öncelikle hepinizi cok ozledim en son 2023 temmuzda yeni bölüm atmıştım dedim yeni bölüm yazmanın vakti geldi carlos bu hafta apandisit sorunu yüzünden yarışmıyor hayat bitti iyi haber ameliyatı iyi geçmiş neyse bizde hikayemize geçelim bu arada ismi değiştirdim bu daha iyi sanki
Yorucu bir yarış haftası olmuştu ve bu süre zarfında ne ben ne de Carlos kendimize pek vakit ayırmamıştık bu yüzden 2-3 günlüğüne ufak bir tatil yapmaya karar verdik
"Hazal İngiltere mi İtalya mı sence".
"Ne fark eder Carlos sen varken hepsi mükemmel"
"mükemmel olduğumu biliyorum ama birine karar vermen gerek."
"Şımarma hemen İngiltere olabilir." Diyip elimi saçlarının arasına götürüp saçlarıyla oynamaya başladım buna bayılıyordu bende ona.
Carlos sen nasıl istersen diyip elini belime doladı dudaklarına ufak bir öpücük kondurmamla odanın kapısının çalınması bir oldu her kimse hayvan gibi kapıya vuruyordu
Carlos mırıldanarak
"bu Charles'tan başkası olmaz" diyip kapıya yöneldi. Ve kapıyı açması ile haklı olduğunu kanıtladı Charles daha biz ağzımızı açmadan konuşmaya başladı
"saat 8 olmus siz halen oda da pinekliyorsunuz hadi çabuk hazırlanın"
"Sanada günaydın Charles" diyerek sözünü kestim Charles'ı seviyordum ama bazen çok sinir bozucu oluyordu gerçek bir kuma. Carlos Charles'a bakıp "Romantik anların katilisin dostum dedi" Charles için acilen birini bulmalıydım yok daha çok çekicez onu. Birlikte hazırlanıp otelden çıkış yaptık. Ben Charles ve Carlos Carlos'um arabasına bindik.
Havalimanına doğru ilerken sessizliği Charles bozdu "2-3 gün tatil yapmamız yok mu ya"
"Biz Hazal ile planımızı yaptık İngiltereye gidicez"
"NEY BENSİZ Mİ" diye atladı Charles komik bir ses tonuyla dayanamayıp güldüm Carlos mahçup bir şekilde bana bakıp
"Gelirse senin için sorun olur mu" diye sordu bende yok ya ne olcak hem bize de eğlence çıkar dedim
Charles genel komik biriydi Romantik anları katletmesi dışında neşe kaynağımız sayılırdı. diye içimden geçirirken havalimanına varmıştık uçağa bindiğimizde kendimi yorgun hissediyordum uçak yolculukları pek benlik değildi o yüzden İngiltere'ye kadar deliksiz uyudum.
İngiltere'ye vardığımızda kendimi harika hissediyordum çünkü hem uykumu çok iyi almıştım hemde çocukluğumun bir kısmının geçtiği yerdeydim burada bir sürü anı biriktirmiştim çoğunda Russel yanımdaydı bunlardan Carlos'a bahsetmedim tabi otele varıp eşyalarımızı yerleştirdikten sonra üçümüz beraber dışarı çıktık Londra'nın her adımına aşıktım
Üçümüz de konuşmadan yürürken Charles bir anda konuşmaya başladı "çok sıkıcısınız yarım saattir tek kelime etmeden boş boş yürüyoruz"
"Aslında bu civarda bildiğim çok güzel bir cafe ve ufak şirin bir yer oraya gidebiliriz Limonataları harika" oraya en son gittiğimde George halen hayatımdaydı ve beraber gitmiştik şuan oraya Carlos'la gitmem ne kadar doğru bilmiyorum ama ona bu harika yeri göstermem gerekiyordu.
Carlos "Sevgilim nasıl istiyorsa öyle yaparız" dedikten sonra beni öptü ve bahsettiğim pastaneye doğru yürümeye başladık hava yağmurluydu böyle havalar bana hep huzur vermiştir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
