-28-

29 1 0
                                    

Çok sıkılmıştım o yüzden Fred ile başbaşa dolaşmaya çıktık. Düğün telaşından uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Sonra bir anda aklıma birşey geldi.

"Senin bana bir sürprizin vardı. Hadi gidelim de göster bana." dedim.

"Ama o zaman eve dönmemiz lazım." dedi.

"Olsun merak ettim. Hadi gidelim." dedim.

Eve doğru yürümeye başladık. İkimizinde biraz sessizliğe ihtiyacı olduğu için ikimizde konuşmuyorduk. Eve geldiğimizde beyimle yavaş adımlarla bizim kata doğru çıkmaya başladık. Bizim katın merdivenine gelince bir kapı çıktı karşımıza. Kapıyı açıp yukarı çıkmaya başladık. Daha önce orada kapı yoktu. Bunu daha sonra soracaktım.

Bizim kata çıktığımızda eşyalarımızın geldiğini ve hepsinin yerine konduğunu gördüm. Hatta kutudaki özel eşyalarımız bile yerlerindeydi. Beyim bana hiç iş bırakmamıştı anlaşılan. Koltuk takımını parlak gri ile parlak yeşil almıştık. Yatak odasını ise beyaz yeni gelin takımı almıştık. Mutfak eşyalarını gri almayı tercih etmiştik. Daha modern durduğu için.

Heyecanla bebeklerimizin odasına gittim. Kapıyı açtım. Ve herşey istediğim gibiydi. Biri pembe diğeri ise maviydi beşiklerin örtüleri. Tavana gece parlayan yıldız deseni istemiştim. Beyim onuda düşünmüştü ve yapmıştı. Herşey istediğim gibiydi. Bir Tek şey hariç. Bebişlerimizin dolapları boştu. Kıyafetler kutuda duruyordu. Tam beyime soracaktım ki o benden önce davranıp cevap verdi.

"Onu beraber baş başa yapalım istedim. Heyecanı kaçmasın istedim." dedi.

Ne kadar düşünceli bir adamdı. Ama ben düğüne kadar burada kalmak istemiyordum. Büyüsü bozulmasın. Düğünden sonra evimize çıkardık. Eda çağırınca tekrar aşağı indik.

"Gelinlik Ela'nın odasında. Seni orada hazırlayacağız. Damatlık da Berk'in odasında. Sende orada hazırlanacaksın. Herşey tamam. Yarın düğün için herşey hazır." dedi.

Sahi düğün yarındı. Bende öyle bir heyecan vardı ki içim kıpır kıpırdı. Fred beni kolumdan tutup çekti. Yine bodruma indik. Dolaplardan ikimizede birer kan alıp verdi. İçtik ve odamıza gittik. Dinlenip enerji kazanmamız lazımdı. O yüzden erkenden uyuduk.

***

"İçimde kötü bir his var." dedim.

"O heyecandandır." dedi Eda.

Ela'nın odasında kuaför ve makyajcı beni süslerken ben öylece oturuyordum ve sıkılmıştım. Yaklaşık 1 saattir buradaydım. Gün daha kararmamıştı ama hazır olmak için erken kalkmak zorundaydık. Kendi düğününe geç kalan gelin olmak istemem. Adamların işi bitince odadan çıktılar. Bende gelinliği giydim. Düğünün başlamasına 30 dakika vardı. Güneşin batmasına ise 10 dakika.

Gelinliğim biraz abartıydı ama çok hoşuma gitmişti. Bayağı kabarık olan eteğinin tülü simliydi. Omuz askılarında gül deseni vardı. Belimde kardeş kuşağı yoktu ve bu canımı sıkmıştı. Ama kimseye çaktırmak istemiyordum. Duvağım çok uzundu. Yerde sürünüyordu. Gelinliğimin de kuyruğu vardı ama kuyruğu gül motifliydi. Tabikide gelinliğim baştan aşağıya beyazdı. Saçımı sıradan bir gelin başı istemiştim. Ben düşünürken kapı çaldı.

"Kızlar müsaitseniz gelebilir miyiz?" dedi Ela.

"Fred hariç herkes gelebilir." dedi Eda.

Odaya bir Ela, Berk, Can ve bir kameraman girdi. Arkalarından da herkes gelmek isteyince ben salona çıktım. Ne yapmak istediklerini anlamamıştım. Kameraman 'kayıttayım' diyince Ela yanıma geldi.

"Allah hep mutlu etsin güzel kızım." Dedi anne edasıyla ve anlımdan öptü.

"Canım kardeşim. Allah mutluluğunuzu ve huzurunuzu daim etsin." dedi Can ve oda anlımdan öptü.

"Ablam daima mutlu ol. Seni çok seviyorum." dedi Eda ve sarıldı bana.

"Canım kardeşim. Seni geç de olsa buldum ve şimdi elin herifine veriyorum. Bunu ne kadar istemesemde mutlu olacağını bildiğim için sesim çıkmıyor." dedi ve oda anlımdan öptü.

Ela elinde bir poşet ile yanıma geldi. Poşeti Berk'e verdi. Berk içinden birşey çıkarttı. Ne olduğunu anlayınca ağlamamak için kendimi tutmam gerekti. Ağlarsam makyajım akacaktı.

Berk kamera karşısında ağlayarak kardeş kuşağımı bağladı ve bana sarıldı. O an gözümden yaşlar döküldü. Sonra hemen kendimi toparladım. Lan ben hamileyim neden duygusala bağlıyorsunuz da makyajımı akıtıyorsunuz diye düşünürken beyimin sesini duydum. 'Ağlama sakın bebekler için ağlamaman lazım. Birazdan benim sonsuza dek karım olacaksın. Seni kapıda bekliyorum.' dedi beynimde.

Bir koluma Can diğer koluma ise Berk girdi ve beni arka bahçeye doğru yürüttüler. Kamera bir yandan çekiyordu bizi. Kapıdan çıkınca Fred'i gördüm. O kadar muhteşem görünüyordu ki. Ona tekrar aşık olmuştum.

Kızıl Ay +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin