Her şeyin başladığı nokta

159 112 8
                                    

        Bazen boşlukta kalırsınız ya ne yaşadığınızı anlayamazsınız içinizde kaybolursunuz nefes aldığınızı unutursunuz hatta nefes bile alamazsı- nız tıkanırsınız hayattan koparsınız. 

Aynen onu yaşıyordum şuan o genç şarkı sözlerini ağzından dökerken ürpermiştim hayatta kopmuştum sanki şarkı sözleri bana beni anlatıyordu.

Annemi beklediğim seneleri anlatıyor- du. Saydığım günleri hatırlatıyordu.

Bende Saydım kaç gün oldu.

Arabaya doğru yürürken boş boş yere bakıyordum sanki şimdi şuraya yığılacaktım ölü gibi yürüyordum.

Arabaya zor zahmet bindikten sonra ilaçlarımı  elime aldım ardından suyla beraber yuttum ağzımda ilacın acı tadı kalmıştı ama su beni kendime getirmişti.

Kendime gelindiğim gibi kulağıma ilişen Ateş'in alaycı sesini duydum.

"Amma yaptın be ayçiçeği altı üstü bir şarkı"

dedi ve dakika bir gol bir sinirlerim bozuldu ya bu çocuk ne kadar gıcık ya iki günde delirtti beni.

Bana hiç sen kalp hastasısın falan demeyin. Kalp ritmim hızlanınca olan sızı benim Yasak Elma izlerken delirmelerimi engelleyemez.

Biri bana hayatta ki en sevdiğin hobin  ne derse yirmi yıldır yaptığım tek şey olan Yasak Elma izlerken çekirdek çitlemek derdim.

Ve bu yüzden artık kalp hastalarının da yaşayabildiğini kabullenmek gerek.

Uzun sessizlik sonunda sinirimi atmış- tım ki

"Hayır alt tarafı bir şarkı ne üzdükü seni"

Ya bu erkekler duygudan hiç anlamı- yorlar  bir şarkıyı sadece şarkı dinliyo- rum demek için dinliyorlar hiç şarkının duygusunu yapamıyorlar sonra geveze geveze konuşuyorlar.

"Sen bütün gün o ergen arkadaş grubunla takıldığın için duygu nedir bilmemen çok normal"

"Ergen bir arkadaş grubum olduğunu nereden çıkardın ayrıca erkeklerin de duyguları vardır."

"Erkeklerin duyguları olmasın boş çünkü öküzlüğe kullandıkları için"

Evet bu gururlu konuşmayı yapan sayın  Güneş Yılmaz hayatında ilk defa erkek görmesine rağmen direk öküz diye söze  girdiği için rezil olmuş bulunmakta.

Tamam her erkek yıldızın kocaları gibi olmayabilir benin çenem duymadığı için konuyu acilen değiştirmem lazım.

Tam konuşacaktım ki yine İstanbul köprüsünün zarifliğine daldım ve arkadan gelen Ateş'in sesiyle yine benimle nasıl dalga geçeceğini merak eder gibi başımı ona çevirdim.

"Keşke şu köprüyü yanımda taşıyabil- sem köprüyü görünce bi susuyorsun kafamı dinliyorum."

Yine Ateş SBB görevi yani sinir bozma bakanlığı moduna girdi artık ona SBB lakabını takmıştım.

Bir süre konuşmadan devam ettim yol boyunca ağzımı bile açmıyacaktım.

Bir süre sonra Ateş "iyimisin" deyince

"Eee sende bir şeyi beğenmiyorsun sus dedin sustuk işte"

"Ben onu lafın gelişi söyledim alınma- dın dimi"

Dedi ve Güneş Yılmaz'dan Hızır gibi bir cevap geldi sayın seyirciler.

"Yoo hiç üzerime alınmadım alınan varsa problem vardır zaten" dedim ve gol cevap yok.

Joker hakkını kullanmak isteyen varmı?

Ay böyle Deyince de kendimi Kim Milyoner Olmak İster de gibi hissettim.

Uzun süren sessizlik sonucu eve vardık.

Araban aşağı indim ve eve doğru yürüdük anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdik.

Eve girdiğimiz gibi odama koşup lavaboya girdim altıma yapmak üzerey- dim ihtiyacımı giderdik sonra odama girdim.

Üzerime bugün aldığım pembe kalpli beyaz tişörtümü altıma kareli kırmızı pijamamı giydim ardından köpekli panduflarımı ayağıma geçirdim ve saçımı dağınık topuz olarak topladım ve odadan çıktım.

Aşağı ateşin yanına indim onunda üzerinde benimki gibi kareli bir pijama üzerinde beyaz tişört vardı ve benim aksine çok iyi görünüyordu mutfağa gittim.

Dolapları teker teker açarak bardakla- rın olduğu rafı buldum ve bir bardak alıp dolabı kapattım.

Buzdolabını açıp buz gibi sürahiyi alıp bardağa su doldurdum ve suyumu iç- tim bir bardak daha doldurup yanımda götürdüm.

Tam merdivenlerden çıkacakken Ateş
"Güneş" diye bağırdığı için yanına git- me zahmetinde bulundum.

Bana uzattığı telefonu aldım "kendi telefonunu orada bırakmış olmalısın" dedi.

Elindeki telefonu aldım "çok teşekkür ederim" dedim gülümseyerek benim bazen çok geveze olsada iyi biriydi telefonu alıp odama çıktım.

Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladım "ne gündü bee" dedim  sonra yatağa oturup telefonu açtım gerekli ayarlamaları yapıp kafamı yastığa çarptığı gibi uyudum.

İzninizle bende artık yaşamaya başlıyo- rum aslında ben bugün doğdum her şeyin başlangıç noktası bugün.


Ayçiçeğinin KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin