa atdım elimide çenemin altına koyarak az önce Hyunjin ve Felix hyung'un oturduğu yere baktım. Gözlerinmin önü bulanıklaşıyordu ama neden? Bu soru kafamı daha da kurcalıyordu nedensiz yere ağlamak beni daha da geriyordu.

"Jeonginne hani benim telefonum sende ya minicik bir şey için telefonunu bana verirmisin?"

Sorusuyla neredeyse bütün ilgi bize dönmüşdü. Kafamı kaldırmadan kısaca göz atdım. Çoğunun yüzünde sırıtış vardı. Üzerinde pek durmadım. Zaten kendiminki yetmiyormuş gibi Hyunjinin de telefonunu kayıp etmişdim. Şimdi de bununla uğraş dur Jeongin zaten zar zor kendimi toparlayıp gelmişdim şimdi nasıl yüzüne bakacakdım?

"Hayır. Şey hyung ben özür dilerim ama Telefonları nereye koydum bilmiyorum. Az önceden beri arıyo-"

"Jajsjsjjsjjssuhaha"
Bir anda Felix, Hyunjin, Changbin hyung gülmeye başladı.

"Jeonginee hala anlamadınmı telefonlar bende. Sen tilkiysen bende yılan olurum savaşımız başlasın"

Elindeki telefonları sallıyordu. Banyoda almış olmalıydı. Ne yani benim o kadar heyecan yaptığım şey sadece bir oyundanmı ibaretdi? Bunun için benimle oynamışdı. Dakikalardır atlatmadığım şey sadece bir oyundu.
Neden bir türlü duygularıma hakim olamıyorum. Haklılardı sen tam bir Zavallısın Jeongin. Onun minik bir lafına bile kandım.

"Bebek ekmek? Kızdın mı yoksa bana neden hiç konuşmuyorsun?"
Hyunjin eliyle çenemden tutup yüzümü kendi yüz hizasına getirmişdi. Onunla göz-göze gelince daha fazla kendime tutamadım. Dolu olan gözlerimden göz yaşlarım bir bir kendini bıraktı.
Hyunjin anlık olarak duraksamışdı. Eli ayağına dolanmışdı sanki.

"Jeongin! Ağlama yalvarırım ben özür dilerim. Ben seni üzmek istememişdim. Şakama mı kırıldın? Söz bir daha yapmam ağlama lü-"

"Hayır. S-sana kırılmadım ben sadece... Ahh her neyse ben bu gün eve erken gitsem daha iyi olur"

Evet yaptığı şeye kırılmışdım hemde fazlasıyla. Ama bunu söylemedim. Chan hyung'unda yanıma gelip elini omzuna koydu. Tekrar tekrar iyi olur olmadığımı,neden ağladığımı sormaya başlamışdı.

"İyiyim. Sadece eve gitmek istiyorum."

M:"Tamam o zaman ben seni eve bırakayım hadi gel"

"Gerek yok hyung. Siz çalışmanıza devam edin. Provayı ekdiğinizi duyarsam yakarım hepinizi haberiniz olsun"

"Şey Jeongin."

Tam kapıdan çıkacakken Hyunjin gelmiş ikimizinde telefonu elime verip gitmişdi. Daha fazla uzatmadım ve
"Teşekkürler. Görüşürüz" diyip çıktım.

S:"Al işte beyendinizmi yaptığınızı. Şimdi gidin özür dileyip gönlünü alın."

M:"Dur Seungmin. Bir az yalnız kalsın. Sadece bir telefon için ağlayacağını düşünmüyorum. Farklı bir şey olmalı bir az zaman verelim de kendini toparlasın. Sende üzme kendini Hyunjin Jeongin zaten seninle küsülü kalamaz barışırsıznız hemen."

İdol/Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin