Katliam Oyunu

128 56 34
                                    

"Hadi biraz oyun oynayalım mesela..."

Oyun oynamayıni severmisiniz ben hiç oyun oynamadım küçükken zaten dört duvar arasında yaşıyordum ders almaya gittiğimiz zamanlar sınıfımdaki arkadaşlarım hariç hiç arkadaşım ol- mamıştı hep oyu oynamak isterdim ama hiç bir zaman gerçek olmamıştı belki bir gün en acı şekilde gerçekleşir.


Gözümü açtığımda boynumda yoğun bir acı hissediyordum kendimde değil- dim konuşmak istiyordum fakat dilim dönmüyordu yanımda biri vardı bunu hissetmiştim.

Çünkü mırıltı sesleri geliyordu ve acı bir sesti başımı çevirmeye çalıştım pek başarılı olamasamda yanımdaki yüzün o yelloz kız olduğunun farkındaydım.

"Neredeyiz biz" dedim acı içinde kelimeler ağzımda ağzımdan çıkıyordu fakat beni duyan biri varmıydı bilmi- yorum.

"Hoş geldiniz küçük şeytan ve minik yı- lan inanın ki sizin bu şekilde ayağıma geleceğinizi bilmiyordum"

Ne ayağı ya Neredeyiz biz?

"Aslında sana gerek bile yoktu ama bu kadar ince ayrıntılı bir yılan daha bula- mazdım galiba" kimden bahsettiğini ilk anda algılayamadım ama parmağı yanımdaki kızı gösterince farkına vardım.

Lakin o gereksiz olansa ben niye onla- rın aradığı malzemeydim ki daha sonra dehşet şekilde parmağı bana doğru döndü.

"ve sen yıllardır aradığımız iki nefeslik kız sen bizimle geleceksin" dilim kenet- lenmiş bir şekilde bekliyordum bu a- dam kimdi ben neredeydim ne işlerine yarayacaktım ve nereye gidecektik.

Aklımda sorular ve karşımda bir adam yanımda ise korkudan titreyen bir kız vardı ve ben olayı kavrayamamıştım.

Ama bir şey söylemem gerekiyordu ve benim nefesim titriyordu

"Ne olacak bize?" kendimi bir şey olacağına alıştırmış şekilde konuştum.

"Sana ne olacak bende bilmiyorum sa- dece görevliyim ben" Ne demek görevli kim beni niye istiyordu ve o neyin gö- revlisi o sırada arada yanımdaki kız konuşmaya başladı.

"Onu götüreceksen ben ne olacağım"

"Sana ne olacağını bilmiyorum ona da patron karar verir artık" yanlız ben faz- la irkilmeye başladım.

"bana bak armut kafa kızıl saçlarıma özenle yaptığım bukleler bozulursa buklelerim seni"

Yani şu adamı buklelese tüm milletcek rahatlıyacağız aslında ama ölmemek i- çin susuyorum.

Biraz vakit geçince adamın telefonu çal- dı ve "hemen" diyip kapattı ne oluyordu karşıdaki kapı açıldı ve adamlar içeri girdi önce bizim ağzımızı ve kollarımızı bağladılar direncimiz nafileydi.

Kolumdan sertçe tutarak ilerletmeye çalıştılar benim canım iki nefeslik oldu- ğu için direnmiyordum ama o direni- yordu ikimizde aynı arabaya tıktılar ve gittiler.

Karşımdaki kızın varlığını bile unut- muştum takii "mmm" ağzı bağlı bit şe- kilde konuşmaya çalışıyordu.

Araba durunca bir anda iliklerime kadar irkildim kapı bir anda açıldı ve ellerimizin bağı çözüldü.

İlk işi ağzını çözmek oldu tabii en çok çalışan organı olduğu için "oh be so- nunda"

Bende onun gibi ağzımı çözdüm ve açı- lan kapıda çıktım gördüklerim karşısın- dan ağzım açık kaldı "tövbeler olsun bu- bu ne?"

Yerde kan izleri havada ise ölüm koku- yordu yanımdaki kız da benden farksız- dı resmen üç buçuk atmıştı.

"Tamam sakin olalım ve ilerlemeye de- vam edelim" kızı cesaretlendirmeye çalışarak ilerledim lakin ayağımda bir sıcaklık hissetmiştim ayağıma baktığım- da ayağıma dolanmış bir kobra vardı ve bana doğru kırmızı gözleriyle bakıyor- du.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ayçiçeğinin KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin